Gar Davası: 10 yıl sonra mahkeme emniyet yetkililerini dinleyecek

  • 14:22 17 Haziran 2025
  • Hukuk
 
ANKARA - 10 Ekim Gar Katliamı’nın firari sanıkları hakkında açılan davanın 1’inci duruşmasında avukatların birçok talebi reddedilirken, 10 yıl sonra ilk kez mahkeme heyeti, istihbarat bilgisine sahip olmasına rağmen hareket etmeyen Antep Emniyeti yetkililerinin ifadesine başvuracak. 
 
10 Ekim Gar Katliamı’nın firari sanıkları hakkında açılan davanın 1’inci duruşması, Sıhhiye Adliyesi Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya 10 Ekim ailelerinin yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Sevilay Çelenk, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sultan Özcan, DEM Parti Ankara Eşbaşkanları, HDK, İHD ve çok sayıda kurum katıldı. 
 
10 yıldır talepler reddediliyor
 
Kimlik tespitlerinin ardından ilk olarak söz alan Avukat Senem Doğanoğlu, olmayan sanıklara rağmen çevik kuvvetin salonda ailelerin önüne set çekmesine tepki gösterdi. Duruşma salonunda yapılan bu düzenin duruşma tutanağına geçmesini talep etti. Yıllardır tanıkların dinlenmesini talep ettiklerini hatırlatan Senem Doğanoğlu,  bununla ilgili mahkemenin 10 yıldır bir işlem yapmadığını hatırlattı. Halihazırda İdlib’de görülen ve HTŞ’ye katıldığı bilinen Mahmut Muhammedi ile ilgili ise mahkeme heyetinin bu duruşmada bir karar vermesi gerektiğini söyledi.
 
‘Bunları bilmeden davayı çözemeyiz’
 
Avukat Erkan Ünivar ise, HTS kayıtlarının hala dinlenmediğini ve katliam faillerine kimlerin talimat verdiğinin açıkça belirtilmesi gerektiğini söyledi. Erkan Ünivar, “10 yılın sonunda savcılığın yapması gereken işlemleri hala sizden talep ediyoruz. HTS kayıtlarının ilk gün dinlenmesi gerekiyordu. Size verdiğimiz katliam faillerinin mesajları var, konuşmaları var. Ama savcılık bir işlem başlatmamış. Bu hatların sadece kime kayıtlı olduğu bilgisi yer alıyor kimin kullandığı dahi savcılık tarafından araştırılmamış. Bu hatları kim kullandı? Katliam öncesi Yakup Şahin kime mesaj attı? Bunları bilmeden bu davayı çözemeyiz. Bu kişi katliam öncesi ve katliam günü Yakup Şahin ile SMS’leri var. Bu kişinin kim olduğunu hala bilmiyoruz. Katliama mı yönlendirdi, talimatlar mı verdi bilmiyoruz. Bunları bilmek zorundayız. Bir an önce bu kayıtların dosyaya getirilmesini istiyoruz. Fiilen bu hatları kimin kullandığını istedik ama emniyet ısrarla hat sahibi kim, bunun bilgisini veriyor. Yine sizden faillere ilişkin istihbarat raporlarını talep ettim, bunu da reddettiniz” sözlerini kullandı. 
 
Bilirkişi imzacıları istihbaratçı çıktı
 
Defalarca dijital materyallerin incelenmesinin önemine vurgu yaptıklarını söyleyen Avukat Gülşah Kaya ise, “Yunus Durmaz’ın evine yapılan ilk baskında evden toplanan delillere dair raporlarda,  bilişim uzmanı olduğu söylenilen Arif Adıgüzel, Kerim Altay, Cengiz Yetkin’in bilirkişi raporunda imzası yer alıyordu. Yine bizim dosyayı görmek istememize rağmen 1 Mayıs 2016’’daki Antep saldırısına ilişkin dosya bir türlü getirilmedi ama biz dosyaya ulaştık. Ulaştığımız dosyada yine bir yazı vardı, savcılık bir bilirkişi raporu talep etmiş. Bu raporda yine bilirkişi imzasında Arif Adıgüzel, Koray Şahin ve Metahan Yılmaz isimleri var. Arif Adıgüzel ismi yine burada karşımıza çıkıyor. Daha sonra ne öğrendik? Basına yansıyan haberlerde, Yenişafak farklı bir konuda bir haber yapıyor ve orada yer alan haberde ismi geçen bu şahısların bilirkişi değil,  aslında istihbaratta çalışan polisler olduğu açığa çıkıyor. Burada en öncelikle görevi kötüye kullanma söz konusu. İkincisi ise, faili direkt delillerin verilmesi söz konusu. Yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep ediyoruz. Bu dosyada polislerin tanık olarak dinlenmesini istiyoruz” diye belirtti. 
 
‘Yekpare bir devlet mekanizması karşımızda’
 
Ardından söz alan Avukat İlke Işık şunları söyledi: “10 yıldır hala sizden tanık dinlemenizi istiyoruz, bilirkişi raporu almanızı, Suriye’deki adreslerine kadar bildiğiniz firari sanıkları dinlemenizi istiyoruz. Yine nerede bunun siyasi sorumluları,  ‘anket yaptık oylarımız arttı’ diyen ve şu an AKP’nin siyasi kadrolarında olan siyasi sorumlular nerede? İstihbaratlar görmezden gelindi, deliller karartıldı, istihbarat yetkililerin el birliğiyle geliştirdiği bir katliamdır bu. Yoksa Ankara’nın merkezinde 103 kişinin katledilmesi mümkün müydü? Yekpare bir devlet mekanizması karşımızda. Kol kola girmiş, ‘bu katliamın ortaya çıkmaması için her şeyi yapacağız’ diyen bir sistem. Yakup Şahin olmasaydı o bombalar tırlar gelemeyecekti. O kadar kilit bir isim. Antep emniyeti ise istihbarata rağmen harekete geçmiyor. Nizip emniyeti ısrarla bildiriyor, evrakı sunuyor. Bu belge savcılar tarafından saklanıyor ve 2019’da ortaya çıkıyor. Antep, Ankara emniyeti için biz duyurusunda bulunmanızı defalarca söyledik. O dönemin Gaziantep valisi de ne ilginçtir ki şu an İçişleri Bakanıdır.” 
 
Sınırdan rahatlıkla geçmişler
 
Mahkemede ilk kez dinlenen etkin pişmanlıktan yararlanan ve “örgüt üyeliğinden” yargılanan tanık Erol Sayınoğlu ise daha önce farklı bir dosyada verdiği ifadeleri reddederek dosyada adı geçen hiçbir şahsı tanımadığını baskı altında ifade verdiğini söyledi. Erol Sayınoğlu, “Sadece İstanbul’a arızalı iki silah gönderdim diğer şahısları tanımıyorum. O zaman baskı altındaydım, bahsedilen Mehmet Fatih Alıcı’yı tanımıyorum. Bana mesaj geldiğini hatırlamıyorum Mehmet Fatih Alıcı ismi ifademe eklenmiş. Suriye’de kampa kaldığım sırada Ahmet Güneş, Mustafa Delibaş vardı. Suriye’ye geçmemi Ahmet Güneş sağladı. Türk askeriyle diyaloğa girmeyin fazla dediler. Biz de girmedik ve rahatça sınırdan geçtik. Bir zorlukla karşılaşmadık” dedi. 
 
Savcılık mütalaasının ardından ara karar veren mahkeme heyeti avukatların birçok talebini reddederken, 10 yıl sonra ilk kez Antep emniyeti yetkililerinin ifadelerine başvuracaklarını belirtti. Duruşma 23 Aralık saat 10.00’a ertelendi. 
 
Aileler, karara tepki göstererek duruşmanın 7 ay sonrasına ertelenmesine tepki gösterdi. 
 
‘Siyasi sorumluluklar ne olacak?’
 
Duruşma sonrası Adliye önünde yapılan açıklamada konuşan Avukat İlke Işık, “Bugün ülkenin en kritik günüydü. Büyük bir kırılma yaşadı o gün ülke. İki seçim arasında tam 10 yıl önce bugün duruşmada da hatırlattık. O gün iktidarı kabul etmeyenler bugün kayyumlarla yola devam ediyorlar. Seçilmiş belediye başkanlarını görevden alarak yenildiğini seçimleri tanımama iradesini sürdürüyor. Bu katliamla iktidarlarını tesis ettiler. O yüzden 10 yıldır soruyoruz, bugün de sorduk. Bu siyasi sorumluluklar ne olacak? Bunun sorumluluğu, bu siyasi katliamın sorumluluğuna dair hala bir şey demeyen yargının yaptığına normal bir yargıma faaliyeti diyebilir miyiz? Hayır diyemeyiz. IŞİD’liler gerçekleştirdi bu katliamı. Bir kısmını buldular, cezalandırdılar. İnsanlığa karşı suça yok diyorlar. Yakalanmayan firari sanıklar Suriye'de gidin bulun getirin diyoruz, yeni Suriye hükümetiyle her türlü ilişkiyi kuruyorsunuz. Sanıkları bulmak için değerlendirin isteyin diyoruz. Hayır diyorlar. 
 
Antep emniyeti artık bir şey söylemek zorunda
 
Geldiğimiz aşamada ilk kez Gaziantep Emniyet Müdürlüğü yetkilileri hakkındaki yapmış olduğumuz şikâyette sonuç aldık. Artık Gaziantep Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin ifadesi alınacak. O dönem görev yapan Emniyet Müdürlüğü yetkilileri neden katliamdan 10 gün önce Yakup Şahin'i bulunmasına rağmen yakalamadıklarına ilişkin bir şey söylemek durumunda artık. Neden katliama yol verdiniz? Neden bu katliamın planlayıcısını 10 gün önce Antep'te durdurmadınız? Bugün hala sorduğumuz esas soru bu. Mahkeme, kendilerinin yapmadığı ama bizim yaptığımız suç duyurusuyla gelinen bu aşamayı kabul edip Gaziantep Valiliği'nden ve Emniyet Müdürlüğü'nden bunun devamını ve bunun akıbetini sormaya karar verdi. Diğer taleplerimizin çoğunu ise reddetti. Aralıkta yine burada olacağız. Ama aralıktan önce de yapacağımız çok iş söyleyeceğimiz çok söz var. Bugün artık Gaziantep Emniyet Müdürlüğü yetkilileriyle ilgili tekrar başlatılmak zorunda kalınan bu soruşturmayı takip edeceğiz. Ne yaptılarsa cezasını verin. Ne yaptılarsa neden görevlerini yerine getirmedilerse Gaziantep Emniyeti’nin o dönem yetkilileri hakkında birileri bunun hesabını sorsun. Sonuna kadar peşindeyiz. Sonuna kadar takip ediyoruz. Enselerindeyiz.”