Çağrı net: Barış, barış, barış…

  • 09:02 7 Kasım 2025
  • Güncel
 
Büşra Turan
 
MÛŞ/WAN – Barış Anneleri, 50 yıldır devam eden savaşın sona ermesini ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını isteyerek, “Ölüm için değil, barış için her şeye hazırız. Çağrımız net; barış, barış, barış” dedi.
 
Kürt Özgürlük Hareketi yönetimi, Qendîl’de yaptığı ikinci bir tarihi açıklamayla, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın onayı ve PKK’nin 12’nci Kongre kararları doğrultusunda, Türkiye’deki güçlerini Medya Savunma Alanları’na çekmeye başladığını duyurdu. Sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunan Barış Anneleri Songül Yaşar, Hanife Koçak ve Kadriye Gezici, “Artık yeter, bu topraklara barış gelsin” çağrısında bulundu.
 
‘Umarım halkımız içinde barış gelişir’
 
Mûş Barış Anneleri Meclisi üyesi Songül Yaşar, barış talebini dile getirerek hiçbir annenin gözyaşı dökmesini istemediklerini belirtti. Hem gerilla hem de asker annelerinin ağlamasını istemediklerinin altını çizen Yaşar, şunları söyledi:
“Biz istiyoruz ki Abdullah Öcalan özgürlüğüne kavuşsun. Karşı tarafta neler yaşandığını bilmiyoruz; bize tam ve detaylı bilgi verilmiyor. Abdullah Öcalan halkın içine çıksa çok güzel olur. Biz Barış Anneleri barış istiyoruz. 50 yıldır savaş var; her iki tarafta da insanlar ölüyor. Biri ağladığında hepimiz ağlıyoruz. Bir askerin annesi ağlayınca biz de ağlıyoruz. Türkiye’de artık böyle bir şey görmek istemiyoruz.”
 
‘50 senedir barış istiyoruz’
 
Songül Yaşar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını ve cezaevindeki tutsakların tahliye edilmesini talep ederek şöyle konuştu: “Sürgündeki insanların da geri dönmesini istiyoruz. Biz güzel şeyler istiyoruz ama sanki biz savaş istiyormuşuz gibi davranıyorlar. Bugüne kadar kimse savaş istemedi. Biz 50 senedir barış istiyoruz; artık yeter! Biz de yasal statü tanınmasını istiyoruz. Gerillaların geri gelmesini istiyoruz. Onları neden bırakmıyorlar? Annelerine kavuşsunlar.”
 
‘Neden dilimiz yasaklanıyor?’
 
Anadilde eğitim ve yaşam talebini dile getiren Songül Yaşar, “Annelerimizin çoğu bir yere gittiğinde kendini ifade edemiyor. Türkçe konuşulmasın demiyoruz; o da konuşulsun. Ama biz yine de kendi dilimizi konuşmak istiyoruz. Kürtçenin statüsünün olması gerekiyor. Bazen Türkçe konuşulduğunda anlamıyoruz; ‘Bunlar ne diyor?’ diye sorguluyoruz. Kendi anadilimiz varken neden başka bir dili konuşalım? Biz bu dille dünyaya geldik. Neden dilimiz yasaklanıyor? Anadilimiz Kürtçedir, biz Kürt’üz, dilimiz varlığımızdır. Kendi anadilimiz için özgürlük istiyoruz. Kendi dilimizle yaşamak istiyoruz. Yolumuz açık olsun. Bu şekilde önümüz tutuluyor; önümüz açılsın. Devletten tek isteğimiz budur. Umarım yasal düzeye kavuşur” dedi.
 
‘Biz ölüme âşık değiliz’
 
Barış çağrısı yapan Wan Barış Anneleri Meclisi üyesi Hanife Koçak, devlet yetkililerine seslenerek, “Biz ölüme âşık değiliz; hiçbir insanın ölmesini istemiyoruz. Devlet de barış elini Kürt halkına ve Sayın Abdullah Öcalan’a uzatsın. Biz asla ölümü ve tutsaklığı istemiyoruz; barış istiyoruz. Tayyip Erdoğan’a, Adalet Bakanlığı’na ve vicdan sahibi herkese çağrımızdır: Ellerinizi barışa uzatın, bu katliamın ve kanın kapısını kapatın. Üstümüzde hangi yük varsa onu taşımaya hazırız. Ne olursa olsun, barış için her şeye hazırız. Ölüm için değil, barış için her şeye hazırız. Süreci sahiplenmeli, halkımız ve kurumlarımızla birlikte omuzlamalıyız. Tüm insanlardan beklentimiz budur” dedi.
 
‘Çağrımız net: Barış, barış, barış’
 
Hanife Koçak, Kürt Özgürlük Hareketi’nin ve Abdullah Öcalan’ın üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, şimdi devletin somut adımlar atması gerektiğini belirtti. Sürecin hızlandırılması gerektiğini vurgulayan Koçak şöyle konuştu: “27 yıldır Önderlik esaret altındadır. Buna rağmen tüm çabası barış ve demokrasi mücadelesi olmuştur. Hangi insan olursa olsun fark etmez; kanın durması ve kalıcı barışın sağlanması için Abdullah Öcalan çaba sarf ediyor. Önderliğin fiziki özgürlüğü ve cezaevindeki hasta tutsakların tahliyesi olmak üzere, tüm tutsakların serbest bırakılmasını istiyoruz. Tutsaklara pişmanlık dayatmasıyla geri adım attırılmaya çalışıldığını görüyoruz; bunu asla kabul etmeyeceğiz. Biz bu mücadeleye söz verdik; ne pişman olacağız ne de geri adım atacağız. Çağrımız net: Barış, barış, barış!”
 
‘Kürt halkı da barış ve özgürlük istiyor’
 
Wan Barış Anneleri Meclisi üyesi Kadriye Gezici, Kürt halkının her daim barış ve demokrasi için hazır olduğunu belirterek, “Abdullah Öcalan 27 yıldır cezaevinde olmasına rağmen barış için çaba sarf ediyor. Önderlik, tüm devletlere ve halka sesleniyor; bu kanın durması ve barışın gerçekleşmesi için çağrılar yapıyor. Silahlı mücadelenin sona erdirilmesi çağrısı yapıldı ve halk, her koşulda Önderliği esas aldı. Biz Kürt halkı da barış ve özgürlük istiyoruz. Tüm zindanların kapıları ardına kadar açılsın. Artık cezaevlerinden tutsakların cenazelerinin çıkmasını istemiyoruz; onların sağ salim özgürlüklerine kavuşmasını istiyoruz” dedi.
 
‘Asker anneleri de barış çağrısı yapsın’
 
Hiçbir annenin gözyaşı dökmesini istemediklerini vurgulayan Kadriye Gezici, “Bir Türk annesi de olur, polis annesi de olur, gerilla annesi de olur. Bize bu topraklar verildi; herkes kendi toprağında yaşasın. Barış gelirse herkes malıyla, çocuğuyla özgürce yaşayacaktır. Kimsenin ölmesini istemiyoruz; ne gerillanın, ne askerin, ne polisin. Biz ölüme değil, yaşama ve barışa bağlı bir halkız. İstiyoruz ki asker anneleri de Kürt anneleri gibi barış ve demokrasi çağrısı yapsın. O zaman kimsenin çocuğu ölmez. Bu topraklarda doğup büyüdüğümüz gibi, burada yaşayıp burada hayatımızı sonlandırmak istiyoruz. Kimse kimsenin canını almasın; barış ve kardeşlik hâkim olsun. Herkes kendi dilinde özgürce konuşabilsin” dedi.
 
‘Bu ülkeye barış gelsin’
 
Kadriye Gezici, özgürlük ve kalıcı barış talebini yineleyerek sözlerini şöyle tamamladı: “Hangi Kürt annesine mikrofon uzatırsanız, ilk kelimesi barıştır. Kürt anneleri, çocukları şehit olmuş olsa da hâlâ barış istiyor. Abdullah Öcalan barış için el uzatıyor; devlet bu eli havada bırakmamalı. Kanın durması ve barışın gerçekleşmesi için her iki tarafın da çaba göstermesi gerekiyor. Artık yeter! 50 yıldır süren bu savaşın son bulmasını istiyoruz. Eğer barış olmazsa ölümler devam eder. Biz bu kandan yorulduk, artık bu acıların yaşanmasını istemiyoruz. Bu ülkeye ve bu topraklara barış gelsin. Tüm annelerin, asker annelerinin de bizim gibi barış çağrısı yapıp destek vermesini istiyoruz.”