SML Etiket direnişçileri: Sendika düşmanlarına karşı direnişteyiz
- 09:05 19 Nisan 2021
- Emek/Ekonomi
Sena Dolar
İSTANBUL - DEV-TEKSTİL üyesi oldukları gerekçesiyle işten çıkartılan SML Etiket direnişçileri Derya Sırbudak ve Seçil Arı, sendika üyesi olan 21 işçinin de işten atıldığını belirterek, "Bu durumu dile getirdiğimizde fabrika yönetimi tesadüf olduğunu söyledi. Bizler buradan direnişe geçtik, haklarımızı burada haykırdık. Direnişten sonra bizden nasıl korktuklarını görmüş olduk" dedi.
Son süreçte işçilerin eylemlerinde sıklıkla duyduğumuz Kod-29, "İşveren tarafından ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış nedeni ile iş akdinin feshi" anlamına geliyor. İşten çıkarmaların yasak olduğu pandemi sürecinde ücretsiz izin ve Kod-29 patronlar için fırsata, işçiler için ise direnişi örgütlemek anlamını geliyor. Kod-29 en çok da sendikaya üye olan işçilere uygulanıyor. Kod-29'a karşı işçilerin direnişi sürerken, sendikaya üye oldukları için işçileri çeşitli gerekçelerle işten çıkarma uygulaması da işçilerin karşısında mücadele ettiği hak ihlallerinden biri.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası’na (DEV-TEKSTİL) üye oldukları için Haramidere’de bulunan SML Etiket fabrikasında çalışan Derya Sırbudak ve Seçil Arı da 28 Ocak’ta işten çıkarıldıkları için direnişte. SML Etiket fabrikası önünde kurdukları direniş çadırı geçtiğimiz günlerde İstanbul Valiliğinin getirdiği “yasak” ile polislerce engellenmek istense de kadınlar çadırlarını kurarak direnişlerini sürdürdü.
Görüşmeler gerçekleşti ama talepler kabul edilmedi
Geçtiğimiz günlerde direnişçiler, SML Etiket yönetiminin geri adım atmasıyla birtakım görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmeye dair aktarımda bulunan işçiler, SML yönetiminin bütün taleplerini karşılamayı reddettiğini ve işe geri alımlar için herhangi bir adım atmadığını söyledi.
‘Taşeronlara işi öğrettikten sonra işten çıkarıldık’
Bir buçuk yıldır SML Etiket fabrikasında çalışan Derya Sırbudak, işten çıkarmaların sendikalaşmanın önüne geçmek için gerçekleştirildiğini söyledi. Derya, “İş yerinde komite kurduk ve işçi arkadaşlarımızın yaşadığı sorunları ele aldık. İş yerinde çalışırken baskıya, mobbinge maruz kaldık. İş yeri yönetimi bizlere işten çıkarmadan önce 15 tane taşeron işçi aldı. Bizler de çalıştığımız makinalarda taşeron işçilere iş öğrettik. 2 ay sonra da 22 işçiyi ve bizi işten çıkardılar” dedi.
‘Hakkımızı ararken mi terörist oluyoruz?’
Direnişe geçtikleri sürede de baskıya ve mobbinge maruz kaldıklarını ifade eden Derya, fabrika yönetiminin direniş çadırlarının yakınına kamera yerleştirdiğini aktardı. Derya, işçilerin kendilerini görememesi için fabrika yönetiminin bahçede bulunan demir parmaklıkları brandalarla kapattığını belirterek, “İşçi arkadaşlarımıza seslenmeyelim diye servisleri içeriden götürmeye başladılar. İş yeri yönetimi hakkımızda, ‘Onlar terörist, ortalığı karıştıran kişilerdir’ diyerek kara propaganda yaptı” ifadelerini kullandı. Derya devamında “Asıl terörist bizlerine hakkına göz dikenlerdir. İş yerinde patrona kar sağlarken terörist olmuyoruz hakkımızı ararken mi terörist oluyoruz?” diye sordu.
‘SML ile iş birliği yapan firmalarda suçludur’
Talepleri karşılanıncaya kadar direnişlerini sürdüreceklerini belirten Derya, “Kar, yağmur, çamur, sağlık sorunları demeden her şekilde geliyoruz ve çadırımızı kuruyoruz. Çadıra gelmediğimiz süreçte de iş yeri ile işbirliği yapan DECATHLON, ZARA, HM, SUPERDRY gibi firmaların önüne gidip açıklamamızı yapıyoruz. Çünkü iş yeri ile iş yapan o firmalarda suçlu” diye belirtti.
‘İktidarın kime hizmet ettiğini biliyoruz’
İktidarın, sermayedarları ve patronları koruduğunu ifade eden Derya, “Sermayedarların milyon dolarlık vergilerini kapatırken işçiler, emekçiler hakkını aramak için sokağa çıktığında gözaltına alıyorlar. İktidarın kimlere hizmet ettiğini biliyoruz. İki sınıf vardır ezen ve ezilen sınıf ortası olmaz bunun ya ezenden yana olacaksın ya da ezilenden. Bizler de kendi safımızı biliyoruz, ezilenlerden yanayız” dedi.
‘Taşeronlaşmaya karşı mücadele ediyoruz’
Derya, direnen işçilerle bir araya geldiklerinin ve mücadeleyi büyütmeye devam edeceklerinin altını çizerken, “Bizler taşeronlaşmaya karşı mücadele ediyoruz. Fabrika içerisinde kreş hakkı olmasını, güvenceli çalışma, işyeri yönetiminin keyfi olarak işçileri işten çıkarmamasını, eşit işe eşit ücret olmasını istiyoruz” diyerek taleplerini bir kez daha yineledi.
’21 sendikalı işten atan patron tesadüf olduğunu söyledi’
Seçil Arı da işten atmaların haksız, hukuksuz ve keyfi olduğunu ve buna karşı direnişlerinde haklı olduklarını belirtti. “Patronların bizlerden ne kadar korktuğunu gördük. Bizlere bir görüşme teklif ettiler” diyen Seçil, görüşmeye dair şunları aktardı: “Söyledikleri şey şu; ‘22 arkadaşı sendikalı oldukları için işten atmadık’ ama işten atılan 22 arkadaştan 21’i sendikalı. Bu durumu dile getirdiğimizde fabrika yönetimi tesadüf olduğunu söyledi. 3 ay önce 8 arkadaşımız daha işten atıldı ve onların da hepsi sendika üyesi. Patronlar ne kadar aksini iddia etse de bizler sendika düşmanlığını görebiliyoruz.”
‘Kadın işçiler çifte sömürüye maruz kalıyor’
Direnişleri sonucu işe geri alınacaklarını belirten Seçil, işe alındıkları zamanda patronların saldırısının devam edeceğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer arkadaşlarımıza yapıldığı gibi Kod-29 ile işten atılmayacağımızın garantisi yok. Bizler buradan direnişe geçtik, haklarımızı burada haykırdık. Direnişten sonra bizden nasıl korktuklarını görmüş olduk. Kod-29’la attıklarında da yine aynı şekilde karşılık vereceğiz. Kod-29’un patronların keyfi olarak kullanıldığını görüyoruz. Bugün 177 bin işçi sadece Kod-29 ile işten atıldı. Bu işten atılanların hepsi mi ahlaksızdı? Aslında baktığımızda hepsi sendika üyesi. İktidar sürekli çıkarttıkları yasalarla patronları koruyor. Bugün işten atmalar yasak diyor ama Kod-29 önümüze sürdü, patronlar ses çıkartan işçileri süresiz ücretsiz izne çıkartmış oldu. Bizler hak kayıplarını, gasplarını görmüş olduk. Aslında bizler kadın işçi emekçiler çifte sömürüye maruz kaldığımızı gördük.”
“Direnişçiler olarak 1 Mayıs’ta alanlarda olmalıyız. Sesimizi, taleplerimizi yükseltmeliyiz. Bugün iktidar yeni çıkarttığı yasalarla kırpmaya, elimizden almaya çalışıyor” diyen Seçil, 1 Mayıs’ta sokaklarda olma çağrısında bulundu.
Kod 29 nedir?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) işten ayrılış kodlarına göre 29 kodu, “İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih” anlamına geliyor. İşverenin işçisini bu kod ile çıkarabilmesi için işçinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II bendi kapsamında belirtilen fiillerden birini işlemesi gerekiyor. Bu kod ile işten çıkarılan işçiye kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi hakları verilmek bir yana işçi çıkarılma kodu nedeniyle işsizlik maaşı dahi alma şansı elinden alınıyor.