10 ayda 92 emekçi kadın iş cinayetinde yaşamını yitirdi

  • 12:51 25 Kasım 2018
  • Emek/Ekonomi
HABER MERKEZİ - İSİG, 25 Kasım kapsamında yayınladığı açıklama ile 2018’in ilk 10 ayında en az 92 emekçi kadının iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. 
 
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 2018’in ilk 10 ayında yaşanan kadın emekçi iş cinayetleri raporunu yayınladı. İSİG, 2018’in ilk 10 ayında en az 92 kadın emekçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini kaydetti. Türkiye’de her gün en az 4 kadının şiddete maruz kaldığına dikkat çeken İSİG, kadına yönelik şiddet ve baskı artarken, diğer yandan kadının yasal haklarına dönük saldırıların da arttığına vurgu yaptı. Toplumda kadına yönelik şiddetin kadınların bütün yaşam alanlarına nüfus ettiğine değinilen açıklamada, kadına yönelik şiddetin en az görünen yanlarından birinin de işyerinde kadına yönelik şiddet olduğu belirtildi. 
 
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: 
 
“Türkiye’de kadına yönelik bir ekonomik şiddet olarak 10 kadından yalnız 3’ü ekonomik yaşama dahil olabiliyor, 4 kadından biri ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Bu ekonomik şiddet barajını aşıp çalışan kadınlar ise geçici ve güvencesiz işlere mahkum ediliyor. Kadın işçilerin neredeyse yarısı kayıt dışı çalıştırılıyor. Kadın emekçiler erkeklere oranla daha az ücret alıyor ve daha kötü koşullarda çalıştırılıyor. İşyerinde kadına yönelik şiddetin ana nedenlerinden birisi, kadın işçilerin toplumsal cinsiyet rolünün işyerinde de devam etmesi iken, bu eşitsiz konumun kadını ittiği güvencesiz emek de bu şiddetin diğer başlıca sebebi. 
 
‘İşyerinde kadına yönelik şiddeti en çok patronlar uyguluyor’
 
Kadınlar için işyerleri giderek artan bir biçimde kadına yönelik toplumsal şiddetin yeniden üretildiği ve daha da katmerleştiği alanlar haline getiriliyor. Kadın emekçiler işyerlerinde; ayrımcılık, fiziksel şiddet, sözsel şiddet, duygusal şiddet, cinsel şiddet, psikolojik şiddet, ekonomik şiddet ve mobbing yoluyla şiddete uğruyor. İşyerinde kadına yönelik şiddeti en çok patronlar, erkek amirler ve iş arkadaşları uyguluyor. Kimi zamansa bu şiddet -özellikle hizmet sektörü gibi sektörlerde- müşteri, hasta gibi dışarıdan biri tarafından da uygulanıyor.
 
‘Hükümet politikaları işyerinde kadına yönelik şiddeti artırıyor’
 
İşyerinde kadına yönelik şiddet, kadın emeğine yönelik politikalarla son yıllarda daha da vahim bir hal aldı. Ulusal İstihdam Stratejisi’nde ana hatları çizilen kadın istihdam politikası; ardından yasal düzenlemeler ve politika belgeleri kadın işçileri an be an daha kötü çalışma koşullarına ve işyerlerinde daha eşitsiz bir konuma sürükledi. Kayıt dışı, ucuz, güvencesiz işlerin belkemiği, kadın emeği üzerine kurulurken kadınların örgütlenme ve haklarını savunma olanakları her geçen gün daha da kısıtlandı, bu da işyerinde kadına yönelik şiddetin daha da artmasına neden oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2016 8 Mart’ında yaptığı konuşmasında ‘Açık söylüyorum bana göre kadına en büyük zararı hayatı ekonomik özgürlük parantezine mahkûm eden anlayış vermiştir’ sözleri iktidarın kadın istihdamına yönelik politikaların; dolayısıyla işyerlerinde kadına yönelik şiddetin de bir dayanağını oluşturuyor. 
 
Çifte sömürü, çifte şiddet
 
Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ne kadar arttığının boyutlarını işyerinde görmek mümkündür. Kadına yönelik şiddetin hemen bütün boyutları işyerlerine de taşınmakta, dolayısıyla kadınlar evde ve işte çifte mesai yapıp emeği çifte sömürülen kadın işçiler bir de ‘çifte şiddet’e maruz kalmakta. Kadının işyerinde maruz kaldığı şiddet önemli bir işçi sağlığı sorunu iken, kadının çalışma alanı dışında yaşadığı görünen-görünmeyen şiddet de kadının emekçilerin sağlığını ve güvenliğini olumsuz yönde etkiliyor. Kadınların yoğun olarak çalıştığı alanlar, denetimlerin dışında kalırken, kadınların yaşadığı işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarını istatistiklerde de görmek mümkün değil.
 
‘Kriz dönemleri kadın emekçiler için daha çok şiddet demek’
 
Ekonomik krizlerin en hızlı ve en çok yoksullaştırılan, sosyal güvenlik korumasının dışına çıkarılan, kemer sıkma politikalarının en fazla uygulandığı kesim kadınlar emekçiler. Esnek, ucuza ve daha çok sömürülerek çalıştırılan kadın emekçiler, kriz dönemlerinin en çok tehdit edilen, en çok işten atılan kesimi. İşten çıkarılma tehdidi en çok kadın işçiler bakımından yeni bir şiddete dönüşüyor.  Kriz döneminde artan kayıt dışı çalışmadan da en çok kadınlar etkileniyor. İşsizlik oranlarının yüksekliği güvencesiz çalışmayı daha da artırıyor, bu durum kadın emeğinin hem çalışma koşulları bakımından hem de ücret, sigorta gibi haklar bakımından hızla çalışma yasalarının kapsamı dışına itilmesini beraberinde getiriyor. Kadın iş cinayetleri, kadın emek sömürüsünün ve kadına yönelik şiddetin işyerinde kadın emekçilerin hayatını nasıl etkilediğini gösteren en somut halidir.”
 
İSİG 2018’in ilk 10 ayında en az 92 kadın emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine dikkat çekerek, yaşanan iş cinayetlerini şöyle sıraladı:
 
“* 2018’in il 10 ayında yaşamını yitirenlerin 10’u göçmen kadınlardı, 7’si ise çocuk yaştaydı.
 
* Kadın iş cinayetlerinin 7’si Antalya’da, 7’si Aydın’da, 7’si Bursa’da, 6’sı Kocaeli’de ve 6’sı Şanlıurfa’da yaşandı.
 
* Kadın iş cinayetlerinin yüzde 51’i trafik ve servis kazaları sebebiyle yaşandı. Trafik ve servis kazaları başta tarım olmak üzere güvencesiz işlerdeki en önemli iş cinayeti sebeplerinden birisi. Bu sebeple yaşanan iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin ağırlıklı kısmı kamyon, traktör ya da minibüslerle tarlalara taşınan tarım işçisi kadınlar. Ezilme-göçük ve yüksekten düşme de kadın iş cinayetlerinin diğer başlıca nedenleri.
 
* En fazla kadın iş cinayeti tarım-orman işkolunda gerçekleşti. Toplam iş cinayetlerinin yüzde 52’si bu işkolunda gerçekleşirken, tekstil-deri işkolunda ve ticaret-büro işkollarında toplam ölümlerin yüzde 9’u gerçekleşti. En çok kadın emekçinin yaşamını yitirdiği diğer işkolları ise yüzde 8 ile sağlık işkolu, yüzde 7 ile konaklama işkolu.
 
* Son yıllardaki kadın iş cinayetlerinde, kadın işçinin işyerinde ya da iş yolunda bir erkeğin şiddeti sonucu ölümlerindeki artış dikkat çekicidir. Yaşanan kadın iş cinayetlerinden 5’inin nedeni kadınların işyerindeki ya da işyerine dışarıdan gelen bir erkek tarafından katledilmesi ya da cinsel ve fiziki şiddet görmesidir. Bu durum işyerlerinin özellikle kadınlar bakımından güvensizliğini göstermeye yetiyor.”
 
2018’in ilk 10 ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren kadın işçilerin isimleri ise şu şekilde: 
 
“Dilek Can, Nazlı Çınar, Nazlı Ünal, Gül Kibar Duran, Nuray Deveci, Zühre Kurt, Hülya Demirkıraner, Necla Davulcu, Suna Yazıcıoğlu, Gizem Altunoğlu, Sümeyye Onay, Cansu Aklık, Nurcan Eres, Fatma Mılla, Sariye Diker, Fatma Çoban, Luıza Khatueva, Serap Ortakçı, Nihal Kasapoğlu, Ayçan İbrahim, Kefa İbrahim, Makbule Ünlü, İlknur Mehmetalioğlu, Havva Peker, Hatun Üstün, Ayşe Kork, Melihat Aytekin, Fadime Sarıoğlu, Hatice Bilgin, Bahtınur Bora, Gülizar Karaman, Zeynep Gündüz, Aleyna Hatun Budanır, Sevgi Gökçe, Hüsniye Celaz, Siyte Ali, Nadiye Bekçi, Dilek (Jiyan) Dayar, Tuğçe Kara, Tuğba Yıldırım, Gül Abdu, Badiea Muhammed, Ayşe Öztürk, Ümran Karadaş, Özlem Çağlayan, Leyla Çiçek, Fatma Seriner, Hacer Tülü, Naciye Çalışkan, Melahat D., Hadiye Öztürk, Mahiye Çetin, Nurhan Doğan, Şule Çet, Kezban Avcı, Züleyha Koymatoğlu, Nuran Demircioğlu, Saliha Aybüke, Burcu Aslan, Hediye Emre, Saime Tekin, Müesser Dursun, Aysel Özdemir, Lale Yıldırım, Merve Çavdar, Betül Altıntaş, Esma Başkurt, Ümmü Uçar, Büşra Mutlu, Döndü Arpaguş, Beril Gebeş, Melike Kuvvet, Eda Uslu, Yryskul Zheenbek Kyzy, Raziye Topçu, Ayşe Saylan, Leyla Saylan, Nimet Saylan, Selvi Balakan Mürüvet Özge, Özlem Gültekin, , Ayfer Altuner, Melek Korkut, Elif Özdemir, Büşra Boyacı, Feray Günay, Seher Kök, Meryem Çam.”