Mühendisliği değil keyif aldığı işi yapıyor: Benim için terapi

  • 09:01 23 Eylül 2018
  • Emek/Ekonomi
Safiye Alagaş
 
İSTANBUL - Orman Endüstri Mühendisliği mezunu olan Bilge Yaşar, arayışları sonucu keyif aldığı işi bularak camdan takılar yapmaya başladı. Bunun kendisi için bir terapi olduğunu belirten Bilge, yaptığı işi başkalarına da öneriyor. 
 
Cam sanatıyla ilgilenen ve cam sanatından çeşitli takılar yapan Bilge Yaşar, aslında Orman Endüstri Mühendisi. Okulu bitirdikten sonra 8 yıl bu alanda çalışan Bilge, çocukluğundan beri hep seramikle uğraşmayı, hamurla uğraşarak bir şeyler yaratmayı seviyor. Bilge, mühendislik yaptığı son senede kendi içerisinde bir arayış içerisinde girerek, bu arayış içerisindeyken internette sıcak camla tanışıyor. "Camın eritilip takılar, objeler, biblolar yapıldığını keşfettim" diyen Bilge, 4 ay kursa gidip, temel teknikleri öğreniyor. Zaman içerisinde kendi malzemelerini biriktiren Bilge, makine alıp evde küçük bir atölye ile işe koyuluyor. 
 
'Festivallere katıldım' 
 
Bir süre sonra İstiklal Caddesi'nde bir pasajda küçük bir dükkan açan Bilge, şuan Süleymaniye Camisi'ne yakın yerde bir dükkanı mağaza ve atölye olarak kullanıyor. Çeşitli festivallere katılan Bilge, ürünlerinin tasarım süreçlerini de şöyle anlattı: "İtalyan Murano camları var. Renkli cam çubuklar. İtalya'dan geliyor. Onları toptan olarak alıyorum. Çeşitli renklerde yaklaşık 800 ile bin 200 derece arasında ısı veren makinede eritiyoruz. Burada el aletleriyle kendi boncuklarımı tasarlıyorum. Desenli ve desensiz oluyor. Boncukları ürettikten sonra takılar tasarlıyorum. Bazen takının nasıl bir şey olacağını biliyorum ona göre boncuk yapıyorum. Bazen de tamamen doğaçlama boncuk yapıyorum ondan sonra takıyı tasarlıyorum."
 
Yaşayan kolye tasarımı da yapıyor
 
Ana konusunun cam olduğunu belirten Bilge, camın yanı sıra deri, gümüş ve seramik de kullanıyor. Camın yanında tamamlayıcı olarak birçok şeyi kullandığını ifade eden Bilge, kendini de tekrar etmeden sürekli farklı üretimler ortaya çıkarıyor. "Kişiye özel denilebilecek takılar tasarlıyorum" diyen Bilge, özel tasarım olan "yaşayan kolye"yi de nasıl yaptığını şu şekilde özetledi: "Çiçekler preslenerek ıslaklığı alınıyor. Ama kitap arasına kurutulmuş gibi rengi gitmiş tamamen kurutulmuş değil. Bronz çerçevelerimiz var, çerçeveleri de kendimiz yapıyoruz. Çiçekleri çerçevelere yerleştiriyoruz. Üstlerine de şeffaf transparan camla kaplıyoruz. Hava almadığı için hep canlı kalıyor. Yaşayan kolyelerin ilk yaratıcısı biz değiliz. Buna benzer çalışmalar vardı. Biz bunu piyasa işi olmadan dışarıya çıkardık. Bronz çerçevelerimizi kendimiz evde yapıyoruz. Çerçevelerimiz bize özel. Piyasada görülebilecek çerçeveler değiller. Biz aslında var olanı bir iki basamak kalitesiyle yukarıya çıkarmış olduk." 
 
'Şimdi kendimi daha özgür hissediyorum' 
 
Cam sanatında çalışırken kendini çalışıyormuş gibi hissetmediğini ve işin en güzel tarafının bu olduğunu söyleyen Bilge, "Bazı zamanlarda 15 saat çalıştığımız günler oluyor. Ama çok keyif aldığım için yorgunluğumu unutuyorum. Normal yaptığım işlerde yorulduğum zaman 'dur bir dinleneyim ateşin başında' diyorum. Yani ateşin başına oturduğum zaman orada dinlendiğimi hissediyorum. Zannedersem püf noktası bu benim için. Çok keyifli çalışıyorum. Keyifli çalıştığım içinde güzel şeyler çıkıyor. Kendi işim olduğu için de çok özgürüm. Ben özgürlüğüme çok düşkün bir insanmışım. Bunu sonradan anladım. Kendi işinizde patronsunuz. İstediğiniz zaman çalışıp istediğiniz zaman çalışmazsınız diye düşünüyordum. Ama bunda daha çok çalışıyorum. Kendi işimde daha çok çalışıyorum. Daha huzurlu çalışıyorum" dedi. 
 
Bilge, cam sanatıyla ilgilenmek isteyenlerin öncelikle gönülden istemeleri gerektiğini dile getirerek, bu konuda araştırma yapabileceklerini öneriyor.