Ekolojik şehirler için 'Süslü Kadınlar Bisiklet Turu' başlıyor
- 09:06 21 Eylül 2019
- Ekoloji
Melike Aydın
İZMİR - Bisikletin eril bir araç olduğu algısına karşı ‘Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nun mimarı olan Sema Gür, daha fazla bisiklet yollarının yapılması için belediyelere seslenirken, “Kadın itici güçtür. Kadın bisiklete binerse diğerleri de biner” dedi.
Manifestosunda, “Bisiklete herkesin binebildiğini, hatta çok güzel bindiğini, o da yetmezmiş gibi süslü püslü bindiğini göstermek için her yıl Dünya Otomobilsiz Kentler Günü’nde kadınlar bisikletleri ile meydanlarda olacak. Kadının görünürlüğü, kamusal alanda hakkını talep edebilmesinin anahtarıdır. Bisiklete binmek, kadınların toplumda görünür hale gelmesi ve özellikle şehirle etkileşime girmesinin tamamen yeni bir yoludur. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, bisiklet sürmenin özgürleştirdiğini hatırlamak ve şehirlerde daha fazla kadının bisikletli ulaşımı seçmesini özendirmek için kadınlar tarafından kadınlar için gönüllülük esasında düzenlenen bir etkinliktir” ifadeleri yer alan Süslü Kadınlar Bisiklet Turu başlıyor. Türkiye’de ilk kez 2013’te Dünya Otomobilsiz Kentler Günü dolayısıyla İzmir’de gerçekleşen ve bir sosyal medya etkinliği olarak başlayan Süslü kadınlar Bisiklet Turu, dünyada ve Türkiye’de onlarca şehirde eş zamanlı olarak düzenlenecek. Kadınlar bu yıl da 22 Eylül Pazar günü Dünya Otomobilsiz Kentler Günü’nde pedal çevirecek.
Türkiye’de ilk kez 2013’te İzmir’de başlayan Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nun İzmir ayağında kadınlar yarın 16.30’da Konak Saat Kulesi’nde bir araya gelerek burada bir basın açıklaması düzenleyecek. Açıklamanın ardından Cumhuriyet Meydanı, Talatpaşa yolundan Alsancak Havagazı Fabrikası güzergahında bisiklet sürecek. Ana caddeler tur boyunca trafiğe kapatılacak.
‘Militarist, tek tipçi, eril yaklaşıma karşı…’
İzmir’deki tur Sema Gür, Pınar Pinzuti ve gönüllü kadınlar tarafından düzenleniyor. Etkinliğin fikir annesi ise Sema Gür, kadınları şehirde ulaşım aracı olarak bisikleti kullanmaya teşvik etmek için turu sosyal medya etkinliği olarak başlatıyor. Sema, turun adını ‘Süslü Kadınlar’ olarak koymasının nedenini ise şöyle anlatıyor, “Militarist, tek tipçi, eril yaklaşıma karşı ‘inadıma süslü olurum’ mottosu ile yola çıktık.”
Sema, turlarda bisikletine çiçek takmasıyla bile dalga geçildiğini dile getirerek, “Şehir içinde üç kilometrelik yolda neden üniforma giymek zorundayım? Çünkü üstümüze yapışmış kıyafetlerle, formalarla sürmek istemiyorum. Bisiklet böyle bir şey değil. ‘Neden profesyonel bir görüntüyle bisiklete biniyoruz’ dediğimde de erkeksi bir dalga geçişle ‘yandan gülüşle’ karşılaştım. Zamanla günlük kıyafetlerimle binmeye başladım” ifadelerini kullandı.
‘Bisiklet özgürlüktür, nasıl istersen öyle binilir’
Katıldığı karma bisiklet gruplarından birinde içinde 18 kilometrelik bir tırmanış içeren bir turda ‘gelebilen gelsin’ şeklindeki tavırlarla dışlandığını aktaran Sema, “Yapabilen kadınlara ‘Erkek gibi kadın’ dendi. Ben de erkek gibi değil kadın gibi ya da canım nasıl istiyorsa öyle olurum dedim. Sonra bazı kadınlardan ‘O kasklı abilerin yanında korkmuyor musun?’ gibi sorular aldım. Kadınların tedirgin olduğunu anladım. Güçlü erkekler ve diğerleri… Petli taytı giyersen güçlüsün gibi bir algı oluşmuş. Benim için de ‘tatlı su bisikletçisi’ dendi, oysa benim için bir özgürlük ifadesi bisiklet. Bedenimin gidebileceği yere kadar giderim. Biz de yavaş tur yapalım ve süslenelim dedik. Sonra başka bir arkadaş Otomobilsiz Kentler Günü’ne, Avrupa Hareketlilik Günü’ne denk getirmemizi tavsiye etti. Başka bir arkadaş da ‘Basını çağıralım’ dedi. Gezi olaylarının ortasında 250 tane kadın geldi” diye belirtti.
‘Forma faşizme eviriliyor’
Kadınların bir araya geldiğinde güçlerini hissetmek istediklerini, erkek egemen bisiklet turlarının yanında ‘kadınlar da vardır’ demek istediklerini söyledi. Sema, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Fakat bisiklet grupları o forma giyildiğinde ya da arma taşındığında, bir grubun temsilcisi olunduğunda giderek formadan başka bir söyleme geçiliyor ve ‘biz’ denmeye başlanıyor. Faşizme eviriliyor, ‘Dalga’ filmindeki gibi. ‘Forma bastıralım, süslü kadınlar beyaz giysin’, ‘bayrak yaptıralım, herkes çiçek taksın’ gibi tekliflere karşı çıktım. Kimse bana dayatma yapmasın. İsteyen çiçek takar isteyen türbanını takar. Biz de birey kavramı ile ilgili sorun var. Sürekli kurallar koyunca yaratıcılık da ölüyor. 65 şehre bunu anlatmaya çalışıyorum.”
‘Daha çok bisiklet yolu yapılmalı’
Bisikletin şehir içinde ulaşım aracı olarak kullanılması için yerel yönetimlere de seslendiklerini söyleyen Sema, bu şekilde trafiğin de rahatlayacağının altını çizidi. Daha çok bisiklet yolu yapılması gerektiğini dile getiren Sema, “Kadın itici güçtür. Kadın binerse diğerleri de biner. Yolları kapatıyoruz yılda bir kez ama güvenli bir yolumuz olursa hep bineriz demiş oluyoruz. Dünyanın en pahalı benzinini kullanan ülkemizde havaya daha az zararlı gaz salınmış olur. Giderek insanlığı ilgilendiren bir araç olacak. İnsanlar bisiklete bindikten sonra doğaya zarar vermeyen ulaşım araçlarının olabileceğini kavrıyorlar. Bisikletle 15-20 dakika ile gidilecek yere arabayla 1 saatte gidilemesin istiyorum böylece o araba içinde oturan ‘neden köle gibi oturuyorum, Raylı sistemi kullanabilir miyim, toplu ulaşım daha mı iyi?’ diye sorgulasınlar istiyorum. Bunu da sorgulayacak araçlardan biri neden süslü kadınlar olmasın?” diye konuştu.