Savaşa emekçinin gözünden bakmak (3)

  • 09:02 18 Şubat 2018
  • Dosya
Eğitim emekçileri: Savaştan değil yaşamdan yanayız
 
Zülal Koçer 
 
İSTANBUL - Eğitim emekçisi kadınlar, savaşın yıkım ve ölüm anlamında geldiğini belirterek, "Biz öğrencilerimize farklılıklar, farklı kültürlere, kimliklere saygı duymayı ve herkesin yaşam hakkına savunmayı da öğretiyoruz. Ancak böyle bir ortamda bunu yapmak bile çok zor. Koşulları yok" dedi. 
 
Türkiye’nin Efrîn’e yönelik saldırıları 30.gününe girdi. Efrîn’de bugüne kadar en az 170 sivil yaşamını yitirirken, 460’ın üzerinde sivil de yaralandı. Türkiye’de saldırılara karşı duran ve ‘barış’ kelimesini telaffuz eden hemen her kesimden insan gözaltı, baskı ve tutuklama tehdidi ile karşı karşıya. Bu zamana kadar okul sıralarında, dersliklerde, kürsülerde öğrencilerine ‘barışı’, ‘eşitliği’ ve ‘ortak yaşamı’ anlatmaya çalışan eğitim emekçileri  "Savaş emekçilerin yararına değil" demeye devam ediyor. 
 
17 yıl boyunca öğretmenlik yapan Ayfer Koçak, hiçbir savaşın emekçilerin yararına olmadığını belirterek, "Savaş, emekçiler açısından, bölgede yaşayan insanlar açısından hiçbir zaman kazanını olmayan bir süreci doğurur. Savaşın kazanını; silah şirketleri ve sermayedir" dedi.
 
'İnsanlığa karşı bir saldırı olarak tanımlanmalıdır'
 
Efrîn'e yönelik saldırılarda dikkat çeken ayrı bir hususun olduğunu ifade eden Ayfer, "Yıllardır DAİŞ çetelerine karşı mücadele eden, savaştan yorulmuş, savaşın açtığı yaraları henüz kapatamamış halklar var. Bu halklar ortak bir şekilde demokratik bir yaşam oluşturmaya çalışırken, yine o bölgede her hangi bir tehdit ve ya herhangi bir saldırı yaşanmamış olmasına rağmen ve yaşanma ihtimaline dair en ufak bir nüvenin olmadığı bir dönemde oraya dönük bir saldırıyı maalesef insanlığa karşı bir saldırı olarak tanımlanmalıyız" diye konuştu.
 
'Savaş emekçiler için ölüm ve yıkım getirir'
 
Hiçbir savaşın emekçilerin yaşamı, geleceği, ekonomisi, sağlığı açısından getirisi olmadığını söyleyen Ayfer, "Biz savaşların, emekçiler açısından, yıkım ve ölüm olduğunu söyledik. Bugün de bu savaş için aynı şeyi söylüyoruz" dedi.
 
'Siyaset değildir, siyasi ahlaksızlıktır'
 
Ayfer asıl vahim olanın barış demenin terörize edilmesi olduğuna dikkat çekerek "Savaş karşıtı olmak insan olmaktan, yaşamı savunmaktan kaynaklı en doğal hakkımız. Ancak bunun terörize edilmesi, vatan hainliği olarak adlandırılması, sadece bu sebepten arkadaşlarımızın tutuklanıyor olması bu işin en vahim hallerinden birisidir" ifadelerini kullandı.
 
Ayfer son olarak, "Uluslararası sözleşmelerde, yapılan bütün protokollerde, savaşı övmenin bir insanlık suçu olduğu tanımlamışken, savaş karşıtlığını suç olarak kabul etmek çok vahimdir. Siyaset değildir, siyasi ahlaksızlıktır” diye ifade etti. 
 
'Savaş her şeyin üzerini örtmek için'
 
Çocuk gelişimi dersleri veren 20 yıllık eğitim emekçisi Mürvet Yılmaz da savaşların hiçbir kesim için fayda sağlamadığını belirterek, "Efrîn'e dönük saldırının özellikle kadın emekçiler açısından çok büyük zararları var" dedi. 
 
Mürvet, OHAL döneminde Türkiye'de kadın ve çocuk haklarının birer birer törpülendiğini, şiddetin arttığını ifade ederek, "OHAL ve arkasından özellikle bu savaşla birlikte kadınların varlığı, sokağa çıkışı, özgürlükleri, hepsi sınırlanıyor. Bunlar dondurulmuş oluyor açıkçası. Bu anlamda kadınların yaşadıklarını, çığlıklarını duyurmak oldukça güç hatta imkânsız olacaktır. Çünkü savaş her şeyin üzerini örtmek için gerekçe edilmekte" diye konuştu.
 
'Savaştan değil barıştan yanıyız'
 
Mürvet, savaşın eğitime de etkisi olduğunu belirterek savaşın en büyük kötülüğünün ise yaşam hakkını yok etmesi olduğunu ifade etti. Bir eğitimci olarak öğrencilere yaşam hakkını anlatmakla mükellef olduklarını kaydeden Mürvet, bu durumda bunu anlatmanın dahi güç olduğunu dile getirdi. 
 
Mürvet sözlerini, "Kadın eğitim emekçileri olarak bizler savaştan yana değil yaşamdan, barıştan yanayız. Biz öğrencilerimize farklılıklar, farklı kültürlere, kimliklere saygı duymayı ve herkesin yaşam hakkına savunmayı da öğretiyoruz. Ancak böyle bir ortamda bunu yapmak bile çok zor. Koşulları yok ancak buna rağmen anlatmaya çalışmak, ısrarcı olmak gerekiyor. Barıştan, yaşamdan yana olmak gerekiyor" diye sonlandırdı.   
 
YARIN: Sağlık emekçisi kadınlar savaşa karşı