Kadın Delegasyonu: Demokratik güçler bir araya gelmeli

  • 09:01 11 Nisan 2024
  • Güncel
 
AMED - Kurdistan’da seçim sürecini takip etmek için birçok kentte bulunan Kadın Delegasyonu üyelerinden Zelal Zaharija ve Sosin Sonnenberg, yoğun baskılara rağmen örgütlü bir yapı olduğunu belirterek, “Kürt hareketinin fikirlerini yaymak, Kürt mücadelesini Avrupa’da da yükseltmek, Abdullah Öcalan’ın özgürlük talebini yükseltmek için tüm demokratik güçleri bir araya getirmeliyiz” vurgusu yaptı. 
 
31 Mart’a Kurdistan ve Türkiye’de gerçekleşen yerel seçimler dünya kamuoyunun da dikkatlerini üzerine çekti. Seçimlerde Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) önemli bir başarı elde ederken seçimlere damgasını vuran bir diğer şey de iktidarın taşıdığı seçmenler, seçim hileleri ve hat ihlalleri oldu. Yaşanan bu durum yurt dışından gelen heyetler, delegasyonlar tarafından da tespit edildi, gözlemlendi. 
 
Seçim süreci boyunca Kurdistan’ın farklı kentlerinde bulunan ve gözlemler yapan Uluslararası Kadın Kelegasyonu üyeleri Zelal Zaharija ve Sosin Sonnenberg, JINNEWS’e konuştu. 
 
‘Belediyelere sıçramış bir baskı var’
 
Kurdistan’a gelme nedenlerini ilk olarak, “Kürt kültürüne, Kürt özgürlük mücadelesine çok ilgiliyiz” şeklinde açıklayan Sosin, aynı zamanda burada seçim sürecini de takip etmek için geldiklerini belirtti. Sosin, “Buraya hem Newroz için hem de 31 Mart seçimlerini gözlemlemek için geldik. Birçok farklı derneği ve yapıyı ziyaret ettik. DEM Parti’li birçok politikacı ile de görüştük. Görüştüğümüz kişilerle Bakur’daki durumu, Kürtlerin durumunu konuştuk, öğrendik. Kadın hakları konusunda, ekolojik mücadele konusunda, eğitim sorununda çalışma yapan farklı dernekler ve kitle örgütleri hakkında konuştuk. Görüşmelerimizden, bugün Kürdistan’da Türk devletinin baskısının ne kadar fazla olduğunu gördük. Hem DEM Parti’ye hem de genel olarak Kürtlere yönelik bir saldırı var. Özellikle 2015-2016 yılları savaşlarından sonra belediyelere de sıçramış bir baskı var. Ama hem DEM Parti’de hem birçok farklı kitle örgütünde aynı zamanda insanların hala mücadele ettiğini gördük. Bu bizim için çok ilham verici” sözlerine yer verdi.
 
‘Büyük bir direniş görüyoruz’
 
Kürtlerin mücadeleci bir ruhu olduğuna dikkat çeken Sosin, buradaki baskılara ilişkin,  “Bakur’da şahit olduğum şey çok daha etkileyiciydi. İnsanlar gerçekten çok iyi örgütleniyor, çok güçlü mücadele ediyor. AKP ve Erdoğan DEM Parti mensuplarına baskı uyguluyor bunu görüyoruz. Ama aynı zamanda Kürt toplumunun geneline bir baskı var. Bunun karşısında da DEM Parti’nin her şeye rağmen çok güçlü olduğunu, kadınlar için ekoloji için mücadelesine devam ettiğini görüyoruz. Derneklere, kitle örgütlerine karşı baskılar olsa da karşısında büyük bir direniş de görüyoruz” dedi.
 
‘Öcalan için Avrupa’da mücadele etmeye devam etmeliyiz’
 
Sosin son olarak Almanya ve Türkiye arasındaki savaş ilişkilerine değinerek PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğini vurguları ve şöyle dedi: “Almanya ve Türkiye arasında çok eski bir ilişki var. 100 yıla dayanan bir ilişki. Türkiye kurulduğu andan itibaren güçlü bir ilişkileri var. Almanya Türkiye’ye silah da satıyor, Erdoğan’ın çıkarlarını da koruyor. Belediye başkanları işlerine başlamalı, toplum için çalışmalı. Kürt toplumu her zaman hatırlamalıdır ki çok güçlü bir tarihleri var, mücadele geçmişleri var ve güçlüler. Biz Avrupa’dakiler olarak da Kürtlerin adalet mücadelesine, 25 yıldır tutsak olan Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü mücadelesine Avrupa’da devam etmeliyiz.”
 
‘Kürtler kriminalize edilmeye çalışılıyor’
 
Söze ilk olarak Kurdistan’a neden geldiğini açıklayarak başlayan Zelal, atanan ilk kayyımlarla Kürtlerin kriminalize edilmeye çalışıldığını bunların yaşanmasının nedeninin ise PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tutsak olmasından kaynaklı olduğunu söyledi.
 
‘Bir filozof’
 
Zelal, şunları belirtti: “Kamusal alanda konuşmanız yasak. 2015-2016 savaşlarından sonra başlayan kayyım politikaları ile kamu görevlilerinin ihraç edilmesi, kriminalize edilmesi, siyasi görüşlerin yasaklanması… Bu gibi illegal uygulamalar var. Bunları görüyoruz. Bana göre, bir filozof ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin Önderi olarak Abdullah Öcalan’ın 25 yılı aşan bir süredir tecrit altında tutuluyor olması Türk devletinin Kürtlere karşı bakış açısını ve ne yapmaya çalıştığını gösteriyor. Özgürlükleri, siyasi görüşlerini, zihinlerini, insanları bir araya getirme ve örgütleme iradelerini baskılamaya çalışıyor. Öcalan’ın özgürleşmesi Kürt Hareketi’nin kazanması ve özgür toplumu inşa etme mücadelelerine devam etmelerine sebep olacaktır.” 
 
‘Tüm demokratik güçleri bir araya getirmeliyiz’
 
AKP’nin güç kaybı yaşadığını kaydeden Zelal,  son olarak örgütlü bir yapının önemine vurgu yaparak “Sadece kendi toplumunda değil, Avrupa’daki emperyalist ülkelerden de, başka ülkelerden de desteğini kaybediyor. Devlet insanları örgütlenmekten, demokratik haklarını savunmaktan, ekolojik mücadele vermekten, kadın hakları için mücadele vermekten alıkoymak için elinden geleni yapıyor. Bu şekilde görüyoruz. Bu Kürdistan’ın gerçek rengini gösteriyor. Devletin tüm baskısına direnen insanlar, demokratik değerleri savunmak ve paylaşmak için örgütlenen insanlar, devletin elinden Kürdistan’ı geri almak için ve mücadelelerine devam etmek için mücadele eden insanlar… Bizim için de en mühim olan şey örgütlenmek, Kürt hareketinin fikirlerini yaymak, Kürt mücadelesini Avrupa’da da yükseltmek, Abdullah Öcalan’ın özgürlük talebini yükseltmek için tüm demokratik güçleri bir araya getirmeliyiz” dedi.