Tandoğan’dan seslendiler: Bu düzeni değiştirmek için yürüyoruz!
- 14:58 1 Mayıs 2022
- Emek/Ekonomi
ANKARA - On binlerin Tandoğan Meydanı’nda katıldığı mitingde emekçiler ve işçiler, “Bu düzeni değiştirmek için yürüyoruz” mesajı vererek, kayyım gaspına, tutuklu siyasetçilere ve kadın katliamlarına dikkat çekti.
Ankara Tandoğan Meydanı’nda “Birlikte değiştireceğiz” şiarıyla gerçekleştirilen 1 Mayıs mitingine on binler Atatürk Kültür Merkezi (AKM) ve Kazım Karabekir Caddesi’nde oluşturdukları kortejlerle katıldı. İki yıl aradan sonra yapılacak kutlama için on binler AKM önünde toplandı. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) öncülüğünde gerçekleşen mitinge sol, sosyalist partiler, sivil toplum kuruluşları, hukuk örgütleri, kadın örgütleri de katıldı.
Ortak mücadele vurgusu
Kortej halinde yürüyen kitle sık sık “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Yaşasın 1 Mayıs” sloganları atarken, “ İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz”, “Biz de kamu emekçisiyiz kadro verilsin”, “Eşitlik, özgürlük, dayanışma, barış”, “Herkese güvenceli iş güvenceli gelecek”, “Zamlara karşı birlikte mücadeleye”, “Çırak değil çocuk”, “Yalan, talan bitirdiniz doğayı ulan”, “Laik, bilimsel eğitim”, “Çocuk işçiliğine son”, “En güzel şiir barıştır”, “Cinsiyetçi dile hayır”, “Sayenizde tesadüfen yaşıyoruz” dövizleri ve çok sayıda sendikanın bayrakları taşındı.
Kortejlerde “Bijî Serok Apo”, “Sömürgeci TC hesap verecek” sloganları da yükseldi.
Çocuklar da alanda
Emekçiler alana çocuklarıyla geldi. Çocukların ellerinde 1 Mayıs dövizlerini taşıması renkli görüntüler oluşturdu. Alana emziğiyle gelen bir bebeğin elinde bulunan “Bez, mama, özgürlük” dövizi taşıdı.
Alana giriş yapanlardan Enerji Sen üyesi Mehmet Ali İçindere polisler tarafından telsizlerle darp edildi.
HDP kitlesel olarak alanda
Halkların Demokratik Partisi (HDP) kortejinde Eş Genel Başkan Mithat Sancar ile birlikte milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Zeynel Özen ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri yer aldı. HDP “Emek, özgürlük ve adalet için yoksulluk düzenini değiştireceğiz” pankartıyla kitlesel şekilde alana girdi. HDP kortejinde sık sık savaş karşıtı sloganlar atıldı.
Tuzluçayır’dan gelen ve girişleri engellenen kitlede direnerek, alana yürüyüşle girdi.
Tandoğan’da sloganlar yankılanıyor
Alana girişlerin tamamlanmasıyla sık sık “Direne direne kazanacağız”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları sürdü.
Polisler sık sık programın başlaması, alana kortejlerin girmesi için Tertip Komitesi’ni taciz etti.
Gezi direnişçilerinden mesaj
Gezi Davası’nda tutuklanan insan hakları savunucularının mesajları okundu. Silivri ve Bakırköy Cezaevi’nden gelen mesaj da, “ İşçi sınıfının birlik mücadele günü kutlu olsun. 1 Mayıs’ı 1 Mayıs gününde kutlayacağımız meydanlarda olacağız. Zulme karşı direneceğiz, Birlikte kazanacağız. Eşitlik demokrasi mücadelemiz kazanacak” ifadeleri yer aldı.
1 Mayıs Marşı söylendi
Miting emek ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşu “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarıyla son buldu. 1 Mayıs Marşı’nın hep bir ağızdan okunmasıyla mitingin startı verildi.
‘Özgürlüklerimize saldırıyorlar’
Mitingde açılış konuşmasını KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hüseyin Köklü yaptı. Ağırlaşan ekonomik krize işaret eden Hüseyin, “Yaşanan onca yoksulluk varken birileri ballı ihalelerle, aldıkları üçer beşer maaşlarla, vergilerimizle yapılan saraylarda sefa sürmekte. Tek adam rejimi sefa sürdükleri düzen bitmesin diye özgürlüklerimize, haklarımıza saldırıyor. İtiraz edeni, hayır yapamazsınız diyeni yok etmeye çalışıyor" dedi. Gezi Davası’nda verilen hapis cezalarına tepki gösteren Hüseyin, davadan tutuklananlara hitap ettiği konuşmasında, "Sadece arkadaşlarımız değil bu harami düzenin sahipleri de duysun. Duysun ki uykuları kaçsın. Emekçilerin kendi yaşamlarına sahip çıkmak için ayağa kalktığını görsün ki bu düzenin böyle devam etmeyeceğini anlasın" mesajını verdi.
Gezi direnişinde yaşamını yitirenler unutulmadı
Hüseyin’in konuşmasının ardından Gezi direnişinde yaşamını yitirenler için, “Mağusa Limanı” şarkısı okundu. Ardından “Çav Bella” ezgisi söylendi. Ezgiler “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarıyla son buldu.
‘Bir Mayıs’ta bir aradayız’
DİSK Ankara Temsilcisi Tayfun Görgün ortak açıklamayı okudu. “1 Mayıs’ta birlikteyiz” diyen Tayfun, kitleyi selamladı. Tayfun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu düzen, iş güvencesinin devlet eliyle yok edildiği tek emirle, herkesin ama herkesin işsiz kalabildiği bir düzendir. Bu düzen emeğin, doğanın, kentlerin, tarımın, eğitimden sağlığa tüm temel hakların, sınırsız kar ve rant arzusuna teslim edildiği bir kara düzendir. Soma’dan, Ermenek’ten, Şirvan’dan ders çıkarmayan, işçi sağlığı ve iş güvenliğini sermayenin kar hırsına terk eden, her yıl 2 bin 500 işçinin, çalışırken öldüğü bir düzendir.”
Bu düzen talan edilecek kentler yaratmak üzere dönüyor
Halk işsizlikle, yoksullukla, salgınla, ödenemeyen faturalarla mücadele ederken ülkemizin tüm kaynakları; bankaların kasalarını doldurarak, şirketleri ihalelerle besleyerek patronlara akıtmaya devam ediyor. Bu düzenin çarkları sermayeye sömürecek ucuz emek, yağmalanacak doğa, talan edilecek kentler yaratmak üzere dönüyor. Elektrikten doğalgaza, benzinden gübreye, iğneden ipliğe her şeye her gün zam yapanlar halka ‘Bekleyin, sabredin düzelecek, geçecek’ diyor. Fakat faturalar, kiralar, borçlar, mutfak beklemiyor. Elektriği kesilmiş milyonlarca insan neyi bekleyecek, nasıl bekleyecek. İşsizler neyi bekleyecek. Hayır beklemeyeceğiz. Hayır itiraz ediyoruz. Geçinmek istiyoruz, insanca yaşamak istiyoruz ve 1 Mayıs kürsümüzden hep birlikte haykırıyoruz.”
Tayfun, taleplerini şöyle sıraladı:
*“Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı, faturalar tüm vergilerden muaf tutulmalıdır.
*Asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler artırılmalı, en düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine çekilmeli, EYT’lilerin emeklilik hakları verilmelidir.
* Ücretlerin üzerindeki vergi yükü azaltılmalı, adil bir vergi düzeni kurulmalıdır.
*Tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmeli, herkese güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
* Anayasal hakkımız olan örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
*Kamu varlıklarının özelleştirilmesinden vaz geçilmeli, eğitim, ulaşım, sağlık başta olmak üzere tüm kamu hizmetleri devlet eliyle ücretsiz verilmelidir.
* Kamu kaynakları ile büyütülen tarikat yurtları kamulaştırılarak gençlerin yurt ve barınma sorunları çözülmelidir.”
Sözümüz olsun!
Savaşlara, şiddete karşı çıkacaklarının, İstanbul Sözleşmesi’ni savunacaklarının altını çizen Tayfun, “Halkları birbirine boğazlatan, işçinin ekmeğini küçülten, çocukları öksüz ve yetim bırakan, bir avuç kapitalistin savaşı fırsat bilerek daha fazla sömürmesine hep birlikte hayır diyeceğiz. Halkları birbirine düşmanlaştıran emperyalizme ve emperyalistlerin savaş kışkırtıcılığına, faşizmi tekrar tekrar hortlatmak isteyen işbirlikçilerine asla izin vermeyeceğiz. Savaşa karşı yaşamdan, düşmanlığa karşı kardeşlikten vazgeçmeyeceğiz. Bu düzene itirazı olan bizler birleşirsek, bu düzenden güçlüyüz. Biz birleşirsek zamlar geri alınır. Dayanışmayı büyütürsek emeğimizin hakkını alırız. Ve bu meydandan birbirimize, çocuklarımıza, tüm yitirdiklerimize sözümüz olsun ki, biz haklıyız, birleşeceğiz ve biz kazanacağız” sözlerini kullandı.
Tayfun konuşmasını, “Bu düzen böyle gitmez birlikte değiştireceğiz” sloganıyla sonlandırdı.
Kayyımlara tepki
Ortak metnin Kürtçesi de okundu. Metnin Kürtçe halinin okunması öncesi HDP’li belediyelere atanan kayyımlar ve tutuklu siyasetçilerin durumuna da dikkat çekilerek, mücadele mesajı verildi.
KHK’lilerden direniş mesajı
Mitingde, Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) işinden ihraç edilenler adına da Deniz Keleş söz aldı. 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimi ardından çıkarılan KHK’lere dikkat çeken Deniz, “OHAL KHK’leri ile yüzbinlerce emekçiyi sorgusuz, sualsiz bir şekilde işlerinden ederek adeta yargısız infaz uygulandı. Çok sayıda sivil toplum kuruluşları kapatılmış, belediyelere kayyımlar atanarak halkın iradesi gasp edilmiş, dernekler ve televizyon kanalları kapatılmıştır. Bu durum hali hazırda ekonomik gücünü kaybeden ihraçların da izole bir alana sıkıştırmalarına neden olmuştur” dedi.
‘Haklıyız, kazanacağız’
İhraç edilenlerin sivil ölüme mahkum edildiğini dile getiren Deniz, “Yaşanan ekonomik krizin faturasını halka ödetmeye çalışan AKP hükümeti, gittikçe otoriteleşerek iktidarın baskı yoluyla sürdürmeye çalışmaktadır. Emeğimizi çalanlardan, sosyal hayattan bizi izole etmeye çalışanlardan bir gün hesap sorulacaktır. Haksızlığa uğrayan yüzbinlerce KHK’li emekçiler olarak yaşadığımız tüm sıkıntıların üstesinden sendikal dayanışmamızı daha da büyüterek geldik” ifadelerini kullandı. “Savaş çığırtkanlığı yapanlara inat, halklar barış istiyor diyen barış akademisyenleriz” diyen Deniz, “Bugün olduğu gibi tüm emekçiler birleşerek bir mayıs meydanlarında ve her yerden demokrasiyi yeniden inşa edeceğiz. Biat etmedik, boyun eğmedik. İşimize geri döneceğiz, direnenler kazanacak, haklıyız biz kazanacağız” sözlerinin altını çizdi.
‘Emek alanından geliyoruz’
Enerjisa’da işten çıkarılan Mehmet Ali İçindere de şunları söyledi: “Bizler ortaklığı işçi olanlarız farklığımıza rağmen aynı sınıfın ortaklarıyız. Hepimiz emek üretiyoruz, hayatın her alanında bütün yaşamın her gün yeniden yeniden üretiyoruz. Ama maalesef istediğimiz hayatları yaşamıyoruz, hepimiz ay sonu düşünüyoruz. Kısacası yaşayamıyoruz. Bu duruma isyan etmekte son derece haklıyız. Memleketin dört bir tarafından farklı işçiler gösterdik ki bu düzen böyle gelmiş ama böyle gitmez. Herkesin gözünün işçilere vesile olan direnişçilerden geliyoruz. Pandemi de Kod 29 zulmüne kafa tuttuğumuz yerlerden geliyoruz. Tren garında, yemek sepetinden enerji işçisinin emeklerinden geliyoruz.”
‘Yan yana gelmek zorundayız’
Herkesin aynı mücadele kardeş olduğunu söyleyen Mehmet, “Bu memlekette işçilerimize verilen prangaları parçalamak, elimize almak için örgütleniyoruz. Sendikalaşıyoruz. Mücadele ediyoruz. İnsanca yaşamak, güvenceli çalışmak istediğimiz için. Bizi esir alan siyasete, patron düzenine kafa tutuyoruz. Kendi sendikalarımız da birleşiyoruz. Gerekirse kendi siyasetimizi yapıyoruz. İşçi sınıfının siyaseti ekmek ve mücadele. Eğer biz olmasaydık, her şey çöker devlet parçalanırdı. Patronlar ve onların siyasetçiler tarafından yapılan konuşmalar biz işçileri bölmek içindir. Biz sıkı bir disiplinle yan yana gelmek zorundayız. Yeni bir düzeni kurmak için yürüyelim. Üreten biziz, yöneten de biz olacağız.”
Miting Grup Kibele’nin şarkıları ve çekilen halaylarla sona erdi.