Yemen’de ‘insani kriz’ derinleşiyor: Kadın ve çocuklar hedefte
- 09:21 27 Ekim 2022
- Dünya
Derya Ceylan
HABER MERKEZİ - Dünyanın en büyük “insani krizinin yaşandığı” ülke olarak tanımlanan Yemen’de yaşanan iç savaşın yol açtığı salgın hastalıkların yanı sıra su krizi de gündemde. Siyasi güç ve ekonomik çıkarların öncelikli olduğu ülkede kadınlar ve çocuklar hedef olmaya devam edilirken, krizler konusunda ise henüz bir adım atılmış değil.
Afrika ülkelerinde son yüzyılda yaşanan iç savaşlar, günümüzde azalmaya doğru gitmiş olsa da savaşların yol açtığı sorunlar başta kadın ve çocuklar olmak üzere insanlığı önemli oranda etkilemeye devam ediyor. Bu etkinin en fazla yaşandığı ülkelerden biri de Yemen.
Afrika kıtasının en yoksul ülkelerinden biri olan Yemen’de Suudi Arabistan öncülüğünde başlatılan savaş, 7’nci yılında da devam ediyor. Ortadoğu’da arka arkaya başlayan Arap isyanları sırasında uluslararası güçlerin müdahalesiyle büyüyen bir savaşın ortasında kendini bulan Yemen’de son 7 yılda başta kadınların ve çocukların etkilendiği olaylar nedeniyle birçok açıdan krizler de ortaya çıkar. Söz konusu krizler arasında yer alan açlık, kıtlık, su sorunu, salgın hastalıklar, taciz, tecavüz ve daha birçok sorunla karşı karşıya kalan aynı zamanda kadın ve çocukların hedefte olduğu ülkede yaşananlara dair şimdiye kadar bir çözüm üretilmiş değil.
Yemen'deki iç savaş ne zaman ve nasıl başladı?
BM’nin “Dünyanın en ağır insani krizi” diyerek işaret ettiği Yemen’de yaşanan iç savaşa dikkat çekilirken, ülkede bugüne kadar 100 binin üzerinde insan hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Her geçen gün krizlerin derinleştiği ülkedeki iç savaş 2011 yılında, “Arap Baharı” olarak nitelendirilen süreçte yapılan protestolarla başlar. Bu süreçte, 33 yıldır iktidarda olan ülkenin devlet başkanı Ali Abdullah Salih, protestolar karşısında kimi düzenlemelere gitse de bu yeterli olmaz. Aynı yılın Haziran ayında düzenlenen bir saldırıda yaralanan Ali Abdullah Salih, ardından Suudi Arabistan’a giderek, burada 3 ay kalır. Ali Abdullah Salih, ülkesine geri döndüğünde koltuğu devredeceğini duyurur. Diğer yandan devam eden protestoların üzerinden bir yıl geçerken, istifa ederek, görevini yardımcısı Abdurabbu Mansur el Hadi’ye bırakır.
Öte yandan alanlara çıkarak, mevcut hükümeti protesto eden kitle ise, Zeydi-Şii nüfusunun çoğunluğunu oluşturduğu bir dini-siyasi grup olan ve geniş bir kitlesi bulunan Husilerden oluşur.
Siyasi çekişmeler
Aşiret bağları, ideoloji ve mezheplerle iç içe geçmiş bir siyasi yapıya sahip olan ülkede, aradan geçen üç yılın ardından Husiler, başkent Sana’nın kuzeyindeki bazı yerleşim yerlerini kontrol altına alarak zamanla etkisini arttırır. 2015 yılının Ocak ayında eski devlet başkanı Ali Abdullah Salih, kendi yandaşlarıyla beraber Sana’daki başkanlık sarayını kuşatarak, Abdurabbu Mansur el Hadi’yi istifaya zorlar. Böylece Abdurabbu Mansur el Hadi, önce Aden’e sonra da Suudi Arabistan’a sığınır. Geri döndüğünde ise istifasını geri çekerek, yaşananları “darbe” olarak nitelendiren Abdurabbi Mansur el Hadi, Suudi Arabistan’ın da desteğini alır. Bu süre zarfında Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, İngiltere ve Fransa’nın dahil olduğu bir savaş koalisyonu kurulur.
‘Vekalet savaşı’
Dünyanın en önemli gelir kaynaklarının başında gelen petrol üretiminin yapıldığı ülkelerden biri olan Yemen, kuzey hattı boyunca Körfez ve Umman Denizi’ne açılan kıyısından dolayı stratejik bir öneme sahip. Asıl nedenin, ekonomik çıkarlar olduğu için saldırıların hedefinde olan Yemen’deki iç savaşa dair Suudi Arabistan ve İran karşı karşıya gelirken, bu durum bölgedeki güçlerce, “vekalet savaşı” olarak da tanımlanıyor.
‘İnsani krize karşı’ çağrı
Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki örgütlerin acil yardım çağrılarına da ya kısmen yanıt verildiği ya da görmezden gelindiği Yemen’deki savaş için dünyanın “en büyük” insani krizine dikkat çekilir. Yaklaşık 28 milyon nüfuslu ülkede en az 24 milyon insanın yardıma ihtiyacı var. Diğer yandan yaklaşık 4 milyon kişi evlerini terk edip ülke içinde başka kentlere göç etmek zorunda bırakılır.
Kadın ve çocukların yaşamı tehlikede
Savaşın sonuçlarından biri olan kıtlığın ve su krizinin de yaşandığı ülkede kadın ve çocukların yaşamının tehlikede olduğuna işaret eden BM’nin 2021 yılı raporunda, önlem alınmazsa, 16 milyon insanın açlıktan hayatını kaybedeceği uyarısı yapılır. BM, kıtlığın önüne geçmek için 3,85 milyar dolar acil yardıma ihtiyaç olduğunu açıklar.
Çağrılar çözüm olmuyor
Yemen’in başkenti Sana’da 2014 yılında kurulan, bölgede bilgi üretimi yoluyla değişimi hedefleyen bağımsız düşünce kuruluşu Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin 2021 yılı insani yardım raporuna göre, son yıllarda Husilerin Yemen’in yüzde 75’ini kontrol etse de, askeri zafer elde etmesi zor görünürken, siyasi bir çözüm için de umut gözükmüyor. Rapora göre, barış görüşmeleri şimdiye kadar başarısız olurken, Marib vilayetinde de çatışmalar artar. BM’nin desteklediği ve Aralık 2018’de savaşan taraflarca imzalanan Stockholm Anlaşması da büyük ölçü de uygulanmaz. Dolayısıyla savaşı durdurmak, bu krizin en fazla etkilenen sivil halk için birincil ve en iyi çözüm olmasa da yeni gelişmelere ihtiyaç duyulur.
Ortadoğu’nun en yoksul ülkesi
Öte yandan Yemen, BM Kalkınma Programı (UNDP) İnsani Gelişme Endeksi’nde 187 ülke arasında 154’üncü sırada yer alarak Ortadoğu’nun en yoksul ülkesi olarak belirleniyor. Ancak kalkınma, sürekli çatışma, siyasi istikrarsızlık, yolsuzluk, sınırlı eğitim imkanı ve gelişmeye direnen siyasi aktörler nedeniyle kısıtlanır.
Uyarılar ve çağrılar
Ülkede durum böyleyken, uluslararası güçler ise yaşanan insani krize karşı tepki gösterse de bir çözümcül olmaz. Ülkede giderek büyüyen krize karşı bir grup Yemenli aktivist, BM ile Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gibi kurumlara hitaben açık bir mektup kaleme alır. Aktivistler, krizler sonucunda siyasi ve insani durumlar karşısında uyarılarda bulunur.
İnsani felaketin boyutları
Yemen’deki savaşın yol açtığı siyasi yıkımın yanı sıra sivil halk üzerindeki etkisi de felaket boyutlarına ulaşmış durumda. Bir yanda İran’ın desteklediği Husiler, diğer yanda Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve GGK gibi ayrılıkçı oluşumların sürdürdükleri savaş sebebiyle ülkenin zayıf olan alt yapısı tamamen yıkılır, insani yardım amaçlı müdahaleler iyice imkansız hale gelir. Yıllardır süren savaş ülke genelinde ilaç ve gıda gibi temel ihtiyaç maddeleri konusunda ciddi sorunlar yaşanmasına, milyonlarca insanın açlıkla veya yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya kalmasına yol açar.
‘Dünyanın en kötü insani krizi’
Ülkede son 7 yılda binlerce sivilin yaşamını yitirdiği, çok sayıda insan hakkı ihlali yaşandığı ifade edilir. Hava bombardımanları, abluka ve çatışmalar, halkın yüzde 80’ini insani yardıma ve korunmaya muhtaç hale getirir. Ayrıca Haziran ve Ağustos aylarında yaşanan sellerin de son derece yıkıcı etkileri olur. BM, verilerine göre, ülkenin çeşitli kentlerinde sellerden toplam 62 bin 128 aile etkilenir. Barajların ve su kaynaklarının taşması, zaten kötü durumda olan altyapının iyice tahrip olmasına sebep olur. Birçok ev ve barınak yıkılır, yollar kullanılamaz hale gelir.
2022’de de insani krize karşı çağrılar devam ediyor
BM Genel Sekreteri yıl içinde son yaptığı açıklamada, Yemen’de her beş kişiden dördünün acil insani yardıma ihtiyaç duyduğunu açıklarken, 2 milyon çocuğun ise akut yetersiz beslenme sebebiyle yaşamları boyunca kendilerini etkileyebilecek büyüme bozukluğu sorunu yaşadığını belirtir. Yılın başından bu yana ülkede yaklaşık 80 bin kişi daha evlerinden zorla çıkarılır ve ülke genelinde yerlerinden edilenlerin toplamının 4 milyona yaklaştığı ifade edilir.
15 milyon çocuk risk altında
BM Çocuk Fonu (UNICEF) Başkanı Henrietta Fore ise son yaptığı açıklamada, savaşın en ağır faturasını, çocukların ödediğini söyler. Henrietta, ülkede devam eden savaşta şu ana kadar en az 7 bin 300 çocuğun hayatını kaybettiği, binlerce çocuğun da yaralandığını belirtir. 15 milyon çocuğun risk altında olduğuna dikkat çeken Henrietta, Yemen’de, savaş sebebiyle 2 milyondan fazla çocuğun okula gidemediğini, ayrıca ülke genelinde her beş okuldan birinin ya kapanmış ya da yıkılmış durumda olduğunu paylaşır.
Yardım programı yakında sona erecek
BM İnsani İşler ve Acil Yardım Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, BM ve yardım ortaklarının, ülkede her ay 10 milyondan fazla insana yardım ulaştırdığını söyler. Mark, Yemen’i kıtlığın eşiğinden döndürmeye, tarihteki en büyük kolera salgınını durdurmaya ve şiddetten kaçan aileleri desteklemeye yarayan bu yardımların devam edebilmesi için ülkede yürütülen BM destekli 41 programdan 30’da fazlasına ek fon sağlanması gerektiğini, aksi takdirde birkaç hafta içinde bu fonların kapanma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtir. Mark, 4 milyon insana hizmet veren su ve arındırma programlarının birkaç hafta içinde kapanmaya başlayacağını, yaklaşık 5 milyon çocuğun rutin aşılarının yaptırılamayacağını ve ilerdeki aylarda da yetersiz beslenmeye karşı hazırlanan programların sonlanacağı uyarısında bulunur.
Koronavirüsün etkisi
Bütün dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, ülkedeki insani felaketi daha da ağırlaştırır. BM, Yemen’de Covid-19 kaynaklı ölümlerin ise yüzde 25’lik oranla dünya ortalamasının dört katı olduğunu duyurur. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in yaptığı açıklamaya göre, dünyada koronavirüs kaynaklı ölüm oranlarının en yüksek olduğu yer, Yemen’in Aden kentidir. Hastane ve yatak kapasitesinin yetersiz oluşu, ilaç ve tıbbi malzeme eksikliği yanı sıra çok az sayıda test yapılması sebebiyle insanların tam olarak hangi hastalıktan öldüğü dahi tespit edilemez. Ülkede devam eden iç savaş nedeniyle birçok hastane ya bombalanmış ya da askeri tesise dönüştürülmüş olduğundan zaten sorunlu olan sağlık sistemi tamamen çökme noktasına gelir, dolayısıyla bu koşullar altında Yemen’de koronavirüsle mücadele etmek neredeyse imkansız bir hal alır.
110 bin kişi koleraya yakalandı
Yine bu yıl içerisinde ülkede 110 bin kişinin koleraya yakalandığı, bu riskin devam ettiği belirtilir. Aşırı yoksulluk, kötü yaşam koşulları ve koruyucu sağlık hizmetlerinin olmaması sebebiyle bağışıklık sistemleri iyice zayıflayan Yemenliler için son dönemde yaşanan seller, sıtma ve dang humması riskini arttırır.
Yemen'deki su krizi halkın sorunlarını daha da artırıyor
Su rezervleri bakımından dünyanın en yoksul ülkeleri arasında da yer alan Yemen, yer altı akiferlerinin kirlenmesi, artezyen kuyularının rastgele açılması gibi çeşitli nedenlerle su konusunda akut bir krizle karşı karşıya.
Yemen’de su sorunu
Su uzmanı Abdu Ali Hassan, uzun yıllardır devam eden çatışmalar nedeniyle ağır insani krize tanık olunan Yemen’deki su sorununa ilişkin şu ifadeleri kullanıyor: “Yer altı sularının birçok bölgede kirlenmesinin yanı sıra hızlı bir şekilde tükenmesi, tarım mahsullerinin sulanmasında hatalı yöntemlerin benimsenmesi ve rastgele su kuyularının açılması sonucu yer altı su rezervleri sürekli olarak kirlenirken, miktarı da azalıyor.” Abdu, ülke genelinde, suyun yüzde 90’ından fazlasının tarımsal sulamada kullanıldığını, yer altı sularının kirlenmesinde de birçok nedenin etkili olduğuna işaret ediyor. Kanalizasyon ve çöplük sularının yağmur sularıyla taşınarak temiz su kaynaklarına karşıması ise bu nedenlerin başında gösteriliyor.
Su kaynakları azaldı
Ülkedeki su kaynaklarının 2025 yılına kadar tükeneceği tahmin edilirken, bir diğer nedeni olarak “gat” isimli bitkinin üretimi gösteriliyor. Su kaynaklarının fazla kullanımından dolayı tarımsal üretimin de zarar gördüğü ülkede, gat bitkisinin üretilmesinin nedeni ise nüfusun neredeyse yüzde 70’inin bu bitkiyi tüketmesi gösteriliyor. Yaprakları çiğnenerek tüketilen ve uyuşturucu özelliği olan gat bitkisinin tarımsal faaliyetlerin başında olduğu ülkenin güney kesiminde bu bitkinin daha önce yasaklandığı biliniyor. Gat bitkisinin yetiştirilmesi, yoğun su tüketimini gerekli kıldığından, ülkenin su kaynaklarının da buna bağlı olarak azaldığı öne sürülüyor.
Göç ve sonuçları
Kırsal kesimlerde yaşayan halkın çoğu, suyu yaklaşık 2 kilometre uzaklıktan hayvanlara yükleyerek evlerine taşıyor. Burada yaşayanların birçoğu özellikle iç savaş nedeniyle göç etmek zorunda kalanlardan oluşuyor. Bu insanlar, evlerinde su depolama imkanı olmadığı için uzak yerlerdeki kaynaklardan su taşımak zorunda kalıyor.
Su ve hijyene erişim yok
UNICEF, 19 Mart’ta yaptığı açıklamada, 8 milyon 470 bini çocuk olan 16 milyondan fazla Yemenlinin temiz su ve temel hijyen hizmetlerinden yoksun durumda olduğuna dikkat çekiyor.
Aynı dönem açıklama yapan Hacca Valiliği Sağlık Dairesi Müdürü Tarık Misvak Heba da, bölgedeki açık kuyulardan ve havuzlardan sağlanan suyun “sağlıksız” olduğunu söylüyor. Tarık, “Evlerde bu suyun kullanılması, cilt hastalıklarının yanı sıra kolera ve sulu ishal gibi birçok hastalığın özellikle çocuklar arasında yayılmasına yol açtı” diyor.
Hacce’de Yemen hükümetinin kontrolünde olan bölgelerden her gün yaklaşık 700 kişi su kirliliği nedeniyle sağlık merkezlerine başvuruyor.
Kriz korkunç boyutlarda
Ülkede 7 yıldır süren çatışmalarda yaklaşık 377 bin kişi yaşamını yitirirken, iç savaş nedeniyle büyüyen insani kriz ise korkunç boyutlarda.