Birlikle tecridi kırma çağrısı
- 09:03 4 Ocak 2024
- Güncel
Rojda Aydın
BEDLÎS - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için başlayan açlık grevi ve Adalet Nöbetlerine ilişkin konuşan Bedlîsli kadınlar, “Tecridi kırmak için birliği ihtiyaç var” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrid devam ederken 34 aydan bu yana da kendisinden hiçbir haber alınamıyor. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için Kürt halkının dostlarının 10 Ekim 2023’te Starsburg’da başlattıkları “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa siyasi çözüm” kampanyası başlatıldı. Kampanyaya katılımlar günden güne büyürken cezaevlerindeki tutsaklar 27 Kasım’da açlık grevi eylemi başlattı. Ardından tutsak yakınları aynı taleplerle Amed, Wan, İzmir, İstanbul, Adana ve Mersin’de Adalet Nöbeti başlattı.
Tecrit ve başlatılan eylemlere ilişkin Bedlîsli (Bitlis) kadınlar değerlendirmelerde bulundu.
İktidar tecridi ağırlaştırıyor
Rasime Baran, 25 yıldan bu yana İmralı’da devam eden tecridi kınayarak, ağırlaştırılan tecridin hukuka ve adalete aykırı olduğunu söyledi. İmralı tecridinin dünyada hiçbir örneği olmadığını belirten Rasime şöyle dedi: “Bu tecrit dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Tecrit giderek ağırlaşıyor. İktidar, Kürt halkı kazanmasın diye tecridi ağırlaştırıyor. Çünkü Kürt halkının kazanması İmralı’ya bağlı. Bu yüzden de Kürtleri yok etmek istiyorlar. Tüm cezaevlerinde açlık grevleri başladı. Kürt halkı buna karşı sessiz kalmamalı ve omuz omuza vermeli. Herkes ayağa kalkmalı. Kimse sağır, dilsiz olmamalı. Tüm halkımız bu tecridi dile getirmeli ve tecridin kırılması için gerekli adımları atmalı. Halk birlik olmazsa tecrit kırılmaz.”
Birliğe ihtiyaç var
Açlık grevi ve Adalet Nöbetlerini selamlayan Meryem Korkmaz da, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin tüm Kürt halkına yönelik olduğunu söyledi. Amacın Kürt halkını tümden yok etmek olduğunu belirten Meryem şöyle devam etti: “Eğer biz Kürtler birlik olursak bizi yok edemezler. Birlik olmazsak bir Kürtler başaramayız. Tecride karşı birlik olup sesimizi yükseltmeliyiz. Dışarıda her ne kadar Adalet Nöbetleri başlatılmışsa da bu da yeterli değil. Bu sessizliğin kırılması gerek. Sesimizi yükseltmeliyiz. Kürtler sesini yükselttiğinde, iktidar saldırıyor, gözaltına alıyor ya da tutukluyor. Ancak biz bu saldırılardan korkmuyoruz. Herkes birlik olup sesini yükseltmeli. Açlık grevine giren tutsakları yalnız bırakmamalıyız ve onların sesi olmalıyız. Birliğe ihtiyacımız var.”
‘Özgürlüğün yolu Sayın Öcalan’ın elinde’
Özgürlük ve barışın yolunun İmralı’dan geçtiğini ifade eden Suphiye Yılmaz, Asdullah Öcalan üzerindeki tecridin kırılması gerektiğini söyledi. Yıllardır tecridin kaldırılması için ses çıkardıklarını dile getiren Suphiye, “Cezaevleri ve dışarıdaki baskıların sona ermesi için Sayın Öcalan özgür olmalı. Biz bu zulmün bitmesini istiyoruz, birlik olsun istiyoruz. Kürt halkına çağrım birliğimizi oluşturalım ve tecridi kıralım. Artık annelerin yüreği yanmasın. Sayın Öcalan’ın aile ve avukatları ile görüşme hakkı var. Özgürlüğün yolu Sayın Öcalan’ın elinde. Eğer tecrit kalkarsa bu sorun da kalkar” şeklinde konuştu.
‘Bu zinciri kıralım’
Ağırlaştırılmış tecridi kabul etmediklerini belirten Güler Coşkun, tecridin insanlık dışı olduğunu söyledi. Bu tecridin dünyada örneği olmadığını dile getiren Güler, “Bu zinciri kırmalıyız” dedi. Güler devamla şunları söyledi: “Bu tecrit zinciri kırılmalı. Tüm çocuklarımız açlık grevinde. Tutsakları sahiplenmeliyiz. Bu zinciri kırıp Sayın Öcalan ve tutsakları özgürleştirmeliyiz. Bu böyle gitmez. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmadan dünyaya özgürlük gelmez, ne biz ne de başka halklar huzur içinde olmaz. Bu yüzden bu tecrit sadece biz Kürtleri etkilemiyor. Tecridi kırmak için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Dışarıda çıkarılan ses yeterli değil. Daha çok sesimizi yükseltmeliyiz. Sessizlik de bir destek. Bu sessizliğimizi kırmalıyız ve sesimizi yükseltmeliyiz. Özellikle de biz anneler ayağa kalkmalıyız. Sayın Öcalan ve tutsaklar için bu zincirleri kırmalıyız.”
Birlik olmazsak…
Abdullah Öcalan’ın bırakılması durumunda tüm tutsakların da bırakılacağını söyleyen Saadet Çaçan da şunları belirtti: “Türkiye her seferinde yeni af yasaları çıkarıyor. Ancak siyasi tutsakları bırakmıyor. Bunun nedeni nedir? Müslümanlıkta böyle bir şey yok. Müslümanlıkta bir insan bir hakka sahip ise engellenmemeli deniliyor. Ancak kaç yıldır Sayın Öcalan haklarını kullanamıyor ve kaç yıldır cezaevinde. 25 yıldır tutsak. İktidarın amacı bu şekilde Kürtleri bitirmek. Ancak bilsinler ki Kürtler asla bitmez. Bizi öldürmekle bitiremezler. Kürtler örgütlenmiş ve huzur istiyorlar. Bu yüzden de Sayın Öcalan bırakılmazsa mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Bira n önce Sayın Öcalan ve siyasi tutsakların bırakılmasını istiyoruz. Tecridin kaldırılması için halkımızın birlik olması gerekir. Eğer birlik olmazsak tek tek yok oluruz. Kendine Kürt’üm diyen ayağa kalkmalı. Özellikle de anneler ayağa kalkmalı ve sesini yükseltmeli. Artık savaş ve zulüm istemiyoruz. Barış ve eşitlik yükselmeli.”