'Yoksullaşmaya karşı birlikte mücadeleye' mitingi başladı
- 15:43 22 Aralık 2018
- Emek/Ekonomi
İSTANBUL- KESK, DİSK, TMMOB ve TTB'nin "Yoksullaşmaya, işsizliğe, güvencesizliğe karşı birlikte mücadeleye" şiarıyla düzenlediği miting Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda başladı. Miting öncesi yapılan yürüyüşte hükümetin ekonomi politikaları eleştirildi ve "Zam zulüm işkence işte AKP" denildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), "Yoksullaşmaya, işsizliğe, güvencesizliğe karşı birlikte mücadeleye" şiarıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda miting düzenledi. Mitinge, Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP), Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER), Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) yanı sıra, KESK, DİSK, TMMOB, TTB, KESK eşbaşkanları Aysun Gezen ve Mehmet Bozgeyik, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP İstanbul İl eşbaşkanları Esengül Demir ile Cengiz Çiçek ve çok sayıda siyasi parti ve meslek odaları katıldı.
Dikilitaş'ta bir araya gelen kitle, mitingin düzenleneceği alana kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş esnasında "Çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak için iş emek adalet demokrasi", "Krize faşizme sömürüye asla pes etmeyeceğiz", "Kriz sizin direniş bizim", "Krizi kadınlar yaratmadı bedelini kadınlar ödemeyecek", "Rakamlar sahte yoksulluk gerçek" yazılı pankartlar taşındı. Yürüyüş boyunca "Çal çal nereye kadar, yetti artık buraya kadar", "Savaşa değil emekçiye bütçe", "Asgari değil insani ücret", "Parasız bilimsel demokratik eğitim", "Çiçek Otlu yalnız değildir", "İçerde dışarıda hücreleri parçala", "Yaşasın devrim ve sosyalizm", "Zam zulüm işkence işte AKP" ve "AKP gidecek biz kalacağız" sloganları atıldı. Yürüyüşte bulundukları binalardan fotoğraf çeken vatandaşlara "Fotoğraf çekmeyin sizin için sokaklardayız" denildi. Kim yurttaşlar bu çağrıya kulak vererek aşağıya indi.
Kitlesel olarak miting alanına giriş yapılırken, sahnede "Krize karşı emeğin hakları için omuz omuza" pankartı açıldı. Miting saygı duruşunun ardından başladı.
'Kutuplaştırma siyaseti ile temel haklarımıza göz dikiliyor'
Mitingde ilk olarak konuşan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, enflasyondan işsizliğe, yoksullaşmadan ekonomik durgunluğa kadar hayatın her alanını kâbusa çeviren kapsamlı bir ekonomik krizle karşı karşıya olduklarını ifade etti. Aysun, "Ülkeyi yönetenler 'en kötüsü geride kaldı, Ekonomi tıkırında, her şey yolunda' nutukları atmaya devam ediyor. Ancak halkın yüzde 99'u olarak bizim için yaşadığımız gerçek değişmedi. OHAL'i kalıcı hale getiren otoriter baskıcı rejimle, kutuplaştırma siyaseti ile temel haklarımıza göz dikiliyor" diye konuştu.
'Krizi emeğe yönelik saldırıların fırsatı haline getiriyorlar'
İktidarın tüm krizlerde olduğu gibi bu krizin faturasını da işçi sınıfına, emekçilere, yoksul halk kesimlerine çıkartmayı hedeflediğini kaydeden Aysun, "Üçte ikisi özel sektöre ve bankalara ait 467 milyar dolar dış borç 81 milyona ödetilmek isteniyor. Küçük bir azınlığın borcu, zamlarla, adaletsiz vergilerle, işsizlik tehdidiyle halkın yüzde 99'u olarak bizlerin sırtına yıkılmaya çalışıyorlar. Sadece yükü bizim sırtımıza yıkmakla kalmayıp krizi emeğe, doğaya yönelik saldırıların fırsatı haline getiriyorlar. Bunun için ülkeyi uçurumun eşiğine getiren neoliberal politikalara daha çok sarılıyorlar" sözlerini kullandı.
Aysun konuşmasına şöyle devam etti:
"En temel ihtiyaç maddelerinin yüzde elli zamlandığı koşullarda göstermelik olarak yapılan yüzde 10 indirim kampanyasını 'enflasyonla mücadele' diye göstererek hepimizi topyekun kandırmaya çalışıyorlar. Yılın sonunda asgari ücretlinin, işçinin, kamu emekçisinin, emeklinin maaş zammını düşük tutmak için enflasyonu düşük göstermeye çalışıyorlar. Sağlıkta acil durumlar dışında malzeme kullanılmasını engelleyen sözde 'tasarruf tedbirleri' ile hayatımızı tehlikeye atmaktan bile geri durmuyorlar. Ülkede yaşanan yıkıma kimse ses çıkarmasın diye tüm halk zapturapt altına alınıyor" diyerek Gezi Direnişinden bile suç icat edilmeye, ülkenin en demokratik eyleminden darbe, 'suç örgütü' çıkarılmaya çalışılıyor. Gerçek çıplaktır: AKP iktidarının sürdürdüğü, ithalata, betonlaşmaya, dış borçlanmaya, ranta, spekülasyona dayalı ekonomik model hızla çökmektedir."
'Krizin sorumluları emeğin haklarını gasp edenlerdir'
Krizin sorumlularının kimler olduğun sıralayan Aysun, "Türkiye'yi sermaye için cazip bir ülke yapmak adına emeğin en temel haklarını gasp edenlerdir. Şeker fabrikalarından kağıt fabrikalarına kamu birikimini özelleştirmeler yoluyla talan edip Türkiye'yi ithalata mahkum edenlerdir. Sosyal hak olarak tanımlanması gereken kamusal hizmetleri, yerli tarımsal üretimi, kentleri, doğayı imha eden politikaları hayata geçirenlerdir. Ülkenin kaynaklarını üretime değil yandaşa, halka değil şatafata, barışa değil savaşa kullanan siyasi iktidardır" diye konuştu.
'Emeğin haklarını yok eden KHK'ler iptal edilmelidir'
"Yüzde 1'in yarattığı krizin faturasının yüzde 99'a yıkılmasına artık yeter diyoruz" diyen Aysun, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamların geri alınmasını, zam yapılmamalıdır. Kriz bahanesi ile yaşanan işten çıkarmalara, ücretsiz izinlere son verilmelidir. Ücretlerimizde yaşanan erimenin satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak telafi edilmelidir. Asgari ücretin net 2 bin 800 TL olarak belirlenmesini ve tümüyle vergi dışı bırakılmalıdır. Emeğin haklarını yok eden KHK'lerin iptal edilmelidir. OHAL KHK'leri ile herhangi bir hukuki delil ve mahkeme kararı olmadan işinden ekmeğinden edilen tüm kamu emekçilerinin işine iade edilmelidir. Kadınların sürekli, güvenceli işlerde istihdam edilmesinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyoruz."
'Omuz omuza vermeye devam edeceğiz'
Aysun, "Bu ülkenin emekçi kesimleri, yoksullaştırılan halkı olarak artık nefes almak istiyoruz. Ülkemizde herkesin eşit, özgür bir biçimde barış ve huzur içinde, insanca yaşamasını istiyoruz. Gündüzleri işsiz kalınmayan, geceleri aç yatılmayan bir ülke, insanca bir yaşam, güvenceli bir iş, güvenli gelecek istiyoruz" diyerek, yoksulluğun, işsizliğin, güvencesizliğin kader olmadığına dikkat çekti.
Aysun, "Sağlam tek bir çarkın olmadığı bu düzeni değiştirmek, krize karşı emeğin haklarını savunmak için omuz omuza vermeye devam edeceğiz" dedi.
Miting konuşmalar ile devam ediyor.