SEP'li Güneş Gümüş: Kriz sosyal patlamaları da beraberinde getirecek
- 09:06 25 Kasım 2021
- Emek/Ekonomi
Dilan Babat
ANKARA - TL’nin döviz karşısındaki değer kaybına ilişkin konuşan SEP Genel Başkanı Güneş Gümüş, “Şu anki gidişat ufak tefek adımlarla düzelecek durumlar değil. Aksine kendi ayaklarına sıkar bir duruma gelmiş bulunmaktalar. Bu ekonomik kriz daha fazla ağırlaştığında, sosyal patlamaların da kapısı açılacak” dedi.
Türk Lirası’nda bir günlük değer kaybının yüzde 20’ye ulaşması ve Dolar’ın 13.20 TL seviyesini aşarken, Euro da 15.20 seviyesine kadar yükseldi. TL’nin tarihi değer kaybı ve dövizdeki artış karşısında halkın sokaklara çıkarak, “Hükümet istifa” çağrıları yapmasına rağmen, iktidardan bir açıklama gelmedi. Krizin giderek derinleşmesine karşı iktidar “ekonominin uçtuğunu” iddia etse de her gün gelen zamlar ve işsizlik oranındaki artış, ekonomin daha kötüye gideceğinin sinyalini veriyor.
İhraç edilen Barış Akademisyeni ve Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) Genel Başkanı Güneş Gümüş derinleşen ekonomik krizi ve TL’nin döviz karşısındaki değer kaybını değerlendirdi.
‘Döviz kuru şoku zirvelerini tekrarlamaya devam edecek’
Ekonomik krizin uzun zamandır kendini hissettirdiğini, 2018 yılında da döviz kurunun patlamasıyla krizin artık saklanamaz bir hal aldığını belirten Güneş, “Merkez Bankası rezervlerini öteleyebildikleri kadar ötelemeye çalıştılar. 2018, 2020 ve bugün yaşanan döviz şokları artık halk açısından da açık bir hale getirildi. Şu an iktidarın bir ekonomi politikası var, kendilerine bir yön çizmiş gibi görünüyor ama son çırpınışlarını andıran bir hal var. Bu döviz şoku zirvelerini tekrarlamaya devam edecek. Erdoğan merkez bankası eliyle piyasa da faiz oranlarını indirerek, yatırımları ve tüketim harcamalarını artırarak faiz oranlarını 12-13 bandına çekmeye zorlayacak. Bu da Dolar ve Euro’da sürekli sıçramalar ve halkın giderek yoksullaşması, hammadde ulaşımında tıkanmalar, iflaslar, döviz borcunu ödeyemediği için ya da içeride talep karşısında işlerini döndüremediği için işsizlik zinciri 2021’in tarihte hatırlanacağı zamanlardan biri olacak. 1994-95 tarihleri nasıl hatırlanıyorsa benzer bir döngünün 2021 için olacağını söyleyebiliriz” dedi.
‘İnsanlar Dolar ve Euro’ya yöneliyor’
Türk Lirası’nın Dolar ve Euro karşısında değer kaybetmesinin sebebinin “yapısal nedenler” olduğunu ifade eden Güneş, “AKP’nin 2002’den sonra iktidara gelmesinin ardından Türkiye’yi sokmuş olduğu bir rota var. Bu rota; sıcak para girişine bağlı olarak ciddi bir borçlanma. Bunun üzerine inşa sektöründe büyüme yaşandı. İthalata dayalı bir ekonomi modeli açığa çıktı. Sanayide ciddi bir geri çekilme yaşandı. Özellikle küçük üreticiler (çiftçilik ve hayvancılık) üzerinden düşünürsek. Dışarıya bağımlı bir ekonomi ortaya çıktı. Dışarıdaki dengeler içerideki kriz hali dışarıdaki dalgalanmalarla birleştiğinde yıkıcı bir etki yaratıyor. Merkez Bankası rezervlerini tükettikleri için faiz oranlarını indirmeye zorladıklarında, piyasaya müdahale araçları kalmadığından Dolar’da bir yükseliş görünüyor. Şu görünüyor; vatandaşın elinde parası varsa ya da şirketlerin elinde para varsa değerini korumak için TL’de tutmuyor. Ciddi bir enflasyon var, insanlar Dolar ya da Euro’ya yöneliyor. Bunlara yönelik talep artışından kaynaklı fiyatlar yükseliyor” şeklinde konuştu.
‘Merkez Bankası yükselişi engellemekten vazgeçti’
2018’den sonra Merkez Bankası’nın piyasaya Dolar sürerek, Dolar fiyatın dengelemeyi biraz olsun başardığını belirten Güneş “Şu an ellerinde bir kaynak olmadığı için, Doların sürekli alış eğilimi olduğundan dolayı Dolar jet hızıyla yükselmeye devam edecek. Dışarıda da Dolar değerlenmiş durumda. ABD Merkez Bankası, 2020 parasal genişlemeyi durduracağını, faiz artırımına başlayacağını ilan etti. Dolar bütün gelişmekte olan ülkelerde para birimi karşısında değerlenme içinde. Hepsi birleşince yıkım etkisi yaratıyor. Artık Dolar’ın önünde bir engel yok. Çünkü Merkez Bankası Dolar’ın yükselişini engellemekten vazgeçtiğini açıkladı” değerlendirmesinde bulundu.
‘Seçimi ne kadar erteleyebiliyorsa erteleyecekler’
AKP’nin 2016’dan bu yana kritik bir dönem yaşadığına vurgu yapan Güneş, şöyle devam etti: “OHAL süreci sonrasında tek adam rejiminin kurulması açısından yapılan seçimler çok kritik önem kazanmıştı. Önümüzde de tartışmalı bir seçim süreci var ve AKP açısından neredeyse ‘kader’ diyebileceğimiz durumlar yaşanıyor. Bundan kaynaklı şimdiden seçim yatırımları başladı. Bu yatırımlardan biri de faiz indirimi. Şöyle düşündüler; ‘faizi indirirsek, yeni yatırımlar olur, faiz düşük olursa vatandaş tüketimde bulunur. Biraz piyasa canlanırsa biz de seçime gideriz’. Bu mantık çöktü. Erdoğan’ın ‘Erken seçim yok. Seçimler 2023’te’ demesinden biz bunu anladık ki, ekonominin çok kötü gideceğinin kendileri de farkında ve ne kadar seçimi erteleyebilirse o kadar erteleme mantığı ile devam edecekler. AKP iktidarı geldiğinde sürekli bütçeyi azaltmaya yöneldiler. Sürekli emekçiden, halktan kesip zenginlere aktararak yoksulları mağdur etme üzerine yürüdüler. Şimdi ise seçimi kazanmak için asgari ücrete biraz daha iyi zam yapacaklarını ilan ettiler. Bunlar biraz seçim öncesi memnuniyet kazandırma peşindeler. Çünkü AKP artık yüzde 30 bandına indiği ve MHP’nin birliği ile yüzde 40’a ulaşmakta zorlandığı için bunlar deneniyor. Şu anki gidişat ufak tefek adımlarla düzelecek durumlar değil. Aksine kendi ayaklarına sıkar bir duruma gelmiş bulunmaktalar.”
‘Seçmen desteği eriyor’
AKP’nin giderek gücünü yitirdiğini ve bunun artık saklanamayacak duruma geldiğini dile getiren Güneş, sıklıkla sorulan “AKP iktidarını bırakır mı” sorusuna, “Kolay kolay bırakmayacağını 2015 süreçlerinden biliyoruz. İzmir’de HDP’ye yönelik kanlı bir saldırı organize ettiklerini, provokasyon iklimini açtıklarını ve MHP’nin bu ortaklık çerçevesinde sürekli bir arada durduklarını, faşist bir ortamı kalıcı yapmaya çalıştıkları için bir arada durduklarını biliyoruz ama bir yandan da seçmen desteği gözden saklanamayacağı kadar eriyor ve bu ekonomik kriz daha fazla ağırlaştığında, sosyal patlamaların da kapısı açılacak” sözleriyle yanıt verdi.
‘Sorunlar Akşener, Babacan ve Kılıçdaroğlu ile düzelmeyecek’
Millet İttifakı’nın gündeme getirdiği erken seçimi de değerlendiren Güneş, “Erken seçimi zorunlu hale getirecek adımlar da atmıyor. Erime devam etsin gibi düşünceleri var. AKP’nin yerine AKP politikalarının başka bir versiyonunu uygulayan Meral Akşener, Ali Babacan, Kemal Kılıçdaroğlu eliyle değişmesi, Türkiye emekçilerine ve ezilenlerine gerçek bir çözüm sunmayacak. Burjuva normalleşme denilecek ama bütün sorunlar yeniden çözümsüz bırakılacak” dedi.