Polen Ekoloji raporu: Milyonlarca ton tehlikeli atık!

  • 10:59 21 Haziran 2024
  • Ekoloji
 
 
Melike Aydın
 
İZMİR – Polen Ekoloji Enstitüsü, Türkiye’de altın madenlerine dair rapor yayınladı. 49’u Koza Altın İşletmeleri’ne ait 123 maden projesinin ÇED sürecinin devam ettiği belirtilen raporda, ayrıca 2018 yılından bu yana tehlikeli atık miktarının milyonlarca ton olduğu vurgulanıyor.
 
Polen Ekoloji Kolektifi bünyesinde faaliyet yürüten Polen Ekoloji Enstitüsü “Altın Madenleri Kapatılsın Siyanürle Ölümün Ekolojisi” başlığıyla yayınladığı rapor ile Türkiye’de altın madenlerini mercek altına aldı. Türkiye’de 2018’den bu yana milyon tonlarca tehlikeli atığın bulunduğu belirtilen raporda, 49’u Koza Altın İşletmelerine ait 123 maden projesinin ÇED sürecinin devam ettiği belirtiliyor. Altın madenciliğinin neden olduğu ekolojik ve sosyal yıkımların geri dönüşü olmayan ekokırım suçlarına neden olacağı ifade edilen raporda madenciliğin cinsiyet ayrımcılığını körüklediğine de yer veriliyor.
 
Geri dönüşü olmayan ekokırım
 
Raporda çoğu madenin yaşam alanlarına ve su kaynaklarına yakın alanlarda ve açık ocak işletmeciliği şeklinde işletildiğinin, işlemlerde kullanılan siyanür gibi ölümcül zehirlerin doğaya karışarak canlı yaşamına geri dönüşü olmayan zararlar verdiğinin altı çiziliyor. Hiçbir kaza olmasa dahi normal çalışma ortamında yığın liçle altın madenciliğinin ‘yavaş ölüme’ yol açtığı belirtilen raporda depremler, patlatmalar, su taşkınları sonrası barajın çökmesinin ağır metaller ve siyanür bulunduran atık suların doğaya karışarak geniş bir coğrafyada ekokırıma yol açabileceğine dikkat çekiliyor. Bununla beraber çalışma ortamında havaya karışan hidrojen siyanüre ve ağır metal çözeltilerine maruz kalan işçilerin sağlıklarını kaybettiğine, emeği sömürüldükten sonra kaderlerine terk edildiğine de vurguda bulunuluyor.
 
Madencilik cinsiyet ayrımcılığını körüklüyor
 
Madenciliğin kadınlara olan etkisine işaret edilen raporda, madencilik faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde oluşan görece istihdam ve gelirin büyük oranda erkeklere gittiği, madenciliğin sebep olduğu sosyal bozulmalar, çevre kirlilikleri gibi negatif etkenlerden ise en çok kadınların ve onların bakımını üstlendiği ailelerin etkilendiği belirtiliyor. Madencilik alanlarına gerçekleştirilen kamulaştırmada mülkleri çoğunlukla erkeklerin elinde bulundurması nedeniyle kadınların tazminattan faydalanamadığı, daha çok kadınların emek alanı olan tarım-hayvancılık gibi geçimlik ekonomiyi baz alan faaliyetlerinin zarar gördüğü ifade ediliyor. Ayrıca ekonomik bağımsızlığını yitiren kadınların erkeklere bağımlı hale geldiğine ve dolayısıyla madenciliğin cinsiyet ayrımcılığını artırdığına dikkat çekiliyor.
 
‘123 projeden sadece birinde ÇED olumsuz kararı var’
 
22 altın işletmesinin faaliyette olduğu Türkiye’de Ocak 2020-Mayıs 2024 tarihleri arasında ÇED süreci devam eden 123 altın madeni projesinin bulunduğu kaydedilen raporda, projelerin Doğu Karadeniz ve Ege Bölgesi’nde ardından da İç Anadolu Bölgesi’nde bulunduğu ifade ediliyor. En fazla projenin olduğu il ise 23 projeyle Gümüşhane, ardından 11 projeyle Giresun ve 10 projeyle Balıkesir. Bu 123 proje içinde yalnızca 1 proje için “ÇED Olumsuz”, 36 proje içinse “ÇED Gerekli Değildir” kararı verildiği ekleniyor.
 
‘ÇED Gerekli Değildir’ kararları en çok mücadelenin güçlü olmadığı illerde
 
Raporda dikkat çeken bir başka konu da “ÇED Gerekli Değildir” kararlarının ağırlıklı olarak ekoloji mücadelesinin güçlü olmadığı illerde verilmesi. Niğde’deki 5 projenin tamamı, Sivas’taki 6 projenin 4’ü için “ÇED Gerekli Değildir” kararı verildiği vurgulanan rapora göre bu illeri Gümüşhane, Niğde Sivas, Giresun ve Manisa izliyor.
 
Koza Altın 123 projenin 49’una sahip
 
Raporda çarpıcı noktalardan biri de bütün firmaların sahip olduğu proje sayısı 10’un altındayken; 123 projenin 49’unda proje sahibinin Koza Altın İşletmeleri olması. Hakkında kanunlara aykırılık suçlaması ile açılan soruşturma sonrasında kayyım atanarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilen Koza Altın İşletmeleri’ne verilen 49 proje için hiçbir “ÇED Olumsuz” kararı verilmediğinin ve bunların 14’ünde “ÇED Gerekli Değildir” kararı verildiğinin altı çiziliyor.
 
Milyon tonlarca atık miktarı
 
Raporda TÜİK’in maden işletmeleri atık istatistiklerine göre 2018 yılında 11 milyon ton civarında olan tehlikeli atık miktarının 2020’de 26 milyon tona çıktığına, 2022’de ise 23 milyon tonun üzerinde olduğuna yer veriliyor. 2018’den bu yana tehlikeli maden atıklarının iki katına çıktığı belirtilen raporda, hangi maden işletmesinin ne kadar tehlikeli atık oluşturduğu, bunların nerede, ne şekilde, hangi önlemler alınarak bertaraf edildiklerine dair şeffaf bilgiler verilmesi gerektiği vurgulandı.