İşkence ile katledilen babası ve tüm kayıplar için mücadele ediyor

  • 09:03 6 Ocak 2024
  • Güncel
 
Rabia Önver 
 
COLEMÊRG - Babası Necmi Çaçan’ın 31 yıl önce işkence edilerek katledildiğini hatırlatan kızı Pınar Yılmaz, kayıp yakınlarından biri olarak, faillerin bulunması için mücadelesine devam ettiğini söyledi. Babasına son sözünün “gitme” olduğunu paylaşan Pınar, “Bir yüzyıl daha geçse mücadelemden vazgeçmeyeceğim”  dedi. 
 
29 Aralık 1993 tarihinde Bitlis'in Tatvan ilçesine bağlı Düzce alan köyüne askerlerce düzenlenen operasyonda ağır işkenceler sonucu yaşamını yitiren Necmi Çaçan'ın kızı Pınar Yılmaz 31 yıldır hukuk ve adalet mücadelesi verdiğini belirtti.
 
90’lı yıllardan bu yana kaybettirilen ve katledilen kişiler için 27 Mayıs 1995 yılından bu yana Cumartesi Anneleri, yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için mücadelelerini sürdürmeye devam ediyor.  Amed, Elîh, İzmir’in yanı sıra Colemêrg’de de yıllardır, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her Cumartesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları eylemlerini gerçekleştiriyor.  104’üncü haftaya giren eylemde yer alan kayıp yakınlarından biri de Pınar Yılmaz.  
 
Bedlîs’in (Bitlis) Tetwan (Tatvan) ilçesine bağlı Düzce alan köyüne 29 Aralık 1993’te düzenlenen operasyonda ağır işkenceler sonucu yaşamını yitiren babası Necmi Çaçan’ın faillerini sormaya devam eden Pınar, aynı zamanda İHD Colemêrg Şubesi’nin yönetiminde de yer alıyor. 
 
Pınar, 31 yıl önce yaşadıklarını ve yıllardır verdiği mücadeleyi JINNEWS’e anlattı. 
 
Köy yakıldı, tarandı, hayvanlar katledildi
 
Faili meçhul cinayetlerin ve köylerin yakıldığı, boşaltıldığı 1993’te, askerlerin köylerine baskın düzenlediğini, evlerin yakılıp, köyün tarandığını hatırlatan Pınar, “Köy tarandığı esnada babam, bizleri taş duvarın olduğu yere götürüp bizleri korumaya çalışıyordu. Köy yakıldığı esnada kadınların, hayvanların ve çocukların çığlıkları yoğundu. Gece saat 01.00 sıralarında evimiz önce yaklaşık 15 dakika boyunca tarandı, sonra kapımız çalındı. 5 kardeştik, annem altıncı kardeşimize gebeydi. O zamanlar ben 12 yaşlarındaydım. Başımıza neler gelebileceğini kestiremiyordum” dedi. 
 
Babasına son sözü 'Gitme' oldu
 
Annesinin kapıyı açmasıyla birlikte askerler tarafından darp edildiği için bayıldığını paylaşan Pınar, babası Necmi’nin ise kucağında olan kardeşinin yere atıldığını, babasının da bu esnada darp edildiğini söyledi. Pınar şöyle devam etti: “12, 14, 15 yaşlarında olan bizlerin ağzına silah soktular. Sürekli bizlere sorular soruyorlardı. Tabii biz kavrayamıyorduk. Askerler sonra babamın koluna girdiler, babam ayakkabısının bir tekini giydi, ikincisini giymesine izin vermediler. Babamın ifadesinin ve gözaltı kararının olduğu için götürdüklerini söylediler. Annem o sırada hala baygın, ben de babamın arkasından bağırıyorum, ‘baba gitme’ diye. Babam arkasını döndü, ‘Korkma kızım geleceğim’ dedi. Askerler, babamı zorla götürdüler. Hala gözümün önünde.” 
 
'Tek derdimiz babamın nerede oluşuydu'
 
Annesinin ayıldıktan sonra babasını aramak için evden çıkmaya çalıştığını, fakat çıktığı sırada askerler tarafından evin tarandığını belirten Pınar, “Annem o korkuyla tekrar eve geldi, sabaha kadar ne olduğunu bilmeden bekledik. Evler, ahırlar, bahçeler ve hayvanlar yanıyor. Bizim tek derdimiz, babamın nerede oluşuydu, ölmemiz değildi. Sabah herkes evinden çıkıp köy meydanında toplandı. O sırada babamın eksik olduğunu fark ettik. Hemen aramalar başladı, abim sırada geldi, elinde ayakkabı ve babamın puşisi vardı. Aklı dengesini kaybetmiş şekilde tutarak halay çekip geliyordu. O sırada bir şeylerin koptuğunu fark ettik” sözlerini kullandı. 
 
‘Sabaha kadar ne olduğunu bilmeden bekledik’
 
Annesinin ayıldıktan sonra babasını aramak için evden çıkmaya çalıştığını fakat çıktığı esnada askerler tarafından evlerinin tarandığını dile getiren Pınar, "Annem o korkuyla tekrar eve geldi, sabaha kadar ne olduğunu bilmeden bekledik. Evler, ahırlar, bahçeler ve hayvanlar yanıyor. Bizim tek derdimiz babamın nerede oluşuydu, ölmemiz değildi. Sabah herkes evinden çıkıp köy meydanında toplandı o sırada babamın eksik olduğunu fark ettik. Hemen aramalar başladı, abim o sırada geldi elinde ayakkabı ve babamın puşisi. Aklı dengesini kaybetmiş şekilde tutarak halay çekip geliyordu. O sırada bir şeylerin koptuğunu fark ettik" ifadelerini kullandı. 
 
‘Parçalanmış bedenini topladım'
 
Abisinin gittiği yere kendisinin de hemen gittiğini ve babasına ait olup olmadığını bilmediği halde ceviz ağacının altında bir beyin görüp yanına aldığını kaydeden Pınar devamında, “Babamın beyni olabileceğini düşünmedim, bu kadar vahşi olacaklarını düşünmedim. Topladığım beyni eteğimin içine koydum. Bir süre ilerledikten sonra babamı gördüm. Babamı öyle görünce kilitlendim. Ne ağlayabildim, ne de çığlık atabildim. Annem hasta olduğu için babamı böyle görsün istemedim, parçalanmış bedenini bir araya topladım. Babamın bedeni paramparça edilmişti” sözleriyle babasının işkence edilerek katledildiğini özetledi.  
 
'Babamın kefeninin her tarafından kan akıyordu'
 
Babasını parçalanmış bedeninin yıkanmadığını, dini vecibelerinin yerine getirilmediğini söyleyen Pınar, “Babamı apar topar gömdüler, babamın kefeninin her tarafından kan akıyordu. Hep söylerim, herkes beyaz kefenle gömülürken, benim babam kırmızı kefenle gömüldü. O sırada babamın amcasına zorla ‘PKK’liler öldürdü’ diye bir kağıt imzalatıyorlar ve bizim bundan haberimiz yok. Bizi apar topar toplayıp zorla Wan’a göç ettiler. 29 Aralık  soğuk bir geceydi, hala da yüreğimde soğuk bir gecedir. O dönemde basında çıkan haberlerde ise ‘bir terörist etkisiz hale getirildi’ diye lanse edildi” diyerek devamında yaşadıklarını paylaştı. 
 
Yargılamalar takipsizlikle sonuçlandı
 
Aradan geçen uzun yılların ardından “Kelle kesen” lakaplı Korkmaz Tağma’nın bir gazeteye röportaj verdiğini dile getiren Pınar, “Verdiği röportajda, ‘Bitlis’te yaptığımız baskında Necmi Çaçan’ı öldürdük’ diye itiraf ediyor. Bu itiraflara rağmen herhangi hiçbir yargılama olmadı, yargılamalar da takipsizlikle sonuçlandı. Her şey bu kadar somutken, hiçbir sorgulama yapılmadı. 31 yıldır hala hukuk ve adalet arayışı mücadelesindeyiz. O tarihten beridir İHD’de mücadele ediyorum” dedi. 
 
'Failler yargılanana kadar mücadelemi sürdüreceğim'
 
Pınar son olarak şöyle konuştu: “Bütün kayıpların failleri belli, meçhul değil, sadece birçoğunun cenazesi yok ortada. Benim babamın hem cenazesi hem de failleri belliyken hiçbir yargılama olmadı ve ben 31 yıldır bunun arayışı içerisindeyim. Bir yüz yıl dahi geçse ben bu arayıştan vazgeçmeyeceğim. Barışı tesis eden kadar da bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim. Biz yaşadık, ama başka çocuklar babasız kalmasın, başka çocuklar babalarının beynini, parçalanmış bedenini toplamasın diye bir çabamız var. Failler yargılanana kadar mücadelemi sürdüreceğim.”