'Doğal yaşam ranta ve betona teslim ediliyor'

  • 14:34 1 Temmuz 2020
  • Ekoloji
VAN - HDP Kadın Meclisi “Kadın mücadelesi her yerde” kampanyası kapsamında Erciş'e bağlı Zilan Deresi'nde yapımı süren HES'e ilişkin yaptığı açıklamada, "Doğal yaşam ranta ve betona teslim ediliyor" diyerek tepki gösterdi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi’nin “Kadın mücadelesi her yerde” kampanyası kapsamında Van’ın Erciş ilçesi Zilan Deresi'nde yapımı süren Hidro Elektrik Santrali'ni (HES) protesto etmek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. HDP Erciş İlçe binası önünde yapılan açıklamaya, HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık, HDP Van İl Eşbaşkanı Öznur Bartın, HDP ilçe eşbaşkanları ve kadın meclisi üyeleri ile Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri katıldı. Açıklamada, “Zilan’da doğa ve hafıza kırımına dur de. Ekolojik katliama dur diyelim” ve “Yağmaya, talana geçit vermeyeceğiz, ekolojik katliama dur diyelim, geleceğimize sahip çıkalım” pankartları taşındı. Açıklamayı kadınlar adına Muazzez Orhan Işık okudu. 
 
‘HES kültür ve hafıza kırımını amaçlamaktadır’
 
“Türkiye’de halkın ihtiyaçlarını gözetmeyen, doğal dengeyi öngörmeyen ve ekolojik tahribatı adeta bir amaç edinmiş bir iktidar var" diyerek konuşmaya başlayan Muazzez, "Yandaş şirketlerin rantını karını esas alan AKP iktidarının bölgemize yönelik HES projelerinin ayrıca amaçları bulunmaktadır. AKP, Kürt coğrafyasında HES’lerle hem bir ekoloji kırımı yapmaktadır. Hem bu iş için seçtiği yerlere bakılınca bir tür kültür ve hafıza kırımını amaçlamaktadır” dedi.
 
‘Nehir ve derelerin doğal akış yönleri değiştirilmekte’
 
Türkiye’de HES’lerin, yapım ve işletme aşamalarında geri dönüşümü olmayan büyük ekolojik tahribatların yaratılmakta olduğunu söyleyen Muazzez, “HES Projeleri ile halkın olan 'suyu kullanma hakkı' özel şirketlere verilmekte, binlerce ağacın kesilmesine, ormanların yok edilmesine, erozyona, toprak kayması riskinin oluşmasına,  doğal bitki örtüsünün zarar görmesine neden olunmaktadır. Nehir ve derelerin doğal akış yönleri değiştirilmekte, yüzey sularının kurumasıyla etraftaki canlı türleri yok olmaktadır. Bu projelerin açığa çıkardığı hafriyat,  çoğu zaman dere yataklarına boşaltılmaktadır” ifadelerini kullandı.
 
'Her su kaynağı HES şantiyesine çevriliyor'
 
HES’lerin Hasankeyf’te, Kani Sipî’de ve başka birçok yerde hayata geçirildiğini hatırlatan Muazzez, “HES yapımlarının hukuk dışı olduğunu, mahkeme kararlarına rağmen başlatıldıklarını, çevresel etki değerlendirme raporları hazırlanmadan ve çevreye verdiği tahribat gözetilmeden yapıldığı biliyoruz. İktidar ülkeyi baştanbaşa, Cudi’den Kaz Dağlarına, Artvin’den, Kızılırmak Havzasından Antalya’ya varana kadar her su kaynağını HES şantiyesine çeviriyor. Ormanları yok ediyor. Doğal yaşamın kaynağı olan suları ve ağaçları ranta ve betona teslim ediyor” sözlerini kullandı.
 
ÇED raporunu gerekli görülmedi
 
Muazzez şöyle devam etti: "Van ilinin Erciş ilçesinde, Zilan Deresi’nde (Geliyê Zîlan) 2014 yılında yapılması planlanan Hidroelektrik Santrali (HES) çalışmalarının, Danıştay’ın durdurma kararına rağmen yeniden başlatıldığını biliyoruz. Söz konusu bu projeye Van Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun gerekli olmadığı kararını verebilmiştir. Ancak biz biliyor ve görüyoruz ki bu bölgede bir HES yapımının geri döndürülemez tahribatları olacaktır."
 
‘HES’lerle birlikte hayvancılık zarar görecektir’
 
ÇED raporu olmamasına rağmen Zilan Deresi’nde HES yapımının sürdürüldüğüne dikkat çeken Muazzez, “Mahkemenin kararı üzerine Gökakım Elektrik Üretim AŞ tarafından başlatılan inşaat burada yaşayan yurttaşların itirazları sonucu durduruldu. Ancak AKP iktidarı, HES’in yapılacağı arazilere ilişkin acil bir kamulaştırma kararı çıkarttı ve bu doğa katliamında ısrar edildi. Bugün mevcut yargı kararına ve ÇED raporu olmamasına rağmen Zilan Deresi’nin ekolojik ve kültürel mirası tahrip edilmeye devam edilmektedir. Bölgenin flora ve fauna yapısı zarar göreceği gibi HES ile birlikte tarım ve hayvancılık da büyük zarara uğrayacaktır. Söz konusu bölgede yapılan mera hayvancılığı için suyun betona hapsedilmesinin bölge ekonomisi çökerteceği bilinmelidir. Bu kapsamdaki derelerden su ihtiyacını karşılayan hayvanların yaşam çevresini daraltmanın izah edilecek tarafı yoktur” ifadelerini kullandı.
 
‘İnci kefali ciddi zarar görecek’
 
İktidarın bölgede hayata geçirdiği HES projeleri nedeniyle halkın göç ile karşı karşıya bırakıldığını vurgulayan Muazzez, “AKP’nin bu politikaları nedeniyle bölgede birçok insanın büyük şehirlere göç ettiği, üreticiyken tüketici duruma düştüğü bilinmektedir. Başka önemli bir konuda bu HES nedeniyle suyun azalması, koruma altında bulunan inci kefalinin de ciddi bir şekilde zarar görmesi riskini içermektedir” dedi.
 
‘Hep birlikte mücadele edersek başarabiliriz’
 
Muazzez son olarak şu şekilde konuştu: “AKP-MHP iktidarının bir tür suçluluk psikolojisi ile kıyıma uğratmaya çalıştığı bu coğrafyanın stranları, sözleri, ağıtları bu belleği diri tutmaktadır. Hasankeyf’ten Gelîyê Zilan’a beton ve su altına gömülmek istenen halkın hafızasıdır. Bizler iktidara rağmen bu hafızayı, ekolojiyi, kültürümüzü koruyacağız. Halkımıza ve tüm ekoloji savunucularına çağrımız; bu politikaları yapanları asla affetmemesi ve her yerde hesap sormasıdır. Bu iktidarın doğa talancısı zihniyet ve politikalarına karşı doğamıza ve yaşamımıza sahip çıkmak ve mücadele etmek hepimizin görevidir. Ormanlar nefesimiz sular hayatımızdır. Bunu ancak Hep birlikte yaparsak başarabiliriz."