Ankara İklim Krizi Platformu: İklim krizine karşı harekete geçmeliyiz
- 09:02 13 Eylül 2019
- Ekoloji
Dilan Babat
ANKARA - Ankara İklim Krizi Platformu'ndan Nilgün Engin ve İrem Usta, "Medyadan duyulmayan iklim krizini bizlerden duyacaklar" diyerek 20-27 Eylül Küresel İklim Grevi Haftası’nda birçok etkinliğe imza atacaklarını ve iklim krizine karşı insanları ve yetkilileri uyaracaklarını söyledi.
“Bir politikacının görevi dünyayı kurtarmak veya radikal iklim politikalarına sahip olmak değil; oy toplamak ve seçimleri kazanmaktır. Bugün ise, iklim ve dünya hakkında söyleyeceğiniz gerçekler size bir seçim kazandırmayacağı gibi oy da getirmeyecek. Evimiz yanıyor ama biz bu konuda hiçbir şey yapmıyoruz.” Bu sözler 16 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg’in sözleri. İklim krizine dikkat çekmek için İsviçre parlamentosu önünde eylem yapan Greta herkesi iklim krizine ilişkin duyarlılık çağrısında bulundu. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de çocuklar iklim krizine dikkat çekmek için çeşitli eylemler düzenlerken, iklim krizine karşı kurulan çeşitli platformlar da karbon ayak izini azaltmak için kampanyalar düzenledi ve çalışmalarına devam ediyor.
Ankara İklim Krizi Platformu kurucularından Nilgün Engin ve İrem Usta, iklim krizi hakkında bilgi verdi, çözüm önerilerini sundu.
‘Medyadan duyulmayanı bizlerden duyacaklar’
Platformun gençlerin inisiyatifi doğrultusunda oluştuğunu söyleyen Nilgün, “Birkaç oluşum ile 20-27 Eylül arasında küresel grev çağırısı olunca bizlerde bir şeyler yapmak istedik. İlk platform toplantımız 25 kişi ile başladı. Oluşturduğumuz grubumuz 90 kişilik ve giderek artıyor” dedi. İklim krizine karşı birçok etkinlik yapacaklarını ifade eden Nilgün, “Medyadan duyulmayan iklim krizlerini bizlerden duyacaklar” diye belirtti.
‘Belediyelere yazı göndereceğiz’
Amazon yağmur ormanlarında haftalardır devam eden yangınların oluşturduğu tahribatların iklime çok fazla etki ettiğini, Türkiye’de ormanların yakılması ve ağaçların kesilmesinin de doğaya büyük bir zarar verdiğini aktaran Nilgün, “Çoğu rant politikalarından kaynaklanıyor” ifadesini kullandı. Nilgün, “Bütün bunlar bir küresel yıkıma götürüyor bizleri” dedi ve ekledi: “Farkına varmamız ve birlikte düşünüp kararlar almamız gerekiyor. Bundan kaynaklı bizler de 7 gün boyunca farklı eylemler yapacağız. Herkes kendini yeni ifade etmeye başladı. Bu konuşmalar bizim aramızda yeni dile getiriliyor. Bizler vegan perspektifinden iklime bakıyorsak, aramızda vegan olmayan arkadaşlarımız da farklı bir perspektiften bakarak birbirimizle dayanışma içerisinde oluyoruz. 16 yaşında İsveçli bir çocuğun söyledikleri ile kendimi buldum ve ‘ne yapabiliriz’ demeye başladık. Birçok insanın da öğrenmesini isteyeceğiz. Belediyelere yazılar göndereceğiz, pek çok açıdan iklim krizi bizi etkiliyor.”
‘İklim krizine karşı veganlık bir çözümü yoludur’
İklim krizine etki eden sebeplerden birinin de çok fazla hayvansal tüketimin olduğunu kaydeden Nilgün, “Şuanda bütün meralar, bütün tarım alanları sadece insanların besleneceği türde tarımlar ile dolsa ve kimse artık et tüketmese ve hayvanlara zarar vermese 10 milyar insanın doyma şansı var. Yeryüzündeki tarım alanları et tüketmediğimiz sürece bizlerin doyma alanlarına sahip. Endüstriler birbirlerini besledikleri için uluslararası ticaret bunun üzerinden dönüyor” ifadelerini kulandı. Hayvancılığın yeryüzüne verdiği zararlara değinen Nilgün, su kaynaklarının da hayvancılık faaliyetlerinden dolayı ciddi anlamda etkilendiğine dikkat çekti. “Hayvanlar için harcanan su oranı bizlerin su israfından daha fazla” diyen Nilgün, iklim krizine karşı çözüm yolu olarak vegan beslenmeyi önerdi. Nilgün, “Verilere baktığımız zaman veganların toprak kullanımı da iklime çok büyük zararlar vermiyor. Aksine toprak kullanımının veganlıkla bağlantısını görebiliriz. İklim krizine karşı veganlık bir çözüm yoludur. Ben insanların sağduyusuna güveniyorum. Bizler de et seven insanlardık ama tüketmememiz gerektiğini gördük. Bu kadar çok tahıl, sebze, meyve olan bir ülkede et tüketimini durdurabiliriz” diye konuştu.
‘Doğa ve gezegen için atılmasını isteyeceğimiz adımlar olacak’
İrem Usta ise 25 Temmuz tarihinde 18 ülkede 860 bölgede acil iklim krizi ile ilgili yapılan önlem çağrısı sonucu birçok belediyenin harekete geçtiğini hatırlattı. İrem, “Türkiye’deki belediyelerin de durumun farkına varması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için suların 3 metre yükselip, giriş katlardaki evlere su basmasını bekleyerek vakit kaybetmeye gerek yok. Bununla ilgili kendimizden başlayarak doğa ve gezegen için atılmasını isteyeceğimiz adımlar olacak” diye belirtti.
’10 milyar insanı besleyebilecek bir ortam var’
İklim krizine karşı İrem de veganlığı önerirken, “Metan gazı karbondioksitten 20 kat daha fazla. İnsanlara yemek olsun diye üretilen inekler bir insanın 20 katı kadar dışkılar. Günde ortalama 500 litre metan gazı üretiyor. Hayvan üretimine dayalı üretim sera gazının yüzde 50’den fazlasını oluşturuyor. Vegan olduğumuz zaman bir buçuk ton azalıyor. 10 milyar insanı besleyecek bir ortam var. Ama bizler birileri hayvan bedeni yesin diye o tahılları ve sebzeleri çiftlikte sömürülen hayvanlara yedirtiyoruz. İçilebilir sular da o hayvanlara verildiği için temiz suya ulaşamıyoruz” dedi.