Arzu Çerkezoğlu: Krize karşı mücadele bir demokrasi meselesidir
- 18:35 17 Kasım 2018
- Emek/Ekonomi
ANTEP - Antep'te "Yoksullaşmaya, İşsizliğe, Güvencesizliğe Karşı Birlikte Mücadele" panelinde konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, " Bugün krize karşı mücadele sadece bir mali mesele değildir. Krize karşı mücadele bir demokrasi ve memleket meselesidir" dedi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TBMMOB) Antep'te, "Yoksullaşmaya, İşsizliğe, Güvencesizliğe Karşı Birlikte Mücadele" konulu panel düzenledi. İnşaat Mühendisleri Odası konferans salonunda düzenlenen panele, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, KESK Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ve Antep İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Çeliktürk'ün yanı sıra çok sayıda işçi ve memur katıldı.
'Kriz yüzde 1'in yarattığı bir krizdir'
Panelde konuşan Arzu, eve gelen faturaların ve çarşıda görülen fiyatlarla ekonomik krizin yaşanıp yaşanmadığının görülebildiğini belirtti. Krizin kendiliğinden ortaya çıkmadığını söyleyen Arzu konuşmasına şu şekilde devam etti: "Kriz Türkiye'de işçilere, emekçilere, kadınlara ve gençlere vadedeceği hiçbir şey kalmayan kapitalist sistemin krizidir. Kriz 16 yıldır ülkeyi yöneten AKP'nin politikalarının ve ekonomik tercihlerinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Yıllardır bu ülkede ekonomi tümüyle dıştan gelen sıcak paraya bağlı olarak yönetiliyor. Tümüyle dış finansmana dayanan, dışarıdan ucuz girdiye dayanan ve aldığı bu parayı ise üretime değil, betona gömen, sürekli olarak tüketimi kışkırtan ekonomik modelin sonunu yaşıyoruz. Bu kriz, bizim yarattığımız bir kriz değildir. Bu kriz bu ülkeyi yönetenlerin ve bu politikalardan nem alan sermayedarların krizidir. Yani bu kriz yüzde 1'in yarattığı bir krizdir."
'İşçi sınıfı alacaklıdır'
Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı 100 günlük kalkınma programı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın sunduğu orta vadeli ve yeni ekonomik programının hedefinin krizin faturasını emekçilere ve işçilere kesmek olduğunu kaydeden Arzu, AKP'nin Türkiye'yi 16 yıl içerisinde borç batağına soktuğunu söyledi. Türkiye'nin 476 Milyar Dolar dış borcu olduğunu hatırlatan Arzu, "Bu borcun 3'te 2'si sermayedarların ve bankaların borcudur. Geçenlerde bir sermaye örgütünün temsilcisi bu borcun 81 milyona ait olduğunu söyledi. Biz bunu kabul etmiyoruz. Yıllardır karını bizimle paylaşmayanlar, bugün zararı bizimle paylaşmaktan söz ediyor. Yıllardır nimeti bölüşmeyenler, şimdi külfeti bölüşmeyi söylüyorlar. Bu borç işçinin emekçinin borcu değildir. İşçi ve emekçiler borçlu değil, aksine alacaklıdır. 'Türkiye ekonomisi şu kadar büyüdü' diye övünüyorlar. Yıllardır bizim alın terimiz üzerinden ortaya çıkan bu büyümeden payımızı alamadığımız için işçi sınıfı alacaklıdır" diye konuştu.
'Omuz omuza mücadele edeceğiz'
Bugün Türkiye'nin önünde olan sorunun "Bu krizin faturasını sermaye mi ödeyecek, yoksa emekçiler ve işçiler mi ödeyecek?" olduğunu ifade eden Arzu, "Türkiye'yi yönetenler bu borcu emekçiye ödetmek istiyor. Bu borcun faturasını biz alacaklılara kesmek isteyenlere karşı, tüm ezilen kesimler olarak omuz omuza mücadele edeceğiz. Mücadelemizi basın toplantılarıyla dile getirerek siyasi iktidara kabul ettiremeyiz. Onların tüm tercihleri ve politikaları yine sermayeyi korumak üzerine şekillenecektir Tüm ülkede, il il, sokak sokak, meydan meydan bu mücadeleyi büyütebilirsek, bir toplumsal kuvvet yaratabilirsek, ülkenin dört bir tarafına yayarsak siyasi iktidarın tercihlerini de değiştirebiliriz. Bugün krize karşı mücadele sadece bir mali mesele değildir. Krize karşı mücadele bir demokrasi ve memleket meselesidir" dedi.
Konuşmaların ardından panel sona erdi.