‘Fabrikalarda, yaşamın her alanında örgütlenmeliyiz’
- 09:02 22 Eylül 2020
- Emek/Ekonomi
Gülistan Azak
İSTANBUL - İş ve emek alanındaki sorunlara dikkat çeken İşçilerin Birliği Derneği Başkan Yardımcısı Seçil Sarı, “Fabrikalarda, yaşamın her alanında örgütlenme komiteleri ile örgütlenmeliyiz” diyerek “patriarkal-kapitalist sisteme karşı mücadeleyi büyütme” çağrısında bulundu.
Koronavirüs pandemisi nedeniyle 26 Mart günü başlatılan kısa çalışma ödeneği uygulaması, 31 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanan “Yeni Koronavirüs (Kovid-19) Nedeniyle Dışsal Etkilerden Kaynaklanan Dönemsel Durumlar Kapsamındaki Zorlayıcı Sebep Gerekçesiyle Kısa Çalışma Uygulanan İşyerleri İçin Kısa Çalışma Ödeneğinin Süresinin Uzatılması Hakkındaki Cumhurbaşkanı Kararı” ile iki ay daha uzatıldı. Bu kararla birlikte işçiler, pandemi boyunca yaşadıkları ekonomik sorunlarla bir kez daha yüz yüze bırakıldı.
Ücretsiz izinler Haziran 2021’e kadar uzatılabilir
Hükümet koronavirüsün ekonomi üzerindeki etkilerini azaltmak için iki plan devreye soktu. İlk plan yurttaşa ucuz faizle bol bol kredi vererek piyasadaki nakit akışını hızlandırmakken; ikincisi ise işsizlik verilerinin yükselmesine engel olmak amacıyla bir kısmı işsizlik sigortasından karşılanan “Kısa Çalışma Ödeneği”ni devreye koymak oldu.
İkinci planın diğer ayağı da ücretsiz izne çıkarılan işçilere ayda bin 177 TL destek verilmesi (nakdi ücret desteği) uygulaması. Haziran 2021'e kadar uzatılabilecek ücretsiz izne çıkarma işçilerin en çok mağdur olduğu konu. Çünkü hem aylarca açlık sınırının altında bir ücrete mecbur bırakılıyor hem de tazminatları yanmasın diye başka bir işe başvuramıyorlar.
Ücretsiz izne çıkarılmış olan işçilerin sayısı her ay artıyor. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerine göre mayıs ayında 1,3 milyon kişi ücretsiz izne çıkarılırken, bu rakam ağustos ayında 1,97 milyonu buldu.
İşsizlik ve ücretsiz izinlerde tablo böyleyken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 7 Eylül’de Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) toplanan milyarlarca lirayı özel sektöre kaynak olarak kullandırılabileceğini söyledi. Bu söylemler, ekonomik gidişatta olumsuz etkilenen kesimlerin tepki göstermesine neden oldu.
Ekonomideki kriz hali ve işçilere etkilerini İşçilerin Birliği Derneği Başkan Yardımcısı Seçil Sarı değerlendirdi.
‘İşçiler mağdur edilmeye devam ediliyor’
Hükümetin, yurttaşın geçim sıkıntısı, işsizlik gibi sorunlarındaki çözümsüzlük tutumu sürerken uzatılan kısa çalışma ödeneğinin işçilerin mağduriyetini daha da arttırdığını belirten Seçil, pandeminin yol açtığı sağlık ve ekonomik sorunlara ilişkin devlete sorumluluğunu hatırlattı. Seçil, “Koronavirüs salgını ile beraber 6 aydır ülkede kısa çalışma ödenekleri yatırılıyor. Ödeneklerde mağduriyetleri giderecek bir düzenleme yapılmadan, Cumhurbaşkanlığı kararı ile bu süreç iki ay daha uzatıldı. Çalışanlar asgari ücretin altında verilen ödenekler ile iki ay daha geçinmeye zorlanmış olacak. Öte yandan ödenek alamayan binlerce çalışanın da olduğu biliniyor. Ödenekten yararlanamayanların ise İŞKUR kapılarındaki bekleyişi sürüyor. Kaldı ki, İŞKUR da güvenilir imkanlar sağlamayarak işçiler mağdur edilmeye devam ediliyor” dedi.
‘İşçiler için süreç çok daha sıkıntılı olacak’
Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamalarının neden olduğu sorunlara dikkat çeken Seçil, “Günlük ihtiyaçlarımızı sağlamak üzere kurulu bir yaşama maruz bırakıldı işçiler. Uzun vadeli ihtiyaçları verilen kredilerle planlamak zorundayız. İşçilere sağlanan kredilerin ödeme tarihleri ise yaklaşıyor. Özcesi; günlük yaşam ve borç harçla sürdürülüyor. Bundan sonraki süreçte ne olacak? Kredilerin ödeme tarihi olan Aralık’ta ne yapacağız? Bildiğimiz tek şey sürecin biz işçiler için çok daha sıkıntılı olacağı” şeklinde konuştu.
‘En çok etkilenen kadınlar’
Seçil, süreçten en çok etkilenenlerin kadınlar olduğunun altını çizerken, patriarkal-kapitalist sistemde kadınların ek iş gücü olarak görülmesi nedeniyle ilk mağdur edilenler olduğuna dikkat çekti. Seçil, kadın işçilerin maruz kaldığı sorunlara ilişkin ise şunları aktardı: “Kadınlar süren eşitsizlik nedeniyle iş alanlarında sürekli olarak haksızlığa maruz bırakılıyorlardı. Ancak pandemi bu sorunu çok daha körükledi. Kadınlar erkek işçilerle aynı işi yapmalarına rağmen daha az ücret alıyorlar. Bunun nedeni ise hükümetin söylemlerinden de çok açık anlaşılacağı üzere evin geçimini sağlayanın erkek olduğu düşüncesi. Bu söylemler aslında bir bakıma kadın katliamlarının da bir nedeni. Pandemiyle birlikte kadınları evlere hapsederek bir nevi köleleştirmeye çalıştılar.”
‘BES’e güvenmiyoruz’
Seçil, BES uygulaması üzerinden yapılan açıklamaya da işaret ederek işçilerin, emekçilerin birikmiş emeğini, emeklilik hakkını hedef alan politikalardan biri olduğunu belirtti. Seçil, “Pandemi koşullarında yine hükümet tarafından tamamlayıcı emeklilik sistemi adı altında bir sistem tartıştırıldı. Bu fonların hangi amaçla kullanıldığını biliyoruz. Sermayeye, patronlara peşkeş çekilmek için yapılan bir fon bu. İşsizlik fonunun da nerelere aktarıldığını görüyoruz. Güvenmiyoruz. Burada asıl amaçlanan sermayenin kendisi” ifadelerini kullandı.
‘Kadın erkek el ele örgütlü mücadeleye’
“Kadın erkek el ele örgütlü mücadeleye” çağrısında bulunan Seçil, kadınlara ise “Fabrikalarda ve aslında yaşamın her alanında örgütlenme komiteleri kurmamız gerekiyor. Birlik olunduğunda gerek kadın katliamlarının önüne geçmek için gerek ise emek alanında nasıl haklarımızı alabildiğimizi görüyoruz” diyerek mücadelenin büyütülmesi gerektiğini vurguladı.