Esnaf Gülcan Akkaya: Bu kriz değil bir çöküş

  • 09:05 11 Ocak 2019
  • Emek/Ekonomi
DERSİM - Dersim merkezde esnaflık yapan Gülcan Akkaya, bir sene öncesine kadar yaptıkları alışverişi artık yapamadıklarını belirterek, “2018 yılı dahi iyi hallerimizdi. 2019 ise tam bir çöküş olacak. Çok farklı krizlerde yaşadık ama bu kriz değil bu bir çöküş” dedi. 
 
Türkiye, 2018 yılını ekonomik kriz ile geride bırakırken, giderek derinleşen krizin üzerini örtme çalışmaları ise sonuç vermiyor. Çünkü krizi en derinden hisseden esnaf ve emekçiler, gittikçe daha zor günler geçirdiklerini dile getirdi. Dersim merkezde mikrofon uzattığımız esnaf Gülcan Akkaya, yaşadıkları zorlukları dile getirdi.
 
‘Yaşanan en ağır kriz’
 
2011’den bu yana esnaf olan Gülcan, bu ekonomik krizin yaşanan en ağır kriz olduğunu vurguladı. Sabah saat 08.00’dan akşam 20.00’a kadar dükkanını açık tuttuğunu ancak 12 saat içinde sadece birkaç kişinin geldiğini ifade eden Gülcan, “İnsanlar alım gücü olmadığı için geldiği gibi gidiyor. Satışlarımız olmuyor. Bu Türkiye ekonomisinin dibe vuruğunun göstergesidir. Çok farklı krizler de yaşadık ama bu kriz değil bu bir çöküş” diye konuştu.  
 
‘Acısını en çok kadınlar yaşıyor’ 
 
“2018 yılı dahi iyi hallerimizdi” diyen Gülcan, 2019’u ise tam bir çöküş olarak gördüğünü söyledi. Bir yıl önce alabildiklerini artık alamadıklarını ifade eden Gülcan, “Markete gidip fiyatlara bakıp geri dönüyoruz. İnsanların alım gücü kalmadı. Maaşlarda iyileştirme yapılmadığı gibi her şey pahalılaştı. Elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyecek durumda değiliz. Kış ayları olduğu için daha da zorlanıyoruz. Kadın olarak da bunun acısını en çok biz hissediyoruz. Çocuklarımıza bir şeyler almak istiyoruz ancak bu anlamda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Buda hem psikolojik sağlığımızı hem de fiziksel sağlığımızı olumsuz etkiliyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘Korkuların üzerine gitmedikçe hiçbir şey düzelmez’
 
Hükümet’in birçok noktada politikalarını olumsuz olarak gördüğünü belirten Gülcan, şöyle dedi: “Ekonomik olarak da mutlu değiliz, sosyal yaşamımızda mutlu değiliz. Çocuklarımız okula gidip geliyor, ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz mutlu değiliz.  Yaşamın hiçbir alanında mutlu değiliz. Gerçekten kadınların bu mücadele içinde hep beraber olması gerekiyor. Erkekler her alanda savaş açmış zaten ülkemize, dünyaya karşı. Biz kadınlarda bir hareket olması gerekiyor. Burada özellikle bütün kadınların direnen bir halkla beraber olması gerekir. Eğer direnirsek, sorunların üstüne gidersek çözüm bulabiliriz. Medyalarında her şey iyi gösterilse de ben yaşamımda mutlu değilsem, çocuğuma, kendime bir şeyler veremiyorsam, sosyal yaşamımda, ekonomik yaşamımda mutlu değilsem hiçbir şey yolunda gitmiyor demektir. İnsanlar korku ve baskılardan dolayı kendini ifade edemiyorlar ama korkularımızın üstüne gitmedikçe de bazı şeylerin değişmeyeceğine inanıyorum.”