Çiftçi kadınlardan çağrı: Örgütlenelim

  • 09:14 15 Ekim 2021
  • Emek/Ekonomi
Melike Aydın 
 
MANİSA - Tarımsal üretimde emeği sömürülen kadınların hem cins olarak hem de mesleki olarak örgütlenmesi üzerinde duran çiftçi kadınlar, bunun için daha fazla mücadele edilmesi gerektiğini vurguluyor. 
 
Doğal yaşamın öncüsü kadınlar, tarımsal üretimde emeğiyle önemli bir paya sahip. Yaşamın sürekliliğini tarım alanındaki emeğiyle sağlayan kadınlar, bugün ise ucuz iş gücü olarak tarımsal faaliyetlerde çalıştırılıyor. Çocuk yaşlarda tarlalarda çalışmak zorunda bırakılarak yıllarca emeği görülmeyen kadınların yaşadıklarına dikkat çekmek bir yana, Uluslararası Tarım Üreticileri Derneği, 15 Ekim’i Dünya Çiftçi Kadınlar Günü olarak ilan edildi. Türkiye’de ise bu gün 1997’den beri kutlanıyor.  Birleşmiş Milletler (BM) ise 2008 yılında bu günü resmi bir kutlama günü olarak kabul etti. 
 
'Kadınların kırsal ekonomideki rolü önemli'
 
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) da Dünya Çiftçi Kadınlar Günü için şöyle diyor: “Kadınlar kırsal ekonomide çiftçi, ücretli işçi ve girişimci olarak büyük ve önemli bir rol oynamaktadır. Kadınlar aynı zamanda eve yiyecek getirme, çocuk ve yaşlı bakımı dahil olmak üzere aile üyelerinin esenliğine ilişkin sorumluluğu da üstlenmektedir. Buna karşın, kırsal bölgelerdeki kadınlar toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık ve toplumsal kurallar, ücretsiz işlerde çalışma, eğitim, sağlık hizmetleri, mal-mülk, finans ve diğer alanlardaki hizmetlere erişimde eşitsizlik sebebiyle ekonomik faaliyetlere katılım anlamında kısıtlarla karşılaşmaktadır” diyerek çiftçi kadınların yaşadıkları sorunlara dikkat çekiyor.  
 
Kadınlar sömürüye açık hale getiriliyor
 
Türkiye’de ise günümüzde tarımsal alanda çalışan kadınlar mevsimlik işçi olarak adlandırılıyor.  Tarlalarda çalışarak üretim yapan kadınların emeği son yıllarda daha fazla sömürüye açık hale getiriliyor. Ekolojik yıkımla beraber küresel iklim değişikliğinin de etkisiyle tarımsal üretimdeki gerilemeyle ekonomik krizi de derinden yaşayan çiftçi kadınların son yıllarda öne çıkan talepleri ise söz hakkı, örgütlenme ve güvenceli çalışma. 
 
Hem cins hem de mesleki örgütlenme
 
Manisa’nın Salihli ilçesinde Adalı köyünde yaşayan çiftçi kadınlar, endüstriyel tarımın ve Pazar ekonomisinin çiftçiliği olumsuz etkilediğini belirtirken, bu etkiler karşısında hem cins hem de mesleki olarak örgütlenmenin gerekliliği üzerinde duruyor. 
 
Gelir gideri karşılamıyor
 
Çiftçi kadınlar, ekonomik krizin de etkisiyle artan mazot, gübre, elektrik, kredi, sigorta gibi giderlerin çok yüksek olması karşısında ürettikleri ürünleri ya satamadığı için giderleri karşılayamıyor ya da elde ettiği gelirin giderleri karşılamaya yetmediğini ifade ediyor. 
 
Yevmiye yetmiyor
 
30 yıllık çiftçi Firdevs Beyazçiçek, üretimini yaptığı ürünlerin, ihracatın durması nedeniyle ellerinde kaldığını ifade ediyor. Üretimde asıl kazananın aracı olduğunu dile getiren Firdevs, “Biz hem çiftçiyiz hem de işçiyiz. Hem inek bakıyorum hem işçilerle çalışıyorum. Her şeyi yapıyorum. Biz kazanamıyoruz, aracılar kazanıyor. Tarlada daha çok kadınlar çalışıyor. Buna karşı emeklerinin karşılığını alamıyor. Yevmiye karşılamıyor”  diyor. 
 
‘Örgütlenirsek değişir’
 
Tarımsal üretimin azalmasıyla beraber sağlıklı besine ulaşılamayacağına işaret eden Firdevs, “Tarım biterse dışarıdan alırız. Ama örgütlenirsek değişir. Kadınlar çok eziliyor. Kadınlar da örgütlensin. Örgütlenirsek değişir”  diye belirtiyor. 
 
Karar alma süreçlerinde kadın yok
 
Tarım alanında karar alma süreçlerinde erkeklerin daha baskın olduğunu kaydeden Firdevs, ancak bunun ilerleyen süreçte değişebileceğini söylüyor. Firdevs,  “Değişim var, eskiden daha iyiyiz” diye ekliyor. 
 
‘Endüstriyel tarımın işçisi’
 
Üretimini yaptıkları her ürüne verilen emeğin önemine dikkat çeken 60 yaşındaki Sebahat Kalan ise, bu nedenle çiftçilerin yoksullaştığını, tarlalarını ise daha varlıklı kişilere ya da sanayicilere satmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Sebahat, çiftçiliğin giderek azaldığını belirterek, bunun nedenini, “Fabrika arttı, üreten kim bilmiyoruz. Ama işçiler, çevre köyler. Zaten köyde çiftçilik yapacak genç kalmadı. En çok da kadınların genç olanları çalışıyor” sözleriyle özetliyor. 
 
Kadın çiftçilere destek yok
 
Bir diğer çiftçi Hayel Aydın da, tarım alanında en fazla kadınların çalıştığını, yevmiyelerin ise geçimlerini sağlamaya yetmediğini kaydediyor. Hayel, kadın çiftçilere destek olunmadığını dile getirerek, ürettikleri ürünlerin, Tarım ve Kredi Kooperatifi tarafından düşük fiyattan alındığını söylüyor. Devletin yerli tohum kullanılmasını yasaklamak gibi dışa bağımlılığı artırmanın yanı sıra ek kalemler ürettiğine dikkat çeken Hayel, evin geçimini düşünen çiftçi kadınların, hibrit tohumları istemediğine dikkat çekiyor. Hayel, “Kadın evin ekonomisine destek oluyor. Çocukları okutmakta çevreye göre daha duyarlı. Memlekete sahip çıkıyor, Jeotermal Enerji Santrali’ne (JES) karşı mücadele ediyor. JES demek 20 sene sonra toprak ölmesi demek” ifadelerini kullanıyor. 
 
Güvence ve örgütlenme istiyorlar
 
Tarlada çalışan kadınların çiftçi değil tarım işçisi olarak görüldüğünü söyleyen Hayel, son olarak şöyle diyor: “Genel olarak kadınların durumu iyi değil. Evde söz hakkı erkeklerin, kadınlar erkeklerin bir adım gerisinde. Çok daha gerideyken ilerledi ama yetmez. Çiftçi kadınların talebi sigorta. Güvencesi olsun. Çünkü güvence eşinin üzerinden sağlanıyor. Bu kadın da emekçidir, çiftçidir. Sosyal hakkı olsun istiyor. Sendikalarda kadınların örgütlülüğü artmalı. En kısa zamanda Çiftçi-Sen’e üye olacağım. Her zaman örgütlü mücadele iyidir, hem cinsiyet bakımından hem de iş bakımından.”