Kayyım Jiyan Semt Pazarı'na erkeklerin yerleştirilmesine karar verdi

  • 09:04 7 Nisan 2021
  • Emek/Ekonomi
Safiye Alağaş 
 
DİYARBAKIR - Bağlar Belediyesi  ve meclis üyeleri, 3 semt pazarının dernek başkanları ile gerçekleştirdikleri toplantıda Jiyan Semt Pazarı’na erkeklerin yerleştirilmesi konusunda uzlaştı. Pazarda çalışan kadınlar ise erkeklerin gelmesini istemediklerini söyledi. 
 
Barış ve Demokrasi Partili (BDP) Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi 2013 yılında, şiddete maruz kalmış, geçimlerini sağlayamayan kadınlar için Jiyan Semt Pazarı projesini hayata geçirdi. Proje sayesinde 258 kadın için istihdam alanı oluştu. 8 yıldır kadınlar tarafından yönetilen pazara, zaman zaman erkek pazarcılar yerleştirilmek istense de, kadın emekçilerin mücadelesi sonucunda erkekler pazara giremedi.
 
Son yerel seçimde HDP'nin kazandığı Bağlar Belediyesi'ne kayyım olarak atanan Hüseyin Beyoğlu’nun başkanlığında yapılan bir toplantıda, 400 erkeğin Jiyan Semt Pazarı’na alınması kararlaştırıldı. Toplantıya Bağlar Kadın Pazarcılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hazal Tunç, Bağlar Birinci ve İkinci Semt Pazarı Dernek başkanları ve belediyenin meclis üyeleri katıldı. Alınan karar belediye meclis toplantısında karara bağlandı. Buna göre kadınların 4 metre olan tezgahı 3 metreye indirildi. Yerlerin belirlenmesi için ise Noter çekilişi yapılması bekleniyor. Kadın emekçiler ise erkeklerin pazara yerleştirilmesini istemiyor. 
 
'Kadınlarla çalışmaktan mutluyum'
 
Pazarda üç yıldır çalışan Rukiye Bakış, kadınlarla çalışmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi. Jiyan Semt Pazarı’nın kadınlar için kurulduğunu kaydeden Rukiye şöyle devam etti: "Herkes kadın olduğu için çok rahatız. Yardımlaşıyoruz. Ama son pazar kurulduğundan beri erkekler buraya pazar kurmak istiyor. Şimdiye kadar buna direnen dernek yöneticilerimiz bu son dönemde sessiz kaldılar. Gerekçelerini bilmiyorum. Biz de buna karşıyız. Biz erkeklerle çalışmak istemiyoruz. Burası bir kadın pazarıdır. Ya terazinizi alın eve gidin. Ya da erkeklerle çalışmayı kabul edin. Biz de gerekirse terazimizi alır eve gideriz ama erkeklerle çalışmak istemiyoruz. Erkeklerle çalışamayız. Çünkü erkeklerin kullandığı cinsiyetçi ifadelerden rahatsız oluyorum. Kadın bedeni üzerinden küfür edilecek. Ben bunu hazmedemem. Bu pazarda kaç defadır kavga oluyor. Yine erkekler arasında oluyor. Kadınlar arasında bir sorun yaşanmıyor. Erkeklerin yapısında kavga var. Biz onlarla yapamayız. Lütfen alınan karardan vazgeçsinler. Burası kadın pazarı olarak kalsın. Burası böyle güzel. Buranın en büyük semt olduğu söyleniyor. 150 pazarcının az olduğu söyleniyor. O zaman kadınları çoğaltsınlar. Kadınlar gelsin çalışsın. Bir dünya mağdur kadın var. İlla ki erkeklerle mi çalışmak zorundayız. Erkeklerin sahip olduğu haklara bizler de sahip olacakmışız. Onlar gelmeden haklarımızı verebilirsiniz. Biz niye bunun için erkeklerle çalışmak zorundayız? Biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Valiye gideceğiz. Gerekirse Meclis’e kadar gideceğiz.”
 
'Bu para nereye gitti'
 
Dernek başkanının bin 500 TL yatırmalarını ve bunun sonucunda Noter huzurunda pazar yerlerinin kalıcı olarak kendilerine verileceğini söylediğini aktaran Rukiye şu sözleri kullandı: "’Bin 500 lira için 200 bin TL'lik yerinizden olmayın’ dediler. Ben çocuğuma ayakkabı alacak durumda değilim. Gittim borç aldım verdim. Parayı elden dernek başkanına verdim. Şimdi bize makbuz getirdiler. Makbuzda bizim derneğe bağış yaptığımız yazıyor. Biz bağış falan yapmadık. Bağış yapacak durumda değiliz. Bu para nereye gitti. Bunun kaynağını öğrenmek istiyoruz. Verdiğimiz paranın nereye gittiğini öğrenmek için karakola gittik, şikayetçi olduk. Soruşturma açılmasını istedik. Şikayetimiz savcılığa gidecektir. Biz derneğe veya belediyeye para bağışlamadık. Dernek bize dedi 'gidin zabıta müdürlüğüne yatırın.' Ben kendim zabıta müdürlüğüne vermedim. Direkt derneğimizin başkanının eline verdim. Sonra bağış makbuzunu da bana vermedi. Birçok kişiye vermiş. Ben kaç defa istedim ama hep ‘unuttum getireceğim’ diye geçiştirdi."
 
'Dernek başkanımız neden mücadele etmekten vazgeçti'
 
Pazarda iki yıldır çalışan Şükriye Mızraklı, sorunların daha önce de yaşandığını söyledi. Dernek Başkanı Hazal’ın, erkeklerin pazara gelmemesi için verdiği mücadele dikkat çeken Şükriye, şunları dile getirdi: “Bu son dönemde artık Hazal her şeyi kabullendi. Nedir durum hiç bilmiyorum. Bize de 'Erkekler de buraya gelecek. Bin 500 TL verin. O bin 500 TL karşılığında siz bu yerleri alacaksınız. Şimdiye kadar bu yerlerin mülkiyeti bize ait değildi. Bundan sonra siz isterseniz kiraya verebilirsiniz. İsterseniz satabilirsiniz' dedi. Biz altı ayda bir sözleşme yapıyoruz. Artık sözleşmeli değil yer bizim olacaktı. Biz bir grup kadın 19 Mart'ta zabıta müdürlüğüne gittik. Biz daha önce basına konuştuğumuz için zabıta müdürlüğüne gittiğimiz için bir kaç kişi zabıta müdürünün odasına alındık. Zabıta müdürü bize 'Siz basında konuşmuşsunuz. İçinizden biri de CİMER'e şikayet etmiş. Bu nedenle bu kişi bulununcaya kadar sizin bin 500 TL'nizi almayacağız. Belediye meclisi toplanacak. Sizin hakkınızda da karar verecek. Karardan sonra biz sizden ya parayı alacağız ya da almayacağız.' İki gün sonra Hazal geldi parayı verebileceğimizi söyledi. Ben Hazal'a parayı elden verdim. Bir gün sonra getirdi bize bağış makbuzunu verdi. Makbuzda her hangi bir yer bedeli olarak gösterilmiyor.”
 
'Basına konuştuğumuz için sürekli göz hapsindeyiz' 
 
Bağış yapabilecek durumda olmadıklarını vurgulayan Şükriye, “Biz bu parayı yer bedeli olarak verdik. Çünkü bizden bu şekilde istediler. Bir haftadan fazla oldu ne ses var ne seda var. Bize çekiliş olacağını söylediler hala olmadı. Yerlerimiz 4 metreydi. Şimdi 2 metre olarak işaretlenmiş. Artık kendi yerimizde de olmayacağız. Her gün için ayrı çekiliş yapılacak. Yerlerimiz de değişecek. Bir kaos haline geldi. Bir de biz her basınla konuştuğumuzda ya önümüzden zabıta geçiyor, ya yönetimden birileri geçiyor. Sürekli göz hapsindeyiz. Herkes de konuşmuyor. Bizim bildiğimiz erkeklerin gelmesi için anlaşma yapıldı. Para verdik. Çekiliş yapılmasını bekliyoruz. Biz istiyorduk ki erkekler gelmesin. Eğer pazar elemanı az ise yeni kadınları alsınlar. Birçok kadın başvuru yapıyor kabul etmiyorlar. Bu bir kadın pazarıydı, özeldi. Ama bunu yok etmeye çalışıyorlar. Yok edince ne olacak? Erkeklerin birçok pazarı yok mu? Erkekler her gün zaten pazarda çalışmıyor mu? Zaten onların haftanın her günü pazarı var."
 
'Erkeklerin gelmesini istemiyorum'
 
Bir yıldır pazarda çalışan Sevim Ateş de, "Ben erkeklerin pazara gelmesini istemiyorum. Ben istemiyorum. Zorla getirdiklerinde de ne diyebilirim. Burada kadınlarla olmaktan memnunum" dedi. Azize Yavuz ise "Erkelerin gelmesini istemiyorum. Bizim kazancımız zaten az, onlar da gelse ekmeğimizden oluruz. İki yıldır pazarda çalışıyorum. Burada olmaktan memnunum. Bu işim de elimden giderse yapabileceğim başka bir iş yok. Daha önce tekstilde çalışıyordum. Ama artık tekstil işi yok" diye belirtti. 
 
'Bize söylenen ve yapılanlar bir değil'
 
Tezgah yerlerinin küçültüldüğünü dile getiren Hatice Koçyiğit ise tepkisini şu sözlerle gösterdi: "Bir tezgahlık bile değil. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Kabul etmiyoruz. Erkekler geliyorsa da tezgah yerimizi küçültmesinler. Ancak erkeklerin gelmesini istemiyoruz. Ben de bin 500 TL verdim. Erkeklerin gelmesi için yerimiz küçültüldü. Biz böyle kabul etmiyoruz."
 
Hediye Çerçi ise pazara erkeklerin alınmasını başından beri onaylamadıklarının altını çizerek, "Biz burada kadınlarla gayet rahatız. Ben daha önce ev kadınıydım. Dernek ve belediye anlaşmış ama çok katakulli var bu işin içinde. Bize söylenen ve yapılanlar bir değil. Örneğin bizim tezgah yerlerimizin küçültülmeyeceği söylendi. Ama küçültüldü. Biz bundan memnun değiliz.”  
 
'Tahammül edemiyorlar'
 
Erkeklerin pazara gelmesinin iyi olmayacağını vurgulayan Rabia Ataş şöyle konuştu: "Biz asla kabul etmiyoruz. Bu pazar 8 yıldır kadınlara ait. Dünya da neredeyse bir ilk. Neden buraya göz dikmişler? Kadınlar neden katlediliyor? Ekonomik özgürlükleri yok. Çocukları aç kalıyor. Yokluk beraberinde ölümleri katliamları getiriyor. Niye buraya göz dikmişler? Biz kadrolu muyuz? Pazarcılık yapmak kolay bir iş değil. Ama biz kadınlar o yükü omuzlamışız. Yapabiliyoruz. Daha önce eşim çalışıyordu. Eşim de işten çıkarıldı. Mecbur ben çalışıyorum. Biz açlıktan ölmeyiz. İlla ki yapacak bir işte buluruz. Ancak burası hakkımız. Elimizde pazarımız var onu da elimizden almak istiyorlar. Dünyada kadınlar için bir pazar kurulmuş, tahammül edemiyorlar. Kadınlar gitsin eve kapansın öldürülsün istiyorlar.  Bizim üzerimizden siyaset yapmasınlar. Biz sonuna kadar mücadele edeceğiz."
 
'Bizim de belediyeye katkıda bulunmamız gerekiyor'
 
Hakkındaki iddialara cevap veren dernek başkanı Hazal Tunç ise, 9 yıldır direndiklerini, artık önüne geçemediklerini ifade etti. 3 dernek yöneticileri olarak toplantı gerçekleştirdiklerini belirten Hazal, “Belediye bize, ‘Gidin 3 dernek olarak anlaşın gelin. Biz de AKP ve HDP encümenlerinin de olduğu bir toplantı yaptık’ dedi. Bağlar kentsel dönüşüme giriyor. Kentsel dönüşüme girdiği için bin 200 esnaf boşta kalacak. Bu nedenle biz ne kadar dirensek de her şekilde buraya erkek pazarı gelecek. Bu yüzden uzlaşmaya gittik.  Artık Bağlar'da 3 pazar değil 2 pazar kurulacak. Bir pazarı iki pazara bölüştürdük. Üyelerimizle birlikte karar aldırdık. Her üyeden bin 500 TL para aldık. Çizim ve noter masrafı için 204 bin (kişi başı bin TL) TL'yi belediyeye hibe ettik. Tamam belediye bize yer gösteriyor. Çizimler yapılıyor. Her şeyi belediyeden bekliyoruz. Bizim de biraz belediyeye katkıda bulunmamız gerekiyor. Kişi başı kalan 500 TL'yi de derneğimizin hesabına attık. Benim dernek olarak para toplama hakkım var. Sivil toplum örgütüyüm. Bekçilerim var. Ayda sadece 7 bin TL sadece bekçilere maaş veriyorum. Ben bu parayı nereden çıkarıyorum. Üyelerimden toplayıp çıkarıyorum. Şu anda derneğin hesabında 102 bin TL duruyor. Taziye, düğün veya hasta olsa birbirimize yardım ediyoruz" diye konuştu. 
 
'Yerimiz resmi değil'
 
Kendilerine verilen yerlerin resmi olmadığını vurgulayan Hazal son olarak şunları ekledi: "Bizim yerimiz resmi değil. Büyükşehirin haritasında pazarımız gözükmüyor. Sadece kapalı pazar gözüküyor. Çünkü biz gayri resmiyiz. Bizim resmiyette olmamız için noter çekilişine girmemiz gerekiyor. Erkeklere tanınan bütün hakların aynısını istememiz gerekiyor. Buradaki vatandaş belediyeye dilekçe veriyor kadınları istemediklerini söylüyorlar. Kadınların ürünlerinin az olduğunu, ürünlerinin bol olmadığını söyleyip dilekçe veriyorlar. Ne yapalım? Bizim de ekmeğimiz elimizden gitmesin oradaki esnaf kardeşlerde ekmeğinden olmasın diye uzlaştık. Biz çeşitli haklarımıza sahip olduk. Üyelerimizle toplantı yaptık. Üyelerimizin yüzde 80'i onayladı. Geri kalan yüzde 20'si kabul etmedi. Noter çekilişi bir kaç gün içinde olacak. Numaralar belirlenecek."