DİYARBAKIR - 675-676 sayılı KHK'nin yıldönümünde açıklama yapan Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu, iktidara seslenerek "İktidarınızın beka sorununu ülkenin beka sorunuymuş gibi yansıtmayın. İçini boşalttığınız hukuk, rafa kaldırdığınız demokrasiye en çokta sizin ihtiyacınız olacaktır" dedi. 

 

Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında 29 Ekim 2016 günü çıkarılan 675 ve 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 15 basın yayın kuruluşunun kapatılması ve binlerce emekçi ise meslek ile görevlerinden ihraç edilmesinin yıldönümünde Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyon(KESK), Devrimci İşçi Konferedasyonu (DİSK), Türkiye Tabibler Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimarlar Birliği (TMMOB) temsilcilerinden oluşan Emek ve Demokrasi Platformu'nun yanı sıra Halkaların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz, HDP İl Eşbaşkanı Filiz Buluttekin de destek verdi. 

 

Ofis semtinde bulunan AZC Plaza önünde yapılan açıklamada "KHK'lar gidecek biz kazanacağız"  pankartı açıldı. Açıklamayı SES Diyarbakır Şube Kadın Sekreteri ve 675 KHK ile ihraç edilen Rozerin Çatak okudu.  

 

'OHAL ile birlikte hükümete hayal edemeyeceği yetkiler verildi'

 

Rozerin, "OHAL ve darbe süreci cumhurbaşkanı tarafından Allah'ın bir lütfu olarak kamuoyuyla paylaşıldı" diyerek çıkarılan KHK'ye karşı tepkisini dile getirdi. Hayal bile edilemeyecek yetkilerin OHAL ile birlikte hükümetin eline geçtiğini söyleyen Rozerin, "Bu yetkiyi sonuna kadar kullanan hükümet darbelerin kaynağı olan anti demokratik uygulamalara yöneldi hukuk rafa kaldırıldı. Muhalif basın susturuldu dernekler kapatıldı, halkın iradesi olan siyasetçiler cezaevlerine atıldı, demokrasilerin görünen yüzü olan belediyeler gasp edilerek kayyım atandı. Ve her alanda bir kıyım yaşandı. Kamuda yüzbinlerce insan ihraç edildi. Halk 1980 darbesi katbekat aşan bir süreçle karşı karşıya kaldı. Özellikle tarihi boyunca darbelerle mücadele eden KESK, DİSK, TMOB, TTO hedefe konarak binlerce üyesi ihraç edildi. Bu durum aslında darbenin asıl amacını ortaya koyuyordu" dedi. 

 

'OHAL Komisyonu oyalama komisyonu oldu'

 

Kamuda ihraç edilen binlerce kişi için hukuken hak arama yollarının da bir bir kapatıldığını belirten Rozarin, hukukun siyasallaştığını ve halkın da hukuka olan güveninin zedelendiğinin altını çizdi. Rozarin, "Bu süreçte AKP içerde dizayn yaparken, dışarıda da uluslar arası güçleri darbeyle mücadele ettiğine inandırmaya çalışmıştır. AHİM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) ile yapılan görüşmeler sonunda AHİM kendi iş yükünü azaltmak için AKP ile OHAL komisyonu kurulması konusunda mutabakata vardılar. OHAL Komisyonu'nun 'oyalama komisyonu' olduğu ortaya çıktı" diye belirtti. 

 

'Tarihi yazacak olanlar direnenlerdir'

 

Emek ve Demokrasi Platformu olarak iktidara seslendiklerini dile getiren Rozerin, şöyle konuştu: "Yaptığınız haksız hukuksuz ihraçları ivedilikle görevlerine döndürün. Toplumu kutuplaştıran yöntemlerden vazgeçin. Telafisi imkansız uygulamalardan bir an önce uzaklaşın. İktidarınızın beka sorununu ülkenin beka sorunuymuş gibi yansıtmayın. İçini boşalttığınız hukuk, rafa kaldırdığınız demokrasiye en çokta sizin ihtiyacınız olacaktır. Tarihi yazacak olanlar direnenlerdir. Sizler bu uygulamalarınızla sizden öncekiler gibi tarihin tozlu sayfaları arasında yok olacaksınız bizler önce olduğu gibi bugünde, yarında var olacağız."

 

'Mücadelemizden vazgeçmedik'

 

Basın açıklamasının ardından söz alan HDP Milletvekili Saliha Aydeniz de "Bugün 29 Ekim. Türkiye'nin kuruluşunun 95. Yıldönümü.  95 yıllık imhanın, inkarın, yok saymanın karşısında her zaman olacağız. Bu 95 yıllık yok saymanın oluşturmuş olduğu bir mücadele geleneği var. Asla biz bu yok saymanın karşısında diz çökmeyeceğiz. Bende darbe öncesi sağlık emekçisiydim. Ve KHK'larla görevden alındım. Fakat diğer ihraç edilen arkadaşlarım gibi hiçbir zaman bu mücadeleden vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğiz" dedi.