TEDAŞ Semsûr’da depremzedelerin elektriğini kesti!

  • 09:07 27 Aralık 2023
  • Yaşam
 
Gülistan Gülmüş
 
SEMSÛR - TEDAŞ, Semsûr’da AFAD’ın olmadığı bölgelerin elektriğini kesti. Bu bölgelerden biri olan Narlıkuyu Mahallesi’deki konteynerlerde kalan depremzedelerin elektriği de kesildi. Depremzedeler ise elektrik kesintisi ile birlikte ne ısınabiliyor ne de yemek pişirebiliyor.
 
Mereş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden 10 ayı aşkın süre geçmesine rağmen yurttaşlar birçok sorunla yüz yüze kalmaya devam ediyor. Özellikle elektrik, su, ısınma ve barınma sorunları depremzedelerin koşullarını daha fazla zorlaştırıyor. Semsûr (Adıyaman) merkezdeki Narlıkuyu Mahallesi’nde bulunan depremzedeler de aynı sorunları yaşıyor. Daha önce sık aralıklarla kesilen, şimdi ise hiç olmayan su sorununa bu kez de elektrik kesintisi eklendi. Mahallede TEDAŞ, AFAD’ın tanımladığı bölgelerde kalmayan yurttaşların bulunduğu alanlarda elektriği kesti. AFAD’ın olmadığı bölgelere elektrik sayacı bağlanması zorunluluğu getirilirken, şehrin söz konusu bölgelerinde elektrik tamamen kesildi. Narlıkuyu Mahallesi’ndeki konteynerlerde yaşamlarını sürdüren kadınlar, “Su, elektrik ve temiz bir alan istiyoruz” dedi.
 
‘Elektriğimiz olmadığı için aç kalıyoruz’
 
Elektriği kesilen depremzede Fadile Şêxbedreddin, uzun süredir sularının olmadığını, bir süredir elektriklerinin de kesildiğini belirtti. Su ihtiyaçlarını uzak yerlerden şişelerle taşıyarak karşıladıklarını dile getiren Fadile, “Bu şekilde, ‘Elektriğimiz olsun idare ederiz’ diyorduk. Şimdi kış mevsimindeyiz, elektrik yok, evde donuyoruz. Hastayım, hava soğuk olduğu için dışarı çıkmaya korkuyorum. Gelip elektriğimizi kestiler. Ateşle ısınmaya çalışıyoruz, başka yollar deniyoruz, yatağımıza giriyoruz olmuyor. Elektriğimiz olmadığı için bazen aç kalıyoruz, bazen de ateşin üstünde yapıyoruz ama kullandığımız odunlar ıslandığı için yanmıyor ve yine aç kalıyoruz. Su, elektrik, temiz bir alan olsun istiyoruz” şeklinde konuştu. Suriye’den savaş nedeniyle Semsûr’a geldiklerini paylaşan Fadile, “Burada depremi yaşadık. Biz burada kadınlar olarak kalıyoruz ve çalışabilecek kimsemiz yok. Ben de çalışamadığım için geçinemiyorum” ifadelerine yer verdi.
 
‘Battaniyelerle ısınmaya çalışıyoruz’
 
Eşinin hasta olmasından dolayı çalışmadığını söyleyen mülteci depremzede Ane Assellum, “4 çocuğum var. Eşim kalp hastası ve 3 aydır çalışmıyor, her zaman çalışabilecek  bir durumda değil” dedi.  Elektrik kesintisi sonucu sobanın da olmaması ile çocuklarının hasta olduğunu kaydeden Ane, “3 aydır suyumuz da yok. Kimse bize su vermeyi kabul etmiyor, onlardan su dolduramıyoruz. Bizim için yaşamak çok zor. Bize yardım etsinler istiyorum, güzel bir hayat istiyorum ama kendim için değil çocuklarım için istiyorum. En büyük çocuğum 7 yaşında. 4 çocuğum var ve nereden bakacağımı bilmiyorum. Sobamız yok, sadece battaniyelerle ısınmaya çalışıyoruz. Bu şekilde bize yetmiyor” sözlerini kullandı.
 
‘Gidecek yerimiz de yok’
 
Uzun bir süredir su problemi yaşadıklarına dikkat çeken Hatice Acıoğlan da dışarıda ateş yakarak ısınmaya çalıştıklarına değindi. Su kesintisine elektriğin de eklendiğini söyleyen Hatice, “Yemek mi pişireceğiz, çocukları mı ısıtacağız, kendimizi mi ısıtacağız? Çok kötü durumdayız. Giyecek bir şeyimiz yok. Herkes üşüyor ve soğuktan ağlıyor. Burada ateş yakarak ısınmaya çalışıyoruz. Herkes kendine ısınabilmek için bir şeyler sarıyor. 2 gündür bu durumdayız ve sanki ömrümüzün yarısı gitti. Gidecek bir yerimiz de yok, bizi buradan da kaldıracaklarını söylediler. Çok zor bir duruma düştük. Buradaki çoğu çocuk yetim, benim torunum da yetim. Benim eşim de öldü.  Maddi durumumuz da olmadığı için elimizden hiçbir şey gelmiyor. En azından herkesin evine bir tüp verseler onunla ısınırdık, yemeğimizi yapardık. Biz burada böyle yaşıyoruz” dedi.
 
‘Su ve elektrik yok, çocukların hepsi hasta’
 
Elektrik kesintisinden dolayı zor günler yaşadıklarını yineleyen depremzede Hacer İşleş ise telefonlarını şarj etmek için bakkala gittiklerini söyledi. Hacer, şunları ekledi: “Su yok, elektrik yok ve çocukların hepsi hasta. Her şey çok zor oldu.  Sobamız, hiçbir şeyimiz yok. Battaniyelerle üstümüzü örtüyoruz. Yemeğimizi dışarıda ateş yakarak yapıyoruz. İş de olmadığı için geçinemiyoruz. Çocukların mont ve giyecek ihtiyaçları var.”