KESK Kadın Meclisi çalıştayı sonuç bildirgesi: Emeğimize sahip çıkacağız
- 14:33 12 Kasım 2018
- Emek/Ekonomi
ANKARA - KESK Kadın Meclisi, "Kadın Emeği ve İstihdamı" çalıştayının sonuç bildirgesinde, " Biz kadınlar, görünen ve görünmeyen emeğimize sahip çıkacağız; krizin bedelini ödemeyeceğimiz bir mücadeleyi hep birlikte yükselteceğiz" dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi'nin 9-11 Kasım'da Ankara'da düzenlediği "Kadın Emeği ve İstihdamı" çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, "Kapitalizmin küresel ölçekte girdiği yeniden yapılanmaya paralel dönüşüm Türkiye' de 80'li yıllardan itibaren adım adım hayata geçirilmiş, özellikle son 16 yıllık AKP iktidarınca gerçekleştirilen yasalar ve fiili uygulamalarla süreç büyük oranda tamamlanmıştır. Neo-liberal politikalarla emeğin sermaye çıkarlarına göre yeniden konumlandırılmasına ve biçimlendirilmesine dayanan bu süreç; kuralsız, esnek, güvencesiz ve örgütsüz çalışmayı kural haline getirmektedir" ifadelerine yer verildi.
'Uygulamalar Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenleniyor'
2000'li yıllar sonrası hız verilen ve özelleştirmelerle kamuya yayılan dönüşüm politikalarının, eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal alanlarda piyasacı ve muhafazakar uygulamaları da beraberinde getirdiğine işaret edilen bildirgede şu ifadeler kullanıldı: "Kamu personel rejimi, 657 sayılı yasada yapılan ve yapılması planlanan değişiklikler, ulusal istihdam stratejileri bağlamında kadın istihdamının arttırılması projeleri kapsamında son yıllarda sözleşmeli, geçici personel istihdamları artmış, esnek çalışma biçimleri kamuda yaygınlaşmış ve güvencesizliğin çalışma yaşamının tümüne yayılması amaçlanmıştır. OHAL süresince çıkarılan KHK'lar eliyle iş güvencesi fiili olarak ortadan kaldırılmış, 24 Haziran sonrası geçiş yapılan yeni rejim uygulamalarıyla birlikte fiili olarak kazanılmış tüm hakların gasp edilmesini kolaylaştıran uygulamalar bu kez de cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenlenmektedir."
Bildirgenin devamında şu sözlere yer verildi:
"Patriyarka ve kapitalizm arasındaki işbirliğince her daim sömürülen kadın emeği, neo-liberal dönüşüm süresince de sermayenin emek üzerindeki tahakkümünü arttırmak için öncelikli hedef olmuştur. Milliyetçiliği, muhafazakarlığı ve savaş politikalarını arkasına alarak uygulanan neo-liberal ekonomik uygulamalar cinsiyet ayrımcılığını pekiştirip derinleştirmekte, kadın emeğini esnek parçalı istihdamın vazgeçilmez unsuru haline getirerek, değersizleştirmektedir.
Kadınların ev içerisinde görünmez kılınan emeği ücretli istihdam içerisinde de geleneksel kadın rollerine göre konumlandırılmakta, sosyal politikalarla bakım sorumluluğunun her durumda kadınların omzuna yüklenmekte, şiddet taciz ve mobbing kadınların giderek daha fazla yaşadığı temel sorunlar olmaya devam etmektedir. Ekonomik kriz; her geçen gün derinleşmekte, kadınlara performans baskısı, mobbing, angarya, esnek ve güvencesiz çalışmanın artması olarak yansımaktadır ve yaşamın her alanında kadına yönelik her türlü şiddet artıracaktır. KHK'lerle birlikte ihraç edilmiş, ekonomik gelirden yoksun bırakılmış, kamu emekçisi kadınlar ise ekonomik krizin yükünü daha ağır hissetmektedir.
Krizin boyutlarını ataerkil kapitalist sistemden ve ekonomik krizin üzerimizdeki etkilerini ülkenin demokratikleşmesi gereğiyle savaşa karşı barışı yükseltme ve laiklik ile ilgili bütünlüklü mücadeleden bağımsız düşünemeyiz. Neo-liberal politikalar kriz dönemlerinde en saldırgan şeklide uygulanırken, geleneksel cinsiyet rolleri, gericileşme ve muhafazakârlaşma bu politikalarla uyumlu hale getirilmektedir.
'Mücadeleyi hep birlikte yükselteceğiz'
Biz kadınlar, AKP'nin biat eden toplum yaratmak amacıyla makbul kadın, makbul öğretmen, makbul doktor tarifine sığmayarak, görünen ve görünmeyen emeğimize sahip çıkacağız; krizin bedelini ödemeyeceğimiz bir mücadeleyi hep birlikte yükselteceğiz.
'Kadınları bu çarkı kırmaya çağırıyoruz'
Hayatımıza, bedenimize, kimliğimize, dilimize, emeğimize sahip çıkarak savaşa karşı barışı, sömürüye karşı emeği, özelleştirmelere karşı kamuyu, siyasal İslam'a karşı laikliği, talana karşı doğayı savunacağız. Bir kez daha gördük ki; kadınlar yanana gelirse, 'yeter' derse umut büyür, unutmayın tutunun! Umut mücadelede ve biz kadınlar isyanda güzeliz. Çalıştayımızın tüm coşkusuyla bütün kadınları yan yana, kol kola olmaya; bizi içine sıkıştırmaya çalıştıkları çarkta çakıl taşlarını çoğaltıp bu çarkı kırmaya çağırıyoruz."