Kriz, zam ve işsizlikle 2019’u karşılayan emekçiler: Sessiz kalmayacağız
- 16:20 22 Aralık 2018
- Emek/Ekonomi
İSTANBUL - Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda bir araya gelen emekçiler, ekonomik kriz, zam, işsizlik, güvencesizlik ve iş cinayetleriyle karşıladıkları 2019 yılında da sessiz kalmayacaklarını belirterek, “Yağma yok, bizim olanı, bir avuç patronu kurtarmak için vermeyeceğiz" dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), "Yoksullaşmaya, işsizliğe, güvencesizliğe karşı birlikte mücadeleye" şiarıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda gerçekleştirdiği miting konuşmalarla devam etti.
'KHK'ler gidecek kahkahalar kalacak'
KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen’in konuşmasının ardından Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ihraç edilen emekçiler, sahneye çağrıldı. KHK ile ihraç edilenler adına bir konuşma yapan Nuray Şimşek, "Biz etrafımıza örülen kafesin tepesine tırmanıp, o tepeden diktatörlere kahkaha atanlarız" diyerek, her şeye rağmen ellerini barışa uzattıklarını dile getirdi. Nuray, ardından "Bugüne kadar hiçbir diktatör karşında eğilmeyen başlarımız hala dimdik. Gözaltılarınız, tutuklamalarınız, hakkımızda açtığınız davalar, bizi yıldıramıyor. Biz bugünü de istiyoruz geleceğimizi de istiyoruz. Özgürlüğümüz ve onurumuz için direnmeye davam ediyoruz. KHK'ler gidecek kahkahalar kalacak" ifadelerini kullandı.
'Kimse krizi gizleyemez'
Ortak basın açıklamasını ise Flormar işçilerinden Nurhan Güler ile Dev Yapı İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut okudu. 2019 yılına enflasyon karşısında eriyen ücretler, bir biri ardına gelen zamlar, ödenemeyen borçlar, işsizlik ve iş cinayetleriyle girildiği belirtilen açıklamada, şöyle devam edildi: "Milyonlar yoksulluğa sürüklenirken, AKP bu yaşadıklarımıza 'kriz' demekten kaçınıyor. Sermayeyi kurtarmaya, krizin tüm yükünü emeğin sırtına yüklemeye çalışıyor. Çarşıda, pazarda fiyat etiketleri, eve gelen faturalar, aybaşında cebimize girdiği gibi biten maaşlar gün gibi ortadayken kimse krizi gizleyemez. AKP, krizi dış güçlerin ekonomik savaşı olarak sunuyor. Halka direniş ve fedakârlık çağrısı yapıyor. Dış güçlerin bir parmağı varsa yaşadıklarımızda o da bizzat AKP eliyle ülkemizde en vahşi biçimlerde uygulanan neoliberal-politikalardır, yaşadığımız kapitalist sistemin, neoliberalizm krizidir. Bu vahşi sömürü düzeni sürdürülemez hale gelmiştir. Ve 16 yıldır iktidarda olanlar bu sistemin temsilcisidir.
Krizin sorumlusu iktidardır
Krizin sorumlusunu dışarıda aramaya gerek yoktur. Krizin sorumlusu emek sömürüsünün derinleşmesi için elinden geleni yapan, 'Avrupa'nın Çin'i olacağız' diyerek ülkeyi sermaye için ucuz, güvencesiz emek cenneti haline getirenlerdir. Grevleri yasaklayan, sendikal örgütlenmeyi engelleyen, kıdem tazminatına göz diken, bir yandan da patronların vergi borçlarını silip, teşvik paketleriyle zenginliklerine zenginlik katan iktidardır. Yaşadığımız krizin sorumlusu ülkenin geleceğini betona gömen, köprüler, otoyollar, şehir hastaneleri gibi halk yararını hiçe sayan projelerle şirketlere garantiler vererek devletin kasasını boşaltan, yer altı ve yer üstü varlıklarımızı sermayenin yağmasına açan, bütçeden en büyük payı Milli Savunma Bakanlığı'na vererek savaş politikalarında ısrar eden iktidardır. Kamuya ait ne varsa özelleştiren, eğitim, sağlık, barınma, ulaşım gibi en temel kamusal hakları erişilemez kılan, son olarak şeker fabrikalarını da satan, tarımsal üretim altyapısını tahrip eden ülkemizi buğdaydan, mercimeğe, etten, samana dışa bağımlı hale getiren iktidardır bu krizin sorumlusu.
Sessiz kalmayacağız
2012 yılında 130 milyar Dolar olan dış borç bugün 500 milyar Dolar’a dayandı. Üstelik bu borcun yüzde 70'i özel sektörün borcudur. Bu borcu halka, emekçilere yıkmalarını kabul etmiyoruz. 16 yıldır ülkede üretilen 'zenginlikten' payını almayan halkın karşısına geçip şimdi ‘aynı gemideyiz’ edebiyatı yapanların hiçbir inandırıcılığı yoktur. İşçiye, emekçiye ‘haydi sıkın dişinizi, kemerlerinizi sıkın’ diyenlere bir kez de buradan sesleniyoruz; Sizin derdinizi biliyoruz, biz sessiz kalalım ki siz yüzde 1'i kurtarmak için kamunun kaynaklarını kullanın. Siz Saray’larda ejder suyu içip saltanat sürerken ekmeği küçülen halk krize sessiz kalmayacak. KHK'lerle, sorgusuz sualsiz ihraç edilen emekçiler sessiz kalmayacak. İş cinayetleri ve kölece çalışma koşulları altında emekleri sömürülen başta 3. Havalimanı olmak üzere işçiler krize sessiz kalmayacak. Üniversitelere ayrılan bütçe azalırken, geleceksizlik kaygısı her geçen gün artan gençler krize sessiz kalmayacak. Bir ömür çalışıp, aldıkları üç kuruş emekli maaşı da krizle birlikte eriyen emekliler krize sessiz kalmayacak. Ataerkil sistemde ezilen, kriz koşullarında güvencesiz ve ucuz işgücü kaynağı olarak görüldüğü için iki kat ezilen, emeği, varlığı değersizleştirilen kadınlar krize sessiz kalmayacak. Yağma yok, bizim olanı, bir avuç patronu kurtarmak için vermeyeceğiz. Bu gidişe dur demek gerekiyor.”
Daha sonra kriz karşısında emekçilerin haklarının korunması için talepler sıralandı. Bu mitingin son olmadığı belirtilen açıklamada, bunun başlangıç olarak görüldüğü ifade edildi.
Konuşma ve açıklamaların ardından miting, sahne alan Bandista müzik grubunun şarkılarıyla devam etti.