Bir mont ve ayakkabı almak için bir ay çalışıyoruz: Adalet mi?

  • 09:02 16 Aralık 2021
  • Emek/Ekonomi
 
İSTANBUL -  Art arda gelen zamlardan dolayı geçinemediklerini ve birçok şeyden feragat ettiklerini belirten İstanbul halkı, asgari ücret belli olmadan var olan zamlarla eridiğinin altını çizerek, yeni bir yönetim ve sisteme gidilmesi gerektiğini ifade etti.
 
Türkiye’de artan döviz kuru ile birlikte TL’nin günden güne değer kaybetmesi, art arda gelen zamlar yurttaşları ‘sefalet’ noktasına getirdi. Asgari ücret görüşmelerinde sona gelinirken,  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı işçinin yüzünü “güldürecek” bir rakam belirleyecekleri iddiasında bulundu. Fakat mevcut kriz durumunda asgari ücretin yurttaşın yüzünü güldürmeyeceği bir gerçek. Marketlerdeki zam furyası ve günden güne değişen fiyatların hızına yetişemeyen yurttaşlar, hükümetin ekonomiyi yönetemediği konusunda hem fikir.
 
Asgari ücret rakamının açıklanmasının beklendiği süreçte İstanbullu yurttaşlara asgari ücret beklentilerini, mevcut krizi ve zamları sorduk.
 
‘Temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz’
 
 Ekonomik krizden dolayı 13 yıl aradan sonra tekrardan çalışmaya başladığını ifade eden tekstil emekçisi Birgül Özcan, yağ, şeker, un ve tuz gibi basit temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirtti. Birgül, çalıştığı halde yardıma muhtaç olduğunu ve her hafta pazar ve market alışverişi yapma imkanının olmadığını söyleyerek, “Temel ihtiyaç alışverişine gittiğiniz zaman 750 TL’den aşağı çıkamıyorsunuz. Hayat o derece pahalı. Çoluğumuz çocuğumuz ile sinemaya gidemiyoruz, ihtiyaçlarını karşılayamıyorum artık.  Dört kişilik bir ailenin mutfak masrafına 3 bin lira bile yetmiyor” diye konuştu. Birgül, yurttaşlar açlık içinde yaşam mücadelesi verirken milletvekili ve cumhurbaşkanının  maaşlarını “Onlar buranın vatandaşı biz değiliz. Sözde bizi temsil ediyorlar. Ama bizi temsil etmiyorlar. Bizim halkımızda onlar gibi yaşayan var mı? Ayrımcılık başka hiçbir şey değil. Hakkımı kimseye helal etmiyorum. Bu dünyanın öbür dünyası da var. Elbet bir gün onlar hesabını verecek” sözleriyle eleştirdi. 
 
'Artık onlara oy vermiyorum’
 
Tartışılan asgari ücret miktarının “komik” olduğunu vurgulayan Birgül, “Kendileri 30 bin liraları az bulurken millete 3-4 bin lirayla idare et diyorlar. Şu anki enflasyonun yanında asgari ücret komik bir rakam. Gördüğünüz gibi insanların psikolojisi bozuldu. Geçim sıkıntısından aile hayatı da huzur da insanların birbirine anlayışı da kalmadı” dedi. Birgül,  artık insanların farkına vardığını ve kendisinin de iktidara artık oy vermediğini belirterek, asgari ücretin 6 bin TL’nin aşağısında bir rakam olmaması gerektiğini vurguladı. Mevcut iktidar ile ekonominin düzelmeyeceğini ifade eden Birgül, “19 yılda olmayan iki senede düzelecek bir şey mi? Ben derim ki saygıyla alsın başını gitsin ama hiç sanmıyorum. İnşallah insanların, fikirleri ve görüşleri değişir” ifadelerini kullandı.  
 
‘Fiyatlar 4 kat arttı’
 
Uzun zamandır dışarı çıkmadığını söyleyen ev emekçisi Sümeyye Tosun da,  geçen seneye kıyasla fiyatların 4 katı arttığını söyledi. Sümeyye, “Evde dört bebek var şuan, hiçbir şeye yetişilmiyor. Her şey pahalı. Hiçbir şey almadığımız halde 400-500 lira gitti. Bir yemek yiyorsun 100- 200 lira. Bunlardan kıstık. Elektrik, doğalgaz ana şeyler olduğu için onlara yöneliyorsun. Asgari ücrete herkes gözünü dikti belki bize de bir şey yapılır. En azından şu zamlar ile maaşımız biraz eşitlenir umarım. Şu anki duruma göre asgari ücret 5-6 bin lira olacak ki ona göre insanlar kendilerini değerlendirsin. Geçen seneki ile şu anki arasında çok fark var” diye aktardı.    
 
‘Staj paramı kestiler’
 
Artan zamlardan öğrenci İrem Apari de şikayetçi. İrem test kitaplarına para yetiştiremediğini, bundan dolayı çok fazla kaynağa sahip olmadığını belirtti. İrem, “Staj parasını devlet işletmelere veriyor. İşletmeler de bize veriyor. Bu son birkaç yıldır yapılıyor. Ama staj paramı kestiler ve staj paraları düşürülen arkadaşlarım var. Bir stajdan 700 lira alıyorsa 200 liraya düştü. Türk parası ucuzluyor değerini kaybediyor. Tiyatrolara, sinemalara ve sergilere gidiyordum. Şimdi ücretleri arttı. Bir konsere bir yere giderken hep düşünüyorum acaba ne kadar para vereceğim. Bir şeyi alabilmek için çok taksite böldüre biliyorsun.  Sürekli stres hakim. Nasıl ödeyeceğim, nasıl yetiştireceğim? Hem gelecek kaygısı hem de bu parasal konulardan çok sıkıntı yaşıyor  yaşıtlarım” ifadelerini kullandı.
 
‘Yönetim sistemi değişişsin’
 
Asgari ücretin 6 bin lira olması durumunda ancak yetebileceğinin altını çizen İrem, “Kira, elektrik, doğalgaz faturaları her şey o kadar arttı ki. Öğrenci akbiline bile zam gelmiş. Ekonominin düzelmesi için yönetim, sistem değişmeli başka sistemler denenmeli. En güzeli, en iyisi hangisinde oturuyorsa, halk neyde mutlu ise ona göre olmalı” diyerek geleceğe kaygılı baktığını da sözlerine ekledi.
 
‘Dışarda çay kahve içmek mümkün değil’
 
Üretimin, tarımın bitmiş olmasının ekonomik krize yansıdığını söyleyen emekli  Öznur Gökal,  eskiden “fakir yiyeceği” denilen simidin şu an 3 buçuk lira olduğunu hatırlattı. Öznur, “Dışarda çay, kahve içmek mümkün değil.  İki sene öncesine kadar yurtdışına da gidebiliyorduk ama bu son zamlarla maaşlar eridi. Her şey almış başını gidiyor. Şimdi emeklilere zam var, ne verecekler? En fazla yüzde 9. İkiye bölecekler yüzde 4 altı ay için, yüzde 5 de altı ay için. Buyurun kendileri geçinsin. Asgari ücret belli olana kadar her gün zam. Gelmeden eridi. Neyin zam mı?  Normal şartlarda asgari ücretin ben en az 10 bin olması gerektiğini düşünüyorum ama mümkün değil. İki kişilik bir aile için 10 bin bile yeterli değil” diye aktardı.
 
‘Bir mont ve ayakkabı almak için bir ay çalışıyoruz’
 
Gençlerin bir telefon alabilmek için gece yarılarına kadar çalıştığını ifade eden Öznur, “Bir mont ve çizme bin lira olmuş. Benim kızım özel okulda öğretmen. Dört bin lira maaş alıyor. Bir mont ve bir bot alabilmek için bir ay çalışıyor. Bu adalet mi? Yönetimin kesinlikle değişmesi lazım. Halktan anlayan insanlar gelecek, halka inilecek bakılacak. Kesinlikle dur denmesi gerekiyor artık. Kimse konuşamıyor” diye konuştu.
 
‘Onlar paralarına para kattıkça biz dibe çöküyoruz’
 
 Artan zamlardan dolayı emekli maaşının bir öneminin kalmadığını kaydeden emekli Yıldız Demir, yapılan zamları şu şekilde yorumladı: “Verdiği parayı 10 misli benden geri aldı. Hiçbir faydası olmadı bana. Böyle zam olmaz, geçinemiyoruz. Kıyafet alamıyoruz artık olanlar ile yetiniyoruz. Karnımız acıktı bir pide yedik 31 lira, ne yiyeceğiz. Sadece kuru simit mi kuru ekmek mi bu millet ne yiyecek. Onlar paralarının üstüne para katıyorlar biz de dibe çöküyoruz. Bakalım nereye kadar yükselecekler. Asgari ücretin en az 5 bin olması gerekiyor ki insanlar biraz olsun geçinebilsinler. 5 binin altında olduğu zaman vatandaş ölü. A’dan Z’ye her şeye zam geldi hayat geçinilmez bir hal aldı.”
 
‘Battaniye altında oturuyoruz’
 
Artan döviz kurunun sofraya çok fazla yansıdığına dikkat çeken ev emekçisi Nezahat Köse ise alım gücünün çok düştüğünü vurgulayarak, şu örnekleri verdi: “Aldığımız yarıya düştü. Et, kahvaltılık, temizlik, giysi zaten alamıyoruz evdekiler ile idare ediyoruz. Dışarı çıkıp bir çay bir yemek yiyemiyorsun, istediğin bir şeyi alamıyorsun. 4 tane ip aldım 70 lira.  El işi de bitti. Onu da artık öremeyeceğiz.” 
 
‘Battaniye altında oturuyoruz’
 
Halk yoksulluk içindeyken AKP’li Cumhurbaşkanını maaşının 100 bin lira olmasının haksızlık olduğunu ifade eden Nezahat,  “O yüz bin alıyorsa büyük haksızlık, yazık günah. Doğalgaz yaktığımız yok, battaniye altında oturuyoruz. On liradan aşağı meyve; yüz liradan aşağı et yok. Meclis’tekiler 2-3 ay maaş almasın, lüks arabaları satsınlar, o 13 uçağın 10 tanesini  satsınlar ekonomi düzelir. Ben istediğim gibi yiyim gezeyim öbürü acından ölsün olur mu böyle bir şey? Yazık günah bu memlekete.”
 
‘Yoksulluk içinde yaşıyorum’
 
Dövizin yükselmesi ile beraber her şeye zam geldiğini ve artık bir şey alamayacak durumda olduklarını söyleyen ev emekçisi Ümran Gündüz de karın tokluğuna yaşadığını aktardı. Ümran, “Asgari ücreti neye çıkarırlarsa çıkarsınlar değişen bir şey yok ki. 10 bin lira da yapsa en düşük kira 2 bin-2 bin 500 lira. Yiyeceklere bakarsak marketler aldı başını gidiyor. Bir asgari ücreti bugün bana 5 bin lira yapsa bana gene yetmez yine. Yoksulluk içinde yaşarım” diye yorumladı.  
 
‘Son bir yıldır kitap alamadım’
 
 Öğrenci Afranur Uzun da babasının çok uzun süre çalıştığını ona rağmen 2 bin 500 lira maaş aldığını, bundan dolayı pazara ve markete gidemediklerini aktardı. Afranur, ekonomik krizin ev içi sorunlara da yansıdığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Ortaokuldan beri deli gibi kitap okuyan bir insanım. Son bir yıldır hiç kitap alamadım. Okul kitaplarının tanesi 100-150 lira hiçbir şeye para yettiremiyorum. Ben aylık 650 lira para alıyorum, bütün her şeyim okula gidiyor. Kendime yapabileceğim hiçbir şey yok. Kafelerde menülere baktıktan sonra oturuyoruz. Şu anda bir işe girsem hak ettiğim şeyi de alamayacağım. Gözümün önünde direkt fiyatı yükselterek etiket fiyatını değiştiriyorlar. İstediğim şeyleri alamıyorum.”