“Top Tepe kastik katil toplumu! Nitekim o tepede hala ölümü ‘kurtuluş’ diye düşünen ve ölüme adım adım sürüklenen, bugün hayattaysa bile yarın hayatta olmama ihtimali yüksek olan, ‘tapınaklara’ kapatılmış nice gencecik kadın ve çocuklar var... Şimdi artık herkes bunu biliyorsa, geriye gözleri, kulakları ve dilleri açmak kalıyor.”

 

Merge Polat

 

Adı Tavşan Tepe olunca, sanmayın tavşanların, kuzuların, kuşların ve de çocukların özgür yaşadığı bir köydü.. Narin’i kaybettik orada. Bulduğumuzda da kendimizi kaybettik.. Yazıldı, çizildi bu son olsun denildi. Denilince olmuyor ya. Adı Top Tepe olunca da sanmayın çocukların top peşinde koşturup da özgürce oyun oynadığı bir köydür burası da. Akıbeti öğrenilemeyen kayıp çocuklar, asılmış halde annesini o haliyle gören çocuklar var burada.. "Şu tepe kanlı tepe, bu tepe ölümlü tepe…"

 

Tarihin sosyolojik genetiğinde, hafızasında tesadüflerin olduğuna pek inanmam. Çünkü tarih, kendini kültür üzerinden form değiştirerek taşırır günümüze, kendini bugünde günceller ve bu bir sürekliliktir. Tarihin tekerrür etmesi gerçekliğini buradan alsa da yalnızca tekerrürden ibaret olmadığı da farklı bir gerçekliktir... "Tarih, sınıflar savaşı değil, devlet ve komün savaşıdır " sözü, bu açıdan hangi savaşın tekerrür hangi savaşın dönüşüm taşıdığını ileri sürüyor. Tesadüf değil demiştik. Sayın Öcalan'ın ilk “kastik katil” bulgularını Göbekli Tepe üzerinden açımlamasının tesadüf olmadığı gibi. "Artık mesele sömürülme, baskı altında olma değil; insanlık dışı konuma atılma, insanlığın tükendiği bittiği nokta. Bu kapitalizm denen şey böyle bir canavar." Kapitalizm, erkek egemen “kastik katilin” geldiği son aşamadır. Nasıl ki arkeolojik kazılarla Göbekli Tepe kastik toplumun gerçekleştirdiği bir tapınak kültürüyse, günümüz kapitalist sistem içinde  “kastik katilin” tapınağı klasik kapalı aile ve modern-özel ev kültürüdür. Bugün her evde  ve neredeyse her gün  bir çocuk, bir kadın bu tapınaklarda (evlerde) kurban ediliyor. Sayın Öcalan'ın buna "kastik toplumsal katil" demesi, tarihsel ve güncel gerçeklikte isabetli bir tanımıdır. 5-6 bin yıllık bir "katillik" kültürü... 

 

Göbekli Tepe’nin bugünkü izdüşümü Diyarbakır Bağlar Tavşan Tepe ve Erzurum Tekman ilçesine bağlı Top Tepe köyüdür... Tam da TJA öncülüğünde "Umut ilkesi" için ve temsilini kadınların yaptığı, karış karış adımlarında toprağa nakşedilen yaşam hakkı için yürünen bir zamanda, 3 Ekim de Erzurum'un Tekman ilçesine bağlı Top Tepe köyünde 36 yaşındaki 3 çocuk annesi Sevda Sümbül toprağa “Jin Jiyan azadî” diye basıp yürümedi. Belki haberi dahi yoktu. Çünkü o yaşarken karanlıktaydı, ne onun kimseyi görmesine izin vardı ne de kimse onu gördü. Ve o tam da o günlerin birinde yani 3 Ekim'de yaşamına son verdi. Ya da "yaşamına son verdi denildi". Bu bir cinayetti! O ipi boğazına geçiren bizzat kendisi olsa bile bu bir cinayetti. Hem de rütbeli rütbesiz tüm kastik erkek katillerinin nezaretinde işlenen bir cinayet! “Kastik katil toplumun” tapınağında, bir ölüm ritüeliydi bu. Nitekim cenazesinde yaşanan olaylar bu ritüelin bir parçasıydı. Oysa Sevda imdat demişti, yardım istemişti. Yardım istedikleri, bugün cenazesinde sözüm ona intikam için olay çıkartan ve bu olaylarda masum bir başka insanı daha öldüren o güruhdu. 

 

Top Tepe kastik katil toplumu! Nitekim o tepede hala ölümü “kurtuluş” diye düşünen ve ölüme adım adım sürüklenen, bugün hayattaysa bile yarın hayatta olmama ihtimali yüksek olan, "tapınaklara" kapatılmış nice gencecik kadın ve çocuklar var... Şimdi artık herkes bunu biliyorsa, geriye gözleri, kulakları ve dilleri açmak kalıyor.