'Hakikat kalemini düşürmeyecek arkadaşlarımız var'

  • 09:06 25 Nisan 2024
  • Güncel
 
WAN - Özgür Basın’a yönelik saldırılara ilişkin konuşan DEM Parti Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Sonuç ne olursa olsun hakikat kalemini yere düşürmeyecek arkadaşlarımız var” dedi.
 
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 9 gazetecinin gözaltına alınması ve 22 Nisan’da da gece saatlerinde Belçika’da yayın yapan Stêrk TV ve Medya Haber TV’ye yönelik Belçika polisi tarafından yapılan baskına ilişkin tepkiler sürüyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, gazetecileri uygulanan baskılara ilişkin konuştu. 
 
‘Baskınlar hukuk dışıdır’
 
Türkiye’nin uzun süredir Özgür Basın emekçilerine yönelik bir baskı politikası uyguladığını ve birçok gazetecinin sırf kendi mesleklerini icra ettikleri için şu an cezaevinde olduklarını,  birçok basın emekçisinin de hala dosya ve davalarının devam ettiğine vurgu yapan Gülcan, şimdiye kadar Türkiye’de yapılan baskının şimdi yurtdışına da yansımış durumda olduğunu söyledi. Gülcan, “İşin trajik tarafı sürekli demokrasiden dem vuran Avrupa Birliği ülkelerinde aslında bu baskının açığa çıkmasıdır. Gece yarısı saat bir buçukta Belçika’da yayın yapan Stêrk TV ve Medya Haber TV’nin binalarına hukuk dışı bir baskın oluyor. Aslında gün içerisinde gitseler ulaşabilecekleri her bilgi orada ama sonuç itibari ile baktığımız zaman arkadaşların oradaki malzemelerine zarar veren, kablolarını koparan, her tarafı dağıtan bir manzara ile karşı karşıya kaldık ve ne trajiktir ki biz o manzarayı Türkiye’de de görüyoruz. Bize Türkiye’de gerçekleştirilmiş olan operasyonları hatırlattı. O yüzden ben bu saldırıların birbirinden bağımsız olduğunu düşünmüyorum” dedi.
 
‘Yıllardır devam eden Özgür Basın geleneği var’
 
Gülcan, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak’a yaptığı ziyareti hatırlatırken bu ziyarette 26 anlaşmalar yapıldığını ifade ederek, “Hem içeride hem dışarıda hayata geçirilmiş olan operasyonların, hukuksuzlukların, anti demokratik uygulamaların hem kadına, hem doğaya hem Kürt halkına, hem de Kürt kazanımlarına düşman olan bu sistemin açığa çıkarmış olduğu pratiklerin uluslararası arenada görülmemesi, duyulmaması için yapılan bir operasyon olarak da değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hem içeride, hem dışarıda susturulmaya çalışıyorlar ve bu şekilde yapılan anti demokratik uygulamaların üstünü örtmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu. Yıllardır devam eden bir mücadele ve Özgür Basın geleneğinin olduğunu hatırlatan Gülcan, “Sonuç ne olursa olsun hakikat kalemini yere düşürmeyecek arkadaşlarımız var bunu çok iyi biliyorlar. Bu arkadaşlarımız bugün baskına rağmen ellerindeki kalemin onların silahı olduğunu ifade ediyorlar ve bu kalemin asla yere düşmeyeceğini söylüyorlar. Böyle bir irade bu Özgür Basın geleneğini sürdürüyor ve böyle bir irade koşullar ne olursa olsun, müdahale ne şekilde olursa olsun kalemini yere düşürmeyecek” mesajı verdi. 
 
‘Yeni bir savaş konsepti devrede’
 
Yüz yıllardır Kürt halkının kendi toprağı üzerinde diliyle, kültürüyle yok edilmeye çalışılan bir halk olduğunu ama bunu karşısında da direnen bir halk gerçekliğinin de olduğunu belirten Gülcan, “AKP-MHP iktidarına baktığımız zaman aslında Kürtler üzerinden yürüttüğü savaş politikaları ile kendini besleyen, bu tür savaş politikaları ile ayakta durmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Evet yeni bir savaş konsepti devrede ama Türkiye'nin geldiği noktayı görüyoruz. Ekonomik, siyasi, sosyal boyutuyla tıkanan bir gerçeklik var. Buna rağmen Kürde karşı düşmanlığından vazgeçmeyen bir iktidar, bir sitem gerçekliği de var. Evet yeni bir savaş konsepti devrede ve bu savaşın dünyaya duyurulmaması için, halkın bunu görmemesi için yine Özgür Basına yapılmış olan bir operasyon var. Bu şekilde okumak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Herkes Özgür Basın emekçilerinin safında yer almalıdır’
 
Özellikle Avrupa’nın merkezinde açığa çıkarılmış olan demokrasi garabetinin tüm dünyaya doğru bir şekilde anlatılması ve aktarılması gerektiğine vurgu yapan Gülcan, şunları belirtti: “Özgür Basın emekçileri sadece Kürt halkı üzerinden yürütülen savaş politikalarını teşhir eden bir boyutta değil aslında doğaya yönelik, iyiye ve güzele yönelik, ezilen tüm halklara yönelik açığa çıkarılmış olan bu konseptin duyurulması için bu mücadeleyi yürütüyor. Bu her ne kadar başta Kürt halkını ilgilendirse bile hem Türkiye'de, hem Avrupa'da, hem de dünyanın her tarafında yaşayan insanların basın özgürlüğüne yönelik bu antidemokratik uygulamayı teşhir etmesi ve bu noktada Özgür Basın emekçilerinin yanında ve safında yer alması gerekiyor.” 
 
Kamuoyuna çağrı
 
Kürt halkının sesini, ezilen halkların sesini kısmaya çalışan bir sistemin yarın öbür gün farklı yönelimlerde de bulunabileceğini belirten Gülcan, “Bu sesi daha çok duyurmak gerekiyor, çıkan bu sese sahip çıkmak gerekiyor, daha fazla ses getirmek gerekiyor. Her bir yurttaşımız başta olmak üzere, her bir onurlu, yurtsever Kürt halkı başta olmak üzere, Kürt halkının dostlarının, Türkiye’de yaşayan tüm halkların basına yönelik baskılar karşısında itiraz etmeli ve basına sahip çıkmalıdır” çağrısı yaptı.