İZMİR - Küresel İklim Grevi için hazırlıklarını hızlandıran Sıfır Gelecek Hareketi aktivistleri, merkezi ve yerel yönetimlere “Sıfır karbon” çağrısı yaparak programlarını değiştirmeye zorlayacak. 

 

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Eylem Zirvesi, 60'ın üzerinde ülkeden temsilcinin katılımıyla 23 Eylül'de ABD’nin New York şehrinde başlayacak. Zirve öncesinde birçok ülkede 20 Eylül’den itibaren bir hafta boyunca Küresel İklim Grevi yapılacak ve iklim değişikliğiyle mücadeleye ilişkin farkındalık oluşturulacak. 137 ülkede 27 Eylül’e kadar yaklaşık 4 bin 500 iklim grevi düzenlenecek. İsveç’te 16 yaşındaki Greta Thunberg’in başlattığı “İklim için okul grevi” (Fridays For Future - Gelecek için Cumalar) ile başlayan ve dünyaya yayılan eylemin İzmir ayağında yer alan Sıfır Gelecek Hareketi aktivistleri, “Sıfır Karbon” talebiyle yerel ve merkezi yönetimleri iklim acil planlarını uygulamaya zorlamayı hedefliyor. 

 

İklim Yürüyüşü düzenlenecek

 

“Sıfır Gelecek” kampanyası altında bir araya gelen çeşitli sivil toplum kuruluşları ve demokratik kitle örgütleri 20 Temmuz Cuma günü yürüyüş için bir araya gelecek. Gündoğdu Meydanı’nda buluşacak olan öğrenciler, saat 15.00’dan itibaren iklim grevinde olacak. Saat 17.00’da Alsancak İskele önünde bir araya gelecek olan kitle ise İklim Yürüyüşüne geçerek Kültürpark Sahne’deki konser ve performans gösterilerine katılacak.

 

‘İklim için sorumluluk bizlere düştü’

 

Friday For Future hareketinin İzmir ayağını temsil ettiklerini söyleyen lise öğrencisi Deniz Küçükler, İzmir’de giderek örgütlülüklerini büyüttüklerini kaydetti. Hareketin ruhunun doğası olarak ekiplerinin liselilerden oluştuğunu söyleyen Deniz, “Gençler olarak daha kaygılıyız. Şimdiye dek bunun için bir şey yapılmamış ve bize kaldığını düşünüyoruz. İklim krizi ile sera gazı emisyonlarına göre atmosfer ısısının artışının 1 buçuk derecede tutulması gerekiyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporlarına göre 2 derece olursa geri dönülmez bir hasar olmuş olacak. Bizim isteğimiz ülkelerin yerel yönetimlerin iklim acil krizi vermesi ve buna göre davranmaları” dedi.

 

‘Kapitalizme karşı durmak temiz vicdanla olur’

 

İzmir Vegan İnisiyatifinden Tuğba Duman da global ısınmanın iklim değişikliği değil bir ikilim krizi olduğunu ve acil önlemler alınmak zorunda olunduğunun altını çizdi. Farkındalık yaratmak ve dünyadaki esintiyi Türkiye’ye de taşımak istediklerini söyleyen Tuğba, “İklim krizinin arkasında ne olduğunu insanlar evine, mobilyasına, ayakkabısına, beslenme şekline, makyaj malzemesine baksa anlayacak. Genel söylemde kapitalizm var. Evet ama kapitalizm gökten inen bir düşman değil biz ürettik biz tükettik. Oysa veganlar olarak hayvan sömürüsüne, hayvan zulmüne, öldürülmesine, kullanılmasına karşıyız. Hayvanları yemek için yok edilen tarım arazileri, yakılan ormanlar onların ürettiği gazla et endüstrisinin pazarı gibi. Korkunç bir enerji tüketimi var. İklim krizinde önemli değişiklik yapmak için özellikle endüstriyel hayvancılığı durdurmak gerekiyor. Temiz bir dünya istiyorsak öncelikle temiz bir vicdanla işin içinde olmamız gerekiyor. Biz dünyayı köpeği sevip, ineği yiyerek koruyamayız” şeklinde konuştu. 

 

‘Gelişmek zorunda olmak ülkeler için bahane’

 

Sıfır Gelecek içinde yer alan Bahar Göçer ise iklim krizinin temelinde fosil ve katı yakıtların yer aldığını söyledi. Kullanılan otomobillerden fabrikalardaki yakıtlara kadar sera gazı üretiminin desteklenerek karbon miktarının arttırıldığını söyleyen Bahar, “Uzunca bir süre okyanuslar havadaki karbonu emdi. Ama artık ememiyor. Bu da dünyaya gelen ışınların dünyadan çarpıp tekrar uzaya yansıyamaması demek. Kutuplar da yansımayı sağlıyordu onlar da erimeye başlayınca ısı dengesi çok fazla bozulmaya başladı. Dolayısıyla şu an büyük bir çıkmazdayız. Yeni bir enerji politikası üretmek gerekiyor. Bu bir sivil itaatsizlik eylemi. Bazı ülkeler Kyoto sözleşmesini üçüncü dünya ülkeleri oldukları ve gelişmek zorunda olduklarını iddia ederek imzalamadı. Oysa o devletler büyük devletlerin arka bahçesi. İnsanlık geri dönülmez bir krize yol alıyor” dedi.