
‘Kadınlar sürece kendi alanlarından cevap olmalı’
- 09:03 24 Haziran 2025
- Güncel
Gülistan Gülmüş-Şehriban Aslan
AMED - Kürdistan’ın dört bölgesinde bulunan her kadının kendi alanından sürece cevap olabilmesi gerektiğini kaydeden sinemacı, yönetmen Yüksel Budak, “Bir görüşme olacaksa bu görüşmeyi belgelemeyi çok isterim” derken, PİA Genel Başkan Yardımcısı Menice Rümeysa Gülmez ise, “İnanç ayrım yapmadan, güç elde edeceğimizi düşünüyorum” dedi.
Kürt Kadın Birliği Platformu Amed’de, “Bi yekitiya jinên Kurd, ber bi yekitiya neteweyî ve” şiarıyla 3. konferansını Amed’de gerçekleştirdi. Konferans iki gün sürerken, her kesimden kadının yer alması ve tartışma yürütmesi dikkat çekti. Ayrıca konferansta, “Kürt kültürünü koruma ve aktarmada kadınların misyonu”, “Kürt dilinin korunması ve gelişmesinde kadınların rolü”, “Kadına yönelik şiddet ve soykırım politikalarıyla mücadele” ve “Barış ve demokratik toplum inşasında kadınların misyonu” başlıkları tartışıldı. Tartışılan konuların ardından konferansa dair sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede ortak mücadele vurgusu yapılırken, ulusal birlik çalışmalarının daha da ileriye taşınması gerektiği belirtildi.
İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkan Yardımcısı Menice Rümeysa Gülmez ve yönetmen-sinemacı Yüksel Budak da konferansa farklılıklarıyla katılan üyelerden. Yönetmen ve sinemacı Yüksel Budak, dört bölge Kürdistan’da kadınların kendi alanları/branşlarından sürece nasıl yanıt olmaları gerektiğine dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Kürt kadının neler yapabileceğini gördüm’
Konferansın kendilerini çok heyecanlandırdığını dile getiren sinemacı ve yönetmen Yüksel Budak, “Burada olduğum için çok mutlu oldum. Kürt kadınının neler yapabileceğini, bir araya geldiğinde ne kadar çok yaratıcı olabileceğini, ne kadar çok kapsayıcı olabileceğini gördüm. Açıkçası barış sürecinde bu yükün altından en çok kadının kalkabileceği konusunda da umut verdi bana. Bence Kürt kadını şu anda dünyada mücadelesiyle kadına, kadının varoluşunu yeniden hatırlatan ve inşa eden bir noktada duruyor. Kürt kadınları bunu çok büyük bir özveriyle ve çok ağır bedellerle yapıyor. Ben Almanya'da parlamenterlerin bir konferansına katılmıştım, ‘O kadınlar bütün bunları bile bile bu kadar nasıl güçlü olabiliyorlar? Nasıl bu mücadelenin içinde bu kadar büyük bir özveriyle yer alabiliyorlar?’ diye sormuşlardı. Dünyadaki kadınlar bunu çok sorguluyor. Demek ki biz gerçekten Kürt kadınları olarak dünyadaki diğer kadınlara kadının varoluşu, kadının yaratıcılığı ve kadının gücü üzerine bir sembol, bir örnek olabilmişiz” diye konuştu.
Kadın bakış açısıyla sinema
Süreçte kadınlar olarak neler yapabileceklerine bakmaları ve bir an önce harekete geçmeleri gerektiğini vurgulayan Yüksel Budak, her kadının bulunduğu alandan sürece cevap olması gerektiğini ifade etti. Kendi alanlarında da sürece cevap olabilmeyi planladıklarını kaydeden Yüksel Budak, “Kadının sinemasını üretmek, kadının sinemaya bakış açısıyla bir sinema üretmek. Çünkü kadının sinemaya bakış açısıyla erkeğin sinemaya bakış açısı bence çok farklı. Biz daha duygusal, daha köklü, daha kültür ve toprak odaklı düşünüyoruz. Daha bütünlüklü düşünüyoruz ve bu çok verimli olacaktır. Çok hızlı örgütlenebilecek bir şey mi? Elbette hayır ama gerçekten olanaklarımızı bir araya getirirsek de örgütlenmeyecek bir şey de değil. Yani bizim hızlı bir şekilde buna alan açmamız gerekiyor. Çünkü sinemanın büyülü bir dili var. Yani sinema bir derdi çok küçük bir cümle ile veya küçük bir görselle veya bir hikâyeyle kocaman bir derdi bütün dünyaya anlatabilecek bir güce sahip. Bu çok müthiş bir şey. Bu çok büyük bir şey. Bizim hâlâ bunun önemini çok kavradığımızı da düşünmüyorum açıkçası. Çok kavramış olsaydık, biz kadın sinemasının önünü çok açmış olurduk” ifadelerini kullandı.
‘Süreci kayıt altına almak isterim’
Yüksel Budak son olarak şu ifadelere yer verdi: “Umarım bu platformun çalışmalarından sonra kadın sinemasının önünü açmış oluruz. Bu çok değerli, çok tarihi bir süreç. Dolayısıyla bu süreci kayıt altına almak, bunun çeşitli belgesellerini, çeşitli aktüel belgesellerini yapmak gerekir. Belgeselden kasıt tarihi bir şey anlatmak değil. Daha ziyade bence şu süreçte aktüel belgesellere ağırlık verilmesi gerekiyor. Ben de o anlamda zaten eğer kadınlar olarak bir görüşme olacaksa, bu görüşmeyi belgelemeyi çok isterim.”
‘Köklü bilincimizin oluşması gerekiyor’
Menice Rümeysa Gülmez, ilk olarak konferansın önemine dikkat çekerek, “Dört bölgede bulunan Kürt halkının, Kürt milletinin kendilerini organize edebilmeleri için farklı çalışmalar yürütülüyor. Bunlardan bir tanesi de platformlardır, inisiyatiflerdir, kongrelerdir. Kürt Kadın Platformu da 3. kongresini düzenledi. Bu noktada düşüncesi, inancı ne olursa olsun, her düşünceden, her inançtan Kürt kadınının kendisini temsil ettiği, fikirlerini, düşüncelerini anlattığı bir konferanstır. Bu platform bünyesinde tabii rengârenk kadınların bir araya gelmesi, düşüncelerini anlatması, fikirlerini ortaya koyması, paylaşımda bulunmaları çok önemlidir. Her şeyden önce bizim köklü bilincimizin oluşması gerekiyor” dedi.
‘İnanç ayrımı yapmadan güç elde edeceğiz’
Konferansın, Kürdistan’ın dört bölgesinden farklı inançta kadınları bir araya getirdiğini kaydeden Menice Rümeysa Gülmez, “Kendi milletimizin özgürlüğü için, bağımsızlığı için, eğitim hakkı için, dil hakkı için neler yapabileceğimiz noktasında fikir görüşünde, fikir alışverişinde bulunup tartışabilecekleri ortamların oluşmasını sağlamaktır. Biz PİA olarak buna çok önem veriyoruz. Bu zemini de adalet eksenli ve Kürt halkının, Kürt milletinin ortak paydasında neler yapabileceğimizi konuşacağımız bir zemin oluşturmaya çalıştık. Bizim, Kürt kadınlar olarak, ana bir bakış açısıyla her bölgede bulunan Kürtlerin inanç ayrımı yapmadan, düşünce ayrımı yapmadan kucaklayıcı bir şekilde birbirimize sahip çıkarak, birbirimizin yarasını, birbirimizin çektiği sıkıntıları farkına vararak, acısını paylaşarak, sevincini, mutluluğunu paylaşarak bir güç elde edeceğimizi düşünüyoruz” sözlerine yer verdi.
‘Birlik güç ve barış getirir’
Menice Rümeysa Gülmez son olarak Kürdistan’daki kadınların inanç ayrımı yapmadan bir araya gelerek sürece katkı sağlayabileceklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Rojava'da, Bakur'da, Başur’daki Kürtlerin ortak acılarını, ortak acımız bilmemiz, hepimiz için ortak acımız bilmemiz, bu noktada bir çalışma yapmamız gerekiyor. Bu platformda aynı şekilde bugün Bakur'da yine Başur'daki konferans oluştu. Rojava'daki, Rojhilat'daki kadınların birlikte örgütlenerek güç kazanacakları bir konferans ya da kongreye doğru gideceği bir çalışma olacak inşallah. Amacımız, Kürt Kadın Platformu bünyesindeki dört bölgedeki Kürtlerin temsil edildiği bir kongreye doğru bir çalışma sürdürmektir. Bunun için siyasetçisinden tutun sanatçısına kadar, ev hanımından tutun her görevi yapan kadınlarımızın içinde bulunacağı bir kongre hazırlığını yapmaktır. Amacımız budur, birlik güç getirir, barış getirir.”