İşçi olarak girdiği dükkânı devraldı

  • 09:02 11 Mart 2021
  • Emek/Ekonomi
Aynur Aslan
 
AĞRI - Çocuk yaşta ailesi tarafından evlendirilen ve maruz kaldığı sistematik şiddet sonucu boşandıktan sonra yeniden bir yaşam mücadelesine giren Perihan Yaşmin, işçi olarak girdiği terzilik dükkânını satın aldı. Perihan, kadınların kendi yaşamlarını geri plana atmaması gerektiğini söylüyor.
 
Ülkede ve bölgede karşısında mücadele edilen önemli sorunlardan biri de çocuk yaşta evlilikler. Çocuk yaşta evlilikler ile şiddet sarmalı içine hapsedilmek istenen kadınlar ya katlediliyor ya da buna itiraz ederek kendisi için şiddetsiz bir yaşamı örmeye başlıyor. “Kaderimize ya boyun eğiyoruz ya da doğru bildiğimiz yoldan korkularımızdan dolayı gidemiyoruz” diyor Perihan Yaşmin. Perihan, henüz 15 yaşındayken ailesi tarafından evlendirilmiş bir kadın.
 
‘Ekonomik şiddetle başladı...'
 
Evliliğin ilk yılında yani 16 yaşında anne olan Perihan, çocuk yaşta anne olmanın ağırlığını yaşadığını söylüyor. 14 yıl boyunca evli kaldığını ve 14 yıla binlerce acı sığdırdığını dile getiren Perihan, kendisine yönelen ilk şiddetin ekonomik olduğunu belirtiyor: “Evli olduğum için eşim ve ailesi kursa gitmemi engelledi. Ben de eşimden para almamak için kız kardeşimi bana da öğretmesi için kursa gönderdim. Kız kardeşim kursta öğrendiklerini bana da öğretmeye başladı.  Kız kardeşimden öğrendiğim dikiş işinden sonra babamdan dikiş makinası istedim, o da aldı. Eşim çalışmasına rağmen ihtiyaçlarımı karşılamak için bir para verme gereksinimi hissetmedi. Ben de kavga, gürültü olmasın diye hep bir şeylerin ucundan tutmaya çalıştım. Kendi ihtiyaçlarımı karşılamaya başladığım an bu sefer ayaklarımın üzerinde durmamam için çabaladılar.”
 
İşçi olarak girdiği dükkânı devraldı
 
Günden güne şiddetin arttığını ifade eden Perihan, şiddetin artmasıyla boşanma kararı alıyor. Ayrılma kararının ardından çocukları ile birlikte yeni bir hayat kuran Perihan, “O evden ayrılınca tandırda pişirdiğim ekmeğim vardı sadece. Param yoktu. Bir kadın arkadaşımın yardımıyla onun kaldığı binada ev tuttum. İlk süreçlerde yeni tuttuğum evimde küçük bir odaya dikiş makinamı bırakarak orada terzilik yapmaya başladım. Evde terzilik çok iyi gitmediği için bunun yanı sıra çocuklarıma daha iyi bakmak için başka iş aradım. İş ararken, terzilik işi yapan bir dükkâna rastladım. Dükkânı işleten kadının yanında işe başladım. Uzun süre yanında çalıştığım kadının dükkânını satın alarak işime devam ettim” diyor.
 
‘Bir kadın isterse her şeyi başarır’
 
Evliliğin ilk zamanlarında yaşadığı sorunları görmezden geldiğine pişman olduğunu belirten Perihan, bu yılları “kayıp yıllar” olarak nitelendiriyor. Kadınların çok fedakâr ve iyimser olduğunu vurgulayan Perihan, “Çabalamak da bir yere kadar… Baktın ki bir şey elde etmiyorsun bırakacaksın. Kendi hayatını geri plana atmamak lazım. Kadınlar öncelikle kendine kıymet vermeli. Bir kadın isterse her şeyi başarır. Her kadının hakim olduğu bir alan var. Biz kadınların farklı, çok güzel özellikleri var, eğer farkında olursak. Kadın varoluşun sebebidir. Benim en büyük kaynağım kızlarım, en büyük destekçim oldu. Toplum bana ‘6 kızla tek başına yaşamak kolay değil’, ‘Madem sorunların vardı neden bu kadar kızları doğurdun’ dedi. Ben hiç öyle düşünmedim. Benim kızlarımın her biri çok değerli. Erkek çocuğum yok diye bir eksiklik yaşamadım.  İyi ki de kız doğurdum. Çünkü kızlarımın bir tırnağını 10 erkeğe değişmem. Onlar benim en büyük güç kaynağım” sözlerine yer veriyor.
 
Kadınların her alanda güçlü olduğuna ve her işi başardığına dikkat çeken Perihan, şunları söylüyor: “Erkek kadının başarısını hazmedemiyor. Bunu hazmedememek yerine birlikte hareket etse güzel şeyler başarabilir. Kadın her dönem baskılanmış. Kadının birçok şeyi çok iyi yapacak kapasitesi var ama baskılanıyor ve engelleniyor.”