İlkbahardaki emek sonbaharda çöpe gidiyor
- 09:04 2 Ekim 2020
- Emek/Ekonomi
URFA - İlkbaharın gelişi ile beraber bostan ekmeye başlayan Hedla Oğur, sonbahar ile birlikte ürünlerini satamadığını ifade ediyor. Ürünlerine satış noktası bulamayan Hedla, aylarca harcadıkları emeğin boşa gittiğini söyleyerek, tek sorumlunun hükümet olduğuna işaret ediyor.
İlkbaharda ekilen, renk ve çeşitliliğiyle görsel bir ihtişam yaratan meyve ve sebzeler, sonbaharın gelmesiyle toplanmaya başlanıyor. Mevsimin değişmesiyle birlikte tarlalarda, bağ bostanlarda ekilen ürünleri toplamaya giden tarım emekçileri, ürünlerini satacak satış noktası aramaya başlıyor. Çiftçi ve emekçiler, aylarca ektikleri ürünlerin hasadını almak için çabalarken şimdi de ürünlerine satıcı bulma arayışındalar. Urfa’nın Suruç ilçesine bağlı Dinlence (Marut) köyünde yaşayan Hedla Oğur (48) da baharda ektiği meyve ve sebzelere alıcı bulma arayışında olan sayısız tarım emekçilerinden biri.
‘Bir kamyona karşılık 200 TL’
Mart ayında ürünlerini ekmeye başlayan Hedla, domates, salatalık, biber, patlıcan gibi sebzelerle geçimini sağlamaya çalışıyor. Ürünlerini satacak yer bulamayan Hedla, emeklerinin karşılığını alamamaktan şikayetçi. Hedla, ürünlerinin ekim aşamasını şu sözlerle anlatıyor: “Mart ayında tarlayı sürmeye başladık. Bir günümüzü buna verdikten sonra dal almaya başladık. Domates, patlıcan gibi dallar aldık ve ekmeye başladık. Domates ve patlıcanlarımız çok güzel geldi ama para etmedi. Bir kamyon taşıdık ancak karşılığında yalnızca 200 TL alabildik. Hale gönderiyorduk satışı için ama bize göndermeyin diyorlardı. Bu durum bizi büyük bir zarara uğrattı. İlaç, gübre parası derken 10 bin liralık hasara uğradım. Bunların yanında emek boyutundan bahsetmiyorum bile.”
‘Moral olur diye ektim elimde kaldı’
Çok sayıda meyve ve sebze ektiğini dile getiren Hedla, “Hangisi kar getirirse diye düşünerek çeşitli meyve ve sebze ektim” diyor. Hedla, eskiden borcu olmadığını ancak bostan ekmeye başladıktan sonra borç altına girdiklerini söylüyor. Bankadan ve çevresindeki insanlardan borç edindiklerini vurgulayan Hedla, ürünlerini satamadığı takdirde borçlarını da ödeyemeyeceğini kaydediyor. Hedla, “Yıllardır ekim yapmadım. 20 yılın ardından kazanç elde ederim diye ekim yaptım ama ürünlerim elimde kaldı. Bostanı ve yeşilliği çok seviyorum. Moral olur diye de yıllar sonra ekime başladım ama ürünlerim elimde kaldı. Bir daha bostan ekmeye cesaret edemem. Şu an sadece borçlarımı nasıl ödeyeceğimi düşünüyorum” sözlerine yer veriyor.
‘Köyde bile geçinemiyorken şehirde nasıl geçinsinler?’
Hedla, bağ ve bahçe işlerine olan sevgisinin çocukluğundan geldiğini belirterek, bu özlem ile yıllar sonra tekrar köye yerleşerek bostan ekmeye başladığını ifade ediyor. Sevgi ile ektiği bostanından gelir elde edemeyince üzüldüğünü söyleyen Hedla, “Çocuklarım da bana yardıma geldiler. Emek harcadık ama sonucu böyle oldu. Buna nasıl bir çare bulabileceğimizi bilmiyoruz. Sadece benimki de değil ki herkesin öyle. Kim ne ektiyse aynı şeyi yaşadı bu yıl. Memleketin sonu ne olacak hiç bilmiyorum. İnsanlar artık köyde bile geçinemiyorken şehirde nasıl geçinsinler? Geçim çok sıkıntılı bir hal aldı. Mevsimler değişti biz hala tarladayız ama elimizde bir şey yok” diyor.
‘Tek sebebi yürütülen sistem’
Pandemi koşulları ile birlikte derinleşen ekonomik krizin kendilerini de etkilediğini ifade eden Hedla, “Domates ekiyoruz, lokantalarda, düğünlerde, taziyelerde yemek yapımı için kullanılıyor. Pandemi ile beraber bunlar iş yapamayınca, bizler de satışlarımızı yapamadık. Buradan domatesi 25 kuruşa veriyoruz ama market raflarında 6, 7 liraya satılıyor ve insanlar alamıyor. Onlar da zorlanıyor. Satış yapamadığım için ihtiyaç sahiplerine ürünlerimi dağıtmak istiyorum ama bunun için de araca ihtiyacım var. Bunu da karşılayamıyorum. Sistem değişmediği müddetçe bunları yaşamaya devam edeceğiz. Tek sebebi yürütülen sistemdir” diyerek sorumluların sistemi yönetenler olduğuna işaret ediyor.
e