‘Onlar azınlık biz milyonlarız, mücadele edelim’

  • 09:03 28 Kasım 2021
  • Emek/Ekonomi
Melike Aydın 
 
İZMİR - Ekonomik kriz nedeniyle öğrencilerin barınma ve geçinme sorunu ile karşı karşıya kaldığını söyleyen Kampüs Cadıları’ndan Zilan Kubat, geçinemeyenlerin milyonlar olduğunu, çözümün de mücadeleden geçtiğini belirtti.
 
AKP iktidarının ekonomi politikaları sonucunda TL’nin rekor düzeyde değer kaybetmesinden sonra başlayan “geçinemiyoruz” eylemleri devam ederken, bu eylemlerin öncülüğü niteliğinde önce “Barınamıyoruz” diyen üniversiteleri öğrenciler sokağa çıkmıştı. İzmir, İstanbul, Ankara, Van ve daha birçok kentin yanı sıra dijital medyada da maruz kaldıkları durumu dile getiren öğrencilerin eylemine ise her kesimden destek de gelmişti. 
 
Üniversiteli öğrencilerin geçinememe durumunun devam ettiğini ifade eden Kampüs Cadıları’ndan Bakırçay Üniversitesi öğrencisi Zilan Kubat, bu durumdan en çok kadın öğrencilerin etkilendiğini söyledi. Eylemlerine kampüslerde ve yurtlarda devam ettiklerini kaydeden Zilan, mücadele etmekten başka bir yol olmadığını vurguladı. 
 
‘Eylemleri artan fiyatlar tetikledi’
 
Pandemi sürecinde yurtlarından çıkarılan öğrencilerin memleketlerine dönmek zorunda kaldıklarını, örgün eğitime geçilmesinin ardından döndüklerinde ise iki katına çıkan ev kiralarıyla karşılaştıklarını dile getiren Zilan, Kredi Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı yurtların ise az kapasiteli ve niteliksiz olduğunu ifade etti. “Barınamıyoruz” eylemlerinin bu nedenlerden dolayı başladığını belirten Zilan, sürekli gelecek kaygısıyla öğrencilerin derslerine odaklanamadığını kaydetti. Zilan, “Okurken çalışmak zorunda kalıyoruz. Cumhurbaşkanı 650 lira kredi için ‘neyinize yetmiyor’ diyor. Günde 20 Lira demek. 20 Lirayla hem okula gidip hem kampüse yemek götürmemiz imkânsız. Sistem ‘maddi durumun yoksa okuma’ diyor. Oysa sermayedarların çocukları okuyabiliyor. Eğitim niteliksiz. Bunun yanı sıra kantinde içtiğimiz suya bile zam yapan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Okuyamıyoruz geçinemiyoruz kaygılıyız. Hep yarını düşünerek kendimizi güvende de hissetmiyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Barınma sorunundan en çok kadınlar etkileniyor’
 
Barınma sorunundan en fazla kadın öğrencilerin etkilendiğini ifade eden Zilan, bunun nedenleri arasında yurtların kent dışında yapılması ve giriş çıkış saatlerinin denetlenmesi de olduğunu söyledi. Kadınların aile, devlet ve yurt üçgeninde sıkıştırılmak istendiğini dile getiren Zilan, “Kadınların giydiği pijama boylarına bile karışılıyor. İzmir Katip Çelebi Cihannüma Kız Yurdu’nda kadın öğrenciler kısa şortu yasakladıklarını söylediler. Oradaki bir teknikerin tahrik olmasını gerekçe olarak gösterdiler. Kadınlar olarak şortlarımızla KYK önünde ‘ahlak bekçiliğini kesin’ diye eylem yaptık” dedi.  
 
‘Geçinememek fuhşa sürüklenmede en önemli etken’
 
Ailelerin erkek çocuklara daha fazla para gönderdiğini, kız çocuklarından ise geçinemedikleri durumda geri dönmelerinin istendiğini kaydeden Zilan, “Bu nedenlerle kadın öğrenciler çalışmak zorunda kalıyor. İşyerlerinde tacize maruz kalıyorlar, ‘gülümseyeceksin, istediğim gibi giyineceksin’ dayatmalarına maruz kalıyorlar. Birçok kız yurdu şehir dışında. Bu da tacizi, tecavüzü normalleştiriyor. Kadın öğrenciler, ıssız olduğu için yurda giderken erkekler tarafından fuhşa davet ediliyor veya tecavüze maruz kalıyor. Geçinemeyen kadın öğrenciler yapılan ‘kolay para kazanma’ teklifleriyle de fuhşa sürükleniyor. Bunu, ekonomik krizin sonucu ve kadını cezalandırma yöntemi olarak görebiliriz” diye belirtti.
 
‘Kampüste yaşanan sorunlara da tepki gösteriliyor’
 
Ekonomik açıdan kendilerini etkileyen bu durumun devam ettiği müddetçe eylemlerin de bitmeyeceğini vurgulayan Zilan, “Kampüs içinde de yaşadığımız sıkıntılar var. İzmir Demokrasi Üniversitesi’nde çaylara yapılan zamlara karşı çay boykotu gerçekleşti. Kampüs içinde bedava çay dağıtıldı. Okul yönetimi, fahiş zamları çekmek zorunda kaldı. İzmir’deki yurtlarda çıkan yemeklerden öğrenciler zehirlendi. Öğrenciler de tepki gösterdi. Yemekhane zamlarına karşı arkadaşlar da tepkilerini gösteriyor” diyerek üniversite ve yurtlarda yaşananları özetledi. 
 
‘İnsanlık dışı koşullarda yaşıyoruz’
 
Geçinemeyen öğrencilerden bazılarının pandemiden sonra memleketlerine geri döndüğünü, bazılarının ise 1+1 evlerde 4-5 kişi bir arada sağlıksız koşullarda kaldığını belirten Zilan, barınmanın yanı sıra öğrencilerin eğitimini devam ettirmek için gerekli kitapları da alamadığını sözlerine ekledi. Zilan şöyle devam etti: “Dolar gittikçe artıyor, bu bize de yansıyor. Yediğimiz sebzeleri, giydiklerimizi elde etmekte zorlanıyoruz. Marketlerde sayımlara gidiyoruz, insanlık dışı bir şekilde çalışıyoruz. Ben buraya geldiğimde ailemin gönderdiği bin Lira ve kredi alıyordum. Aileler de geçinemiyor. Eğitimime devam etmek için sayımlara, günlük işlere gidiyorum. Ama derslerime odaklanmak zor. Hem okumak hem de çalışmak, ev kirası, karta para yüklemek, ne yiyeceğim kaygısı… Türkiye’de bu kaygılarla okula devam etmek olanaksız.” 
 
‘Kadınlara yaşam alanı bırakılmıyor’
 
Geçinemediği ya da atanamadığı için onlarca insanın intihara sürüklendiğini, mezuniyetlerinden sonra işsiz kalan öğrencilerin ise toplum baskısına maruz kaldığına işaret eden Zilan, “Sistem iş imkanı vermiyor. Geçinemeyen kadınlar aileye, yeniden o baskıya dönmek istemiyor. Bir de sistem baskısı var. Flört şiddeti nedeniyle tehdit edilen birçok öğrenci var. Birçok üniversite öğrencisi katlediliyor, tecavüze maruz kalıyor, görüyoruz. Bu sistemde, bu ekonomik krizde kadınlara ne özgür bir yaşam ne de kendilerini ifade edebileceği bir alan bırakılıyor” dedi. 
 
‘Onlar azınlık biz geçinemeyenler ise milyonlarız’
 
Antidemokratik uygulamalarla öğrencilerin alanlarının daraltıldığını söyleyen Zilan son olarak şöyle konuştu: “Öğrencilerin mücadele etmekten başka çaresi yok. Yoksullukla geleceksizlikle imtihan edildiğimiz bu ülkede öğrencilerin ses çıkarması gerekiyor. Gelecek biziz. Kampüslerden sokağa mücadele etmemiz gerekiyor. Onlar azınlık, biz geçinemeyenler ise milyonlarız. Çalışmak zorunda kaldığımız, okuduktan sonra ne yapacağımızı bilemediğimiz bu sistemde yalnız değiliz. Bütün arkadaşlarımı mücadeleye çağırıyorum.”