Yandaş medya ile suçların üzeri örtülüyor

  • 09:04 15 Mayıs 2022
  • Medya Kritik
 
Roza Metina
 
HABER MERKEZİ - Yandaş medya aracılığı ile suçlarının üzerini örten bu zihniyet, radyo, televizyon, gazete, dijital medyayı hakikatin ortaya çıkmaması için kullanıyor, savaşa karşı gelişen eleştirilerin önünü alıyor. Bu savaşta da yine kadın ve çocuklar hedef alınıyor. Bugün özgür basın, bu zihniyet ve anlayışa karşı kadın ve çocuklarını savunmak, gerçeğe ulaşmak ve bunu yansıtmak için uğraşıyor, bunun için direniyor.
 
Sistemin yandaş medyası ile savaşın gerçek yüzü gizlenmek isteniyor. Tıklanma rekoru için toplumun haklarını ihlal eden yandaş medya, tıklanmak için bir yandan kadın ve çocukları teşhir ediyor bir yandan da savaş çığırtkanlığı ile toplumu olumsuz etkiliyor. 
 
Medya aracılığıyla ayrımcılık 
 
Savaş çığırtkanlığına bağlı olarak cinsiyetçilik, psikolojik savaş ve eşitsizliğe karşı kadın örgütlülüğü yok edilmek isteniyor. Farklı düşünceler, görüşler, renkler ve perspektiflere karşı topyekun bir savaş başlatılmış durumda. Bu koşullarda yandaş medyanın tutumu toplum ve cinsler arasında daha çok ayrımcılığın ortaya çıkmasına neden oluyor. 
 
Bireysel çıkarlar ön planda 
 
Kadına ve topluma biçilen roller de şiddete zemin hazırlıyor. Bu şiddet de iktidar ve işgalcilerin savaşı için büyük bir fırsat ve nimet oluyor adeta. Kadınların katledilmesine ve hak ihlallerine gerekçe bulan bu zihniyet eli altındaki medya aracılığıyla büyük bir şemsiye oluşturmakta. Yalanlarını bu şemsiye topluyor ve neredeyse kendi yalanlarına kendisi de inanacak hale gelmiş durumda. Bu zihniyet toplumun inançlarını temel hedef yapıyor. Halkın görüşlerini esas almıyor. Sadece kendi bireysel çıkarları ile uğraşıyor. Zaten bireysel çıkarlar esas alındığı zaman de insana saygı kalmıyor. 
 
Farklı farklı politikalar 
 
Bu zihniyet, kimi örneklerde de görülebiliyor. Bunlardan biri mülteciler konusu. Mültecilere ilişkin söylenen her söz pazarlık konusu yapılıyor. Devlet yetkilileri “Mülteciler için insani şeyler yapacağız. Biz ırkçılık temelinde bu konuya yaklaşmıyoruz. Soruna ayrımcılık perspektifi ile bakmıyoruz. Güvenlik bölgelerinin oluşması ile kısa sürede yaklaşık bir milyon Suriyeli kardeşimizi yerlerine yerleştireceğiz” diyor. Kameralar önünde bu sözler söylenirken diğer yandan Rojava’ya yönelik olarak ağır saldırılar yapılıyor, demografik yapının değişmesi için farklı farklı politikalar uygulanıyor. Kürt halkına göç dayatılıyor. Ayrımcılık yapmıyoruz diyenler,  Kürtlerin doğasını, tarihini ve coğrafyasını talan ediyor. Kürtçeye büyük düşmanlık yapıyor. Şengal’e saldırıların olduğu dönemde Şengal Caddesi’nin adını değiştiren zihniyet, havuz medyası ile de yaptıklarını meşru göstermeye çalışıyor. Kürtlerin katledilmesini kendilerini esas alarak kameralar önünde “Güvenlik bölgeleri oluşur oluşmaz, yaklaşık bir milyon Suriyeli kardeşimizi yerlerine göndereceğiz” diyorlar. 
 
İşlenen suçlar ve medya ile meşrulaştırma 
 
Bu zihniyet ve anlayış, Urfa Ceylanpınar’da 9 yaşındaki Yusuf’un kurşunla katledilmesine neden oldu.  Bu kurşun Türk devletine bağlı grupların denetimde olan Serêkaniyê’den geldi ve 9 yaşındaki çocuğun katledilmesine neden oldu. Ondan önce de Urfa’da 16 yaşındaki Muharrem Aksem, polis kurşunları ile katledilmişti. Birçok kez Kürt çocukları zırhlı araçların hedefi oldu ve bununla da sınırlı kalmadı ailelerden tazminat istendi. Bu zihniyet ve anlayış, Kürt çocuklarına karşı işlenen suçları yine kendi medyası ile meşru gösteriyor. 
 
Medya aracılığıyla üzerini örtme 
 
Yine bu zihniyet ve anlayış, Garibe Gezer ve HDP’yi hedef alan Yeni Akit gazetesini korudu. Gazetenin bu hakaretine karşı Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Ancak bu başvuru takipsizlikle sonuçlandı. Bu zihniyetin elinde tamamen bir araca dönüşen kanunlar bu örneklerden çok net bir şekilde açığa çıkıyor ve kendi çıkarlarına göre kullanıyorlar. Ellerinde birer araca dönüşen bu kanunlarla birçok yolsuzluklar yapıyorlar ve yandaş medya da bunları sümen altı ediyor, üzerini örtüyor. 
 
Özgür basın direniyor
 
Yandaş medya aracılığı ile suçlarının üzerini örten bu zihniyet, radyo, televizyon, gazete, dijital medyayı hakikatin ortaya çıkmaması için kullanıyor, savaşa karşı gelişen eleştirilerin önünü alıyor. Bu savaşta da yine kadın ve çocuklar hedef alınıyor. Bugün özgür basın bu zihniyet ve anlayışa karşı kadın ve çocuklarını savunmak, gerçeğe ulaşmak ve bunu yansıtmak için uğraşıyor, bunun için direniyor. Özgür basına karşı topyekun bir saldırı, savaş olsa da aynı zamanda bu savaşa karşı da önemli bir direniş var.