Kriz hayvancılığı da vurdu: Zor durumdayız

  • 09:02 13 Şubat 2021
  • Emek/Ekonomi
Dilan Babat
 
MUŞ - Yemişen köyünde hayancılık  ile geçimini sağlayan Besra Ergin ve Nurcan Ergin, artan yem fiyatlarından dolayı zor durumda olduklarını söyledi. Besra ve Nurcan, "Hayvancılık eskisi gibi kazanç sağlamıyor" dedi. 
 
Ekonomik kriz köyden kentte her alanda etkisini gösteriyor. Esnafların kepenk kapatması işsizlik oranın artırarak yoksulluğu derinleştirirken, var olan kriz hayvancılık sektörüne de etki etti. Kırsal alanlarda geçimlerini hayvancılık ile sağlayan yurttaşlar isyan noktasında. Muş’un Bulanık ilçesine bağlı Yemişen köyünde geçimlerini büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan sağlayan yurttaşlar yem fiyatlarına yönelik zamdan dolayı geçim kaynaklarını satmak zorunda kalıyor. 
 
‘Tek geçim kaynağımız hayvancılık’
 
Yıllardır hayvancılıkla geçimlerini sağladıklarını söyleyen Besra Ergin, “Sabah erken saatlerde kalkıp hayvanların ahırlarını temizliyoruz.  Ahır temizliğinden hemen sonra süt veren ineklerden sütü alıp ya peynir yapıyoruz ya yoğurt ya da satmak için kaldırıyoruz. Geçimimiz birazda hayvanlardan elde ettiğimiz sütlerden oluyor.  Bahar aylarında da yaylalara çıkıp hayvanlarımızı otlatıyoruz orada da kış için kendimize hazırlık yaparken ayrıca dışarıya satmak içinde hazırlıklar yapıyoruz. Uzun bir süre yaylalarda kalıyoruz hemen hemen köyün hepsi bahar aylarında yaylada oluyor. Genelde köyde kimse kalmıyor” dedi. 
 
‘Hayvancılık eskisi gibi kazanç sağlamıyor’
 
Muş’ta iş imkânı olmadığı için köyün yarısının da metropollere göç ettiğini ifade eden Besra, şu anda tek geçim kaynakları olan hayvancılığın da zor hal aldığını kaydetti. Besra, “Sürekli hayvan yemlerine zam yapılıyor. Hayvanların bize kazandırdığı zaten bir şey yok, öyle çok iyi bir kazanç sağlayamıyoruz. Yemlere de zam yapılınca bu sefer hayvanları satmak zorunda kalıyoruz. Çünkü baktığımız kadar kazanmak yerine gittikçe borca batıyoruz. Köyde yaşayan insanlar ne iş yapabilir ki hayvancılık ve bahçe ekimi dışında. Kış mevsimi geldiği an hayvanların yavruları sütten yararlanıyor. Onun dışında biz sadece yaz aylarında hayvan sütünden yararlanabiliyoruz. Kriz var, iş alanı yok ve köydeki insanlar sadece yaşamak için idare ediyor onun dışında hayvancılık eskisi gibi kimseye bir kazanç sağlamıyor” diye belirtti. 
 
‘Hayvanlardan kazandığım para ile beş çocuk okutuyorum’
 
Aynı köyde yaşayan Nurcan Ergin, eşinin çobanlık yaptığını ve çobanlıktan kazandığı para ile büyükbaş hayvan aldığını ve geçimlerini oradan sağladıklarını ifade etti. Nurcan, “Hemen hemen kış ayında çok fazla süt elde etmiyoruz. Kış boyunca inekler kendi yavrularına yetecek kadar süt verebiliyor. Yavrusu olmayan inekler de çok az süt veriyor. Elde ettiğim süt ile tereyağı ve peynir yapıyorum. Bunları kendi aileme yapamıyorum, çünkü geçimimi sağladığım tek şey baktığım hayvanlar. Ben bunlardan kazandığım para ile beş çocuk okutuyorum. Okul masrafları çok fazla olduğu için bazen çocuklarımın ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamıyorum. Ama başka bir alternatif olmadığı için idare etmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu. 
 
‘Aldığımız yem iki gün yetmiyor’
 
Hayvancılığın eskisi gibi kolay olmadığını söyleyen Nurcan köyde hemen hemen herkesin zor durumda olduğundan kaynaklı hayvanlarını sattığını da sözlerine ekledi. Elinde sadece iki ineğinin olduğunu ifade eden Nurcan son olarak şöyle dedi: “Büyük bir kriz var. Bir torba yem 150 TL. Aldığımız yem iki güne dahi dayanmıyor. Bu sefer hayvanlar aç kaldığı için iyi bir süt verimi de alamıyoruz. Ama yapacak başka bir işimiz yok. Beş kilo sütü 10 TL’ye satıyorum. 10 TL benim ne çocuklarımın masrafını karşılamaya yetiyor ne de ocağımda pişek bir yemeğe. İnsanlar da işsiz olduğu için süt alamıyor. Bir çocuğumu, eve bir gelir gelsin diye işe gönderdim. Böyle nasıl gidecek bilmiyoruz."