Logolarımızdan korkanların çalıntı ‘gazeteciliği’
- 09:06 10 Eylül 2023
- Medya Kritik
Rozerin Gültekin
HABER MERKEZİ - Özgür Gündem gazetesine uygulanan baskı ve saldırılar karşısında, tüm zorluklara göğüs gererek dönemin gazetecileri tarafından başlatılan nöbetçi Eş Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasından, haberlerin çalındığı bir geleceğe… Şükrü Erbaş’ın “Bir Kardeş Mavi” şiirindeki “Canı cehenneme başkasının yangınıyla evini ısıtıp yemeğini pişirenin” satırları ise yaşananları gözler önüne seriyor.
Özgür basın kimdir? Kendini muhalif olarak tanımlayan ama ulusal basının minyatürü olan basın kimdir? Bu iki soru akıllarda sık sık dönerken, bu iki basın grubu aslında her süreç kızıştığında, devlet baskısı arttığında, sessizliğin derinleştiği dönemlerde yaptıkları haberlerle kendi değerlerini oluşturarak halka kim olduğunu, ne için mücadele yürüttüğünü gösteriyor. Halka hakikati ulaştırmak için bu zamana kadar kalemine kan, kelepçe, işkence ve isyan bulaşmayan özgür basın emekçisi olmazken, buna karşı bu emeğin üzerinden yükselmeye ve kendini var etmeye çalışan gazetecilere karşı mücadele etmekte. Zorluklar içerisinde hakikati ortaya çıkaran özgür basın emeğine el koyulmaya çalışılması, Şükrü Erbaş’ın “Bir Kardeş Mavi” şiirindeki “Canı cehenneme başkasının yangınıyla evini ısıtıp yemeğini pişirenin” satırlarını akla getiriyor.
Ülkenin Kürt halkına bakışı
NuJINHA ve JINNEWS’in bir yıl önce Colemêrg Şemzînan’da 11 yaşındaki Esra Y.’nin Veysi, Zahir ve Nihat Yılmaz isimli faillerin tecavüzüne uğradığını olayı ortaya çıkarmasına rağmen, gazeteci Timur Soykan’ın bu haberi kendisi ilk defa ortaya çıkartıyormuş gibi lanse etmesi bu tartışmaları ve sorgulamaları derinleştirdi. Haberciliğin temel kurallarından biri olan ve emeğe değer açısında da ahlaki, etik değer taşıyan kaynak gösterme kuralına dahi uymayan bir gerçeklik karşısında verilen mücadeleyi salt gazetecilik mücadelesi olarak değerlendirmek, eksik bir değerlendirme olacaktır. Bu durumun ortaya çıkması sonrası dahi tepki gösterenler yine yalnızca özgür basın emekçileri oldu. Ve yine özgür basından gelen tepkiler üzerine dijital medya hesabından açıklama yapmak zorunda kalan Timur, haberin asıl kaynağını da vurgulamış oldu. Özgür basının haberlerini kaynak göstermeden kullanmak ve diğer sözde “hakikat” mücadelesi yürüten gazetecilerin üç maymunu oynaması ülkenin Kürt halkına bakışını apaçık özetleyen bir tablo oluyor.
Gazetecinin Kürt olmayanı makul!
Asıl önemli olan bu haberlerin yapılması mı yoksa bu haberlerin Kürt olmayan popüler gazeteciler tarafından yapılması mı? Esra’nın mektuplarına, ailesine kadar ulaşılarak yapılan haberlerin televizyon kanallarının gündemine, Twitter sayfalarına taşınmasına engel olan neydi? Diğer yandan bu hafta herkesin ilk defa ortaya çıkartılıyormuş gibi minnet duyarak haberi paylaştırmasını sağlayan şey neydi? O zaman acı bir şekilde özne haber değil, haberi yapan gazeteci sonucu ortaya çıkmakta. Sanırsam herkesin tekrardan gazetecilik değerleri ve pratiklerini gözden geçirmesi gerekiyor. Yaşanan bu pratiğe ek olarak, bir yıl içerisinde 30 özgür basın emekçisinin keyfi gerekçelerle tutuklanmasına yine sadece özgür basından ses yükselirken, “keyfi” olarak tutuklanan bir gazeteci için tüm ülkenin ayağa kalkması da Kürt sorununu gözleri kör edercesine ortaya koyuyor.
Logolarımızdan korkanların çalıntı ‘gazeteciliği’
Elbette emeğimize yönelik hırsızlık yalnızca bunlarla sınırlı değil. Gazetecilik naraları atanlar, haberlerin görüntü ayarları ile oynayıp logolarımızı dahi gizlemeye çalışıyor. Özgür basının her haberinde işlediği örgütlülük nerede? Özgür Gündem gazetesine uygulanan baskı ve saldırılar karşısında, tüm zorluklara göğüs gererek dönemin gazetecileri tarafından başlatılan nöbetçi Eş Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasından, haberlerin çalındığı bir geleceğe… Sözlerin tükendiği nokta.