İstanbullular AKP'yi istemiyor!
- 09:01 28 Kasım 2021
- Emek/Ekonomi
İSTANBUL - Ekonomik kriz ve döviz kurundaki yükselişe ilişkin İstanbul sokaklarından seslenen kadınlar, “Hakkımızı helal etmiyoruz, çözüm iktidarın istifası. Bir an önce hükümetin istifa etmesi lazım. Köylüsü, çiftçisi, genci, öğrencisi herkes bu düşüncede” çağrısını yaptı.
Döviz kurundaki yükseliş ve Merkez Bankası'nın (TCMB) Eylül, Ekim ve Kasım aylarında toplamda 400 baz puan faiz indirimine gitmesinin TL'deki değer kaybını giderek hızlandırmasına karşı Türkiye’nin neredeyse tüm kentlerinde halk sokaklara çıkarak hükümeti istifaya çağırdı. “Geçinemiyoruz” diye isyan eden halkla beraber esnaf da gidişattan şikayetçi. Sokaklara çıkan halk işkence edilerek gözaltına alınırken, hükümet tarafından yaşananlara ilişkin “sessizlik” de sürüyor.
İstanbul’daki kadınlara mevcut siyasi süreç, ekonomik kriz ve döviz kurundaki yükselişe ilişkin mikrofon uzattık. Çözümün, iktidarın istifa etmesinde olduğunun altını çizen yurttaşlar hükümete, “Bu düzen böyle gitmeyecek. Sonumuz kötü, artık bir şey yapılması gerekiyor, iktidardakiler değişsin. Bir an önce hükümetin istifa etmesi lazım” sözleriyle seslendi.
‘Halk aç gezerken iktidar zenginlik içinde’
AKP’ye oy verenleri eleştiren ev emekçisi Hanife Gözüaydın, halkın çöp konteynerlerinden yiyecek topladığını söyledi. Hanife, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkenin “zengin olduğu” beyanına ilişkin ise, “Neresi zengin, kendi ceplerini doldurmuşlar zenginiz diyorlar, böyle zenginlik mi olur? Fakiri doyuracaksın ki o zaman ben bu ülkenin zengin olduğuna inanayım” sözleriyle tepki gösterdi. Halk aç gezerken iktidarın zenginlik içinde olduğunu vurgulayan Hanife, “Öyle iş de olmaz, başbakanlık, cumhurbaşkanlık da olmaz” dedi. Cumhurbaşkanının yoksul halkı düşünmek zorunda olduğunu ifade eden Hanife, hastaneleri, yolları, köprüleri ve tüm büyük kaynakları kendi yandaşlarına ekonomik olarak bağlayarak halkı sefaletle yüz yüze bıraktığını dile getirdi. Bu düzenin böyle gitmeyeceğini vurgulayan Hanife, “Bu dünyanın bir de öbür dünyası var, nasıl can verecek Allaha havale ediyorum, hakkımızı helal etmiyoruz” sözlerini kullandı.
‘Çözüm iktidarın istifası’
Mevcut iktidarın değişmesi gerektiğini vurgulayan Hanife, “Bin liralık ev kirası olmuş 7 bin lira. İnsanlar asgari ücret alıyor. 15 bin lira yapmaları lazım, 5 bin lira bile yapmıyorlar asgari ücreti. Böyle şey olmaz, fiyatlar arttı günah bu fakir fukaraya” dedi. Çözümün iktidarın istifa etmesinde olduğunu belirten Hanife, artık yokluk çekmek istemediğini dile getirdi. İktidarın enkazının hükümet değiştikten sonra da etkilerinin süreceğini aktaran Hanife, yoksulluğun yıllarca süreceğini paylaştı.
‘AKP’ye oy vermeyeceğim’
İş bulamadığını belirten Yelda Demirel de, “Sonumuz kötü, artık bir şey yapılması gerekiyor, iktidardakiler değişsin” çağrısında bulundu. AKP iktidarı döneminde kadın ve çocuk katliamlarının arttığının altını çizen Yelda, faillere bir an önce en ağır cezaların verilmesi için iktidarın değişmesi gerektiğini vurguladı. İktidardan güç alan faillerin artık suç işlerken korkmadığı ve çekinmediğine değinen Yelda, önceden AKP’ye oy verdiğini fakat olacak yeni bir seçimde bu düzen devam ettiği sürece artık oy vermeyeceğini belirtti.
‘Var olan enkaz kadınlarla kırılmalı’
Öğrenci olan Seçil Ocak da, her şeyin çok pahalı olduğunu söyleyerek şunları dile getirdi: “Her şey artık o kadar pahalı ki bir mont almak istiyoruz ama 700-800 lira. Annem ve babam da çalışıyor ama yetişemiyoruz. Kardeşim ve ben okuyoruz. Geçen sene dershaneye gittim ve 15 bin lira verdik. Bir ay önce 9 bin liraya aldığımız bilgisayar şu an 12 bin lira. Eğitim her açıdan inanılmaz kötü, hiç memnun değiliz, biz de iktidarın gitmesini istiyoruz.” Seçil de çözümün iktidarın istifasında olduğunu ifade etti.
Sokakta yürürken dahi faillerin yanından geçtiği düşüncesiyle yaşamından dolayı endişe duyduğunu dile getiren Seçil, AKP’li Cumhurbaşkanının İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmesine tepki göstererek, sözleşmenin tekrar yürürlüğe girmesi gerektiğini, bunun da iktidarın değişmesiyle gerçekleşeceğini ekledi. Seçil, artık toplumun tamamının iktidarı istemediğini, var olan enkazın kadınlarla kırılması ve kadınların önünün açılması gerektiğini savunduğunu belirtti.
‘Saraydaki menüde eksiklik oluyor mu?’
“Bu hükümetin istifa edip ayrılmasını istiyorum. Çünkü bu gidişat hiç iyi değil, halk günden güne fakirleşiyor” ifadelerini kullanan emekli ev emekçisi Nuray Bostancı da, halkın artık ekmek alacak durumda bile olmadığını sözlerine ekledi. Hayat pahalılığının git gide yükseldiğini paylaşan Nuray, alım gücünün çok düşük olduğunu ve buna “dur” denilmesi gerektiğini vurguladı. Nuray devamında şunları kaydetti: “Tek adam iktidarı olduğu için karşısında da kimse yok. Daha önceki dönemlerde olsa bunlar böyle bir şey yapamazlardı. Ama şu anda karşılarında duracak kimse yok istedikleri gibi at koşturuyorlar. Türkiye’de de ne duruma geldiğimiz, Türk lirasının ne kadar değer kaybettiğini, insanların ne kadar fakirleştiğini görüyoruz. Bunların bırakıp gitmesi lazım. Emine Hanım ‘tabakları, porsiyonları küçültün’ diyor. Yaptıkları sarayda acaba menülerinde eksiklik oluyor mu onu kendilerine sormak lazım.”
‘Hırsızlık mı yapsın bu millet?’
2 bin 500 lira emekli maaşı aldığını, kirasının ise bin 500 lira olduğunu söyleyen Nuray, “Ne ile geçineceğim. Okuyan çocuğum var benim. Hırsızlık mı yapsın bu millet? Kadınları öldürüyorlar, birbirlerini yiyorlar, daha da kötü olacak bu memleket. Artık yapacak başka bir şey yok bir an önce hükümetin istifa etmesi lazım. Köylüsü, çiftçisi, genci, öğrencisi herkes bu düşüncede” diye konuştu.
‘İktidar her geçen gün halka yükleniyor’
Geçinemediğini belirten bir diğer ev emekçisi Aysel Yılmaz ise, “Ekmek yiyemiyoruz, nerede ucuzsa oraya gidiyoruz sürekli market market dolaşıyoruz. Fiyatlar birbirini tutmuyor, çok zor. Hele tek maaşla geçinmek imkansız” dedi. Çocuklarının devlet okuluna gitmesine rağmen okulun isteklerinin bitmediğini kaydeden Aysel, eşinin çalıştığını ve iki çocuğuyla geçimlerini sağlamakta hayli zorlandıklarını ifade etti. “İnsanlar geldiğimiz durumu kabul etmiyor, dış güçler diyorlar ama alakası yok, bu tamamen hükümetin yanlış politikasından kaynaklanıyor” diyen Aysel, iktidarın her geçen gün halka yüklendiğinin altını çizdi.
‘Eti bayramdan bayrama görüyoruz’
Alışveriş yapamadığını, akşam saatlerinde pazar çıkışına gidip ucuz fiyattan alışveriş dahi yapamadığını vurgulayan Aysel, şöyle konuştu: “Halk ayda yarım kilo et yiyemiyor ki, bayramdan bayrama görüyor, nasıl yesin, mümkün değil. Bir parça tavuk 50 lira olmuş, onu bile alamıyoruz, kırmızı et zaten hayal oldu. Pazarda bile akşam geç saatte çıkıyorum ki belki biraz ucuza bulurum, erken gidip almak mümkün değil, geçim çok zor. Bu halka müstahaktır. Kızmıyorum çünkü o hakkı biz veriyoruz. Sesimizi anca seçimde çıkarırız, insanlar bilinçlenmeli. AKP’yi tutan insanlar bile bu sefer sarsmalı onu, oylarını geri çekip, ‘sen ne yapıyorsun’ deyip sarsmak gerekiyor. Asgari ücrete zam gelecek diyorlar ama o bir hayal, asla öyle bir şey beklemiyorum. İki gün önce 100 liraya yağ tenekesi aldım iki gün arayla 120 lira oldu. Bu kadar fark olmaz ki. İnsanlar aç, kirayı veremiyorlar, faturalar aşırı yüksek geliyor, gidişat zor.”
‘Hiçbir şey alamıyoruz’
Her şeyin çok pahalı olduğunu, hiçbir şey alamadıklarını ve geçinemediklerini dile getiren ev emekçisi Şükran Tozoğlu, “Yanımda torunum olsa dışarıda canı bir şey çekse nasıl alacağız, çok pahalı, çok zor, nasıl geçineceğiz bilmiyoruz. Bunlara bir dur demek lazım, ben emekliyim eşimle geçinemiyoruz. Çocuklarına bir şey alamıyorsun, yok diyorsun, sonra intiharlar çoğalıyor, insanlar birbirini yiyor, hırsızlık çoğaldı” ifadelerini kullandı. Şükran ayrıca yaşananlara artık “dur” deme vaktinin geldiğini söyledi.
‘Alım gücü bizi mahvetti’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın maaşını artırarak 100 bin lira yapmasına tepki gösteren Şükran, “Bizimkileri de 10 bin lira yapsın, biz geçinemiyoruz, onun oturacak sarayı var. Tavuk da alamıyoruz artık çünkü çok pahalı. Çok kızıyorum, yarım kilo bile alamıyoruz” dedi. Şükran devamında şu yorumu yaptı: “Gelsinler kapıya, çarşıya baksınlar bakalım geçinebiliyorlar mı? Herkes geçinemiyoruz diye şikayet ediyor. Dışarı bile çıkamıyoruz. Bir dur demeleri lazım, ne olacaksa olsun. Bizi düşünsünler, zaten herkes hasta, stresteyiz bir de bu alım gücü bizi mahvetti.”
‘Fiyatlar çok pahalı’
Evlere temizliğe giderek geçimini sağlamaya çalışan Dursun Bağlan da, “Ev bütçesine destek oluyorum ama zar zor geçinebiliyoruz. Biz iki kişiyiz, çocuğumu yeni evlendirdim, günde 5-10 ekmek alanlar var, kalabalık aileler ne yapsın” diye sordu. Fiyatların çok pahalı olduğunu ve her şeye yansıdığını belirten Dursun, bir ay önce farklı bir fiyattan aldığı tüpü bu ay 200 TL’ye aldığını aktardı. Mecbur kaldığı için gündelik işlere gittiğini paylaşan Dursun, “250 lira kazanıyorum, evde bebek yelekleri örüp satmaya çalışıyorum, geçimimi öyle sağlıyorum” dedi. Cumhurbaşkanının maaşının 100 bin lira olmasına şaşıran Dursun, “Yarım kilo et bile bulamıyoruz, alabilirsem de 20-30 liralık kıyma alabiliyorum. Vekiller halkın durumunu görmemezlikten geliyor” sözlerini kullandı.
‘Halk ile yöneten arasında uçurum var’
“Mümkünatı yok geçinemiyoruz” diyen ev emekçisi Ceyda Kaya da, asgari ücretle kira ve faturaları karşılamanın da mümkün olmadığını dile getirdi. Ceyda, “Hiçbir şey ucuzlamıyor, dövizin artmasını her şey etkiliyor. Maaşım hep aynı, gelir ile gider arasındaki uçurum çok arttı. Her şeye müdahale ettiği için konuşamaz olduk, daha 18 yaşında müebbet cezası alan çocuklar var, korku ve baskıdan kimse konuşamıyor” sözlerini kullandı. Halk bir kilo zeytinin hesabını öderken Cumhurbaşkanının sarayda yaşadığını belirten Ceyda, “Halk ile yöneten arasında dev kadar bir uçurum var. Bu böyle düzelmez. Ekonominin düzelmesi için sistemin bir kere sil baştan düzelmesi lazım. Merkez Bankası’nın kaç defa başkanı değişti, beceremeyen istifaya zorlanıyor. Tek adam rejimi ile bu işler olmaz, bir insanın bir tek lafı ile ne ekonomi ne de sağlık yönetilir” yorumunu yaptı. Metroda kesici aletle kadınlara saldıran erkeğe değinen Ceyda, “Adamı salıverirsen iki gün sonra gidip kadını öldürecek. İnşallah bu düzen değişir, refaha kavuşuruz” dedi.