‘Adli vaka değil’ örgütlü şiddet: Medyanın kördüğümü

  • 09:04 14 Aralık 2025
  • Medya Kritik
 
Dilan Babat
 
HABER MERKEZİ - Türkiye genelinde son bir yılda açığa çıkan kadınlara yönelik “örgütlü şiddet” kadın kurumların ve ajansların şiddet verilerinde geniş yer bulurken, ana akım medya olayların çoğunu ya hiç haberleştirmedi ya da “adli vaka” çerçevesine sıkıştırdı.
 
Türkiye’nin farklı kentlerinde son bir yılda art arda ortaya çıkan şiddet olayları, erkek şiddetinin artık yalnızca bireysel değil, örgütlü ve çoğu zaman süreklilik kazanan bir yapıya dönüştüğünü gösteriyor. Çocuklara yönelik tarikat bağlantılı cinsel saldırı ve tecavüz dosyaları, kadınlara işkence eden erkekler, dijital şantaj çeteleri, sistematik süren taciz-tehdit ve fuhuşa sürüklenmeler kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
 
Ancak bu olayların medyada yer alış biçimi, medya kuruluşlarının politik çizgisine ve habercilik anlayışına göre keskin biçimde ayrıştı. Özgür basın, “örgütlü erkek şiddeti”ni bir süreç olarak takip ederken; ana akım medya olayların büyük bölümünü ya görmezden geldi ya da tek cümlelik adli bültenlere indirdi.
 
Özgür basın: Şiddeti politik yapı olarak gören habercilik
 
JINNEWS, Mezopotamya Ajansı, Bianet, Artı Gerçek, BirGün, Evrensel ve Yeni Yaşam, bütün şiddet yöntemlerini olaylarını ayrıntılarıyla işleyerek kadınların tanıklıklarını, faillerin yöntemlerini, devlet kurumlarının eksikliklerini ve olayların arka planındaki yapıları açığa çıkardı.
 
Bu medya kuruluşlarının haberlerinde öne çıkan ortak noktalar:
 
*Şiddetin örgütlü olduğu açıkça ifade edildi.
 
*Kadın örgütlerinin raporları birincil kaynak olarak kullanıldı.
 
*Olaylar “bireysel suç” olarak değil, süreç ve yapı analizinin parçası olarak işlendi.
 
*Failler açıkça yazıldı, mağdura suçlayıcı ifadeler kullanılmadı.
 
*Polisin, savcılığın veya kurumların ihmalleri haberin içine dahil edildi.
 
Özgür basın bu olayları duyurmakla kalmadı, aynı zamanda takip haberleriyle her aşamasını izledi, dava süreçlerini aktardı ve olayın toplumsal boyutunu kamuoyuna taşıdı. 
 
Ana akım medya: şiddetin çeteleşme boyutunu görmedi
 
Hürriyet, Sabah, Yeni Şafak, Takvim, TRT Haber, A Haber, CNN Türk ve NTV’nin yer aldığı ana akım medya ise şiddet çetelelerinin çoğunu ya tamamen görmedi ya da yalnızca “kısa” bir bilgi vermekle sınırlı kaldı.  Bu yayın organlarında haberler çoğunlukla: faili gizleyen,  şiddeti “aile içi tartışma”, “kıskançlık”, “tartışma büyüdü” gibi ifadelerle bireyselleştiren, “üzücü olay”, “şok olay” gibi dramatize eden başlıklarla, kadın örgütlerinin raporlarına yer vermeyen, tarikat, yerel güç yapıları veya ekonomik bağlantıları sansürleyen biçimde aktardı. Bazı olaylarda yalnızca “3 kişi gözaltına alındı” gibi kısa bilgi notları yayımlandı; şiddetin örgütlü niteliği tamamen görünmez kaldı.
 
Ara sıra gören medya: Olayın büyüklüğüne göre haber
 
T24, Diken, Tele1, Sözcü ve Cumhuriyet gibi medya kuruluşları, bazı olaylarda özgür basına benzer bir çerçeve kurdu. Ancak bu görünürlük süreklilik taşımadı. Bu yayın organları çoğu zaman, olaylar yalnızca çok büyüdüğünde haber yaptı, şiddet çetelesini sınırlı aktardı, faillerin geçmiş şiddet kayıtlarını haberle ilişkilendirmedi, kadın örgütlerinin raporlarına düzenli şekilde yer vermedi. Sonuç olarak, olay yalnızca gündem olduğu kadar görünür oldu.
 
Medya’nın politik konumlanışı
 
Türkiye’de kadınlara yönelik örgütlü şiddet olaylarının medyada yer alış biçimi, medyanın politik konumlanışıyla doğrudan ilişkili oldu. Özgür basın bu olayları ayrıntılarıyla kamuoyuna taşırken ana akım medya çoğu olayı sıradan “adli” olaya indirdi, bazılarını ise tamamen yok saydı. Bu tablo, kadınların tanıklıklarını ve örgütlü şiddet yapılarının ortaya çıkarılmasını özgür basının ısrarcı haberciliğinin mümkün kıldığını bir kez daha gösterdi.