İmralı’da tutsak olan Veysi Aktaş’ın tahliyesi bir yıl ertelendi

  • 11:00 30 Nisan 2024
  • Güncel
İSTANBUL- Asrın Hukuk Bürosu düzenlediği basın toplantısında İmralı F Tipi Yüksek Güvenlik Cezaevi’nden tutsak olan Veysi Aktaş’ın tahliyesinin bir yıl ertelendiğini duyurdu Toplantıda konuşan avukat Rezzan Sarıca, “Gözlem kurulu kararıyla tahliyesinin 1 yıl ertelendiği bilgisini İmralı Cezaevi İdaresinden sözlü olarak edindik. İmralı kapıları özgürlük yönünde açılmalıdır” dedi.
 
Asrın Hukuk Bürosu, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 38 aydır haber alınamama durumuna ve  beraberinde tutulan 3 tutsaktan biri olan Veysi Aktaş’ın tahliyesinin 1 yıl ertelenmesine dair Beyoğlu'nda bulunan bürolarında basın toplantısı gerçekleştirdi. Açıklama metnini avukat Rezan Sarıca okudu.
 
 ‘Müvekkillerimizin sağlıkları ve tutulma koşulları hakkında hiçbir bilgiye sahip değiliz’
 
İmralı’da 38 aydır hiçbir şekilde haber alınamadığını ifade eden Rezzan, müvekkillerinin dış dünya ile bütün temas araçlarının aynı anda ve kesintisiz olarak engellendiğinin altını çizdi. Rezan,  “Avukat ve aileleriyle fiziki temas kuramadıkları gibi telefon ve mektup ile iletişimleri engellenerek asgari bir iletişim kanalına dahi izin verilmeyen bir mutlak iletişimsizlik seviyesidir. Bu engelleme hali yakın aile bireylerinin vefatı, salgın hastalık ve müvekkillerin ailelerinin doğrudan maruz kaldığı deprem koşullarında da devam etmiştir. Yarıda kesilen 25 Mart 2021 tarihli telefon görüşmesinden sonra her 4 müvekkilimizden de bir daha haber almak mümkün olmamıştır. Bu koşullarda müvekkillerimizin sağlıkları ve tutulma koşulları hakkında hiçbir bilgiye sahip değiliz” dedi.
 
Veysi Aktaş tahliye edilmedi
 
Disiplin yaptırımlarının ve kısıtlama kararlarının 4 müvekkillerine aynı anda uygulanmasının 5275 sayılı yasada yasaklanan toplu, zalimane, insanlık dışı cezaların uygulanması niteliğinde olduğunun altını çizen Rezan, “Olağanüstü hallerde dahi işkence ve kötü muamele yasağının askıya alınması mümkün değildir. Bu işkence ve kötü muamele durumu kesintisiz devam ederken kamuoyunun bilgisine sunmak isteriz ki; İmralı’daki müvekkillerimizden müebbet hapis cezasından hükümlü olan Sayın Veysi Aktaş, 28 Nisan 2024 tarihinde yasal olarak 30 yıllık cezasının infazını tamamlamıştır. Yani Pazar günü şartlı tahliye hakkı bulunduğundan serbest kalması yasal zorunluluk olmasına rağmen serbest bırakılmamıştır. Bu süre zarfında İmralı mutlak tecrit koşulları nedeniyle hiç olmazsa mektup yoluyla hukuki yardım sunup, tahliye işlemlerine dair görüşlerini almak istedik. Bu amaçla kendisine farklı tarihlerde iadeli taahhütlü olarak mektup gönderdik. Fakat bu mektuplara yanıt alamadık. Tecrit koşulları nedeniyle mektupların kendisine ulaşıp ulaşmadığını bile teyit edemiyoruz. Ayrıca yakın tarihlerde tedbir mahiyetinde savcılığa ve İnfaz Hâkimliğine başvurarak müvekkile hukuki yardım sunabilmek için infaz evraklarının örneğinin tarafımıza verilmesini talep ettik. Ancak bu taleplerimiz de cevapsız bırakıldı” diyerek Veysi Aktaş’ın tahliye edilmediğini duyurdu.
 
'İmralı Cezaevi İdaresi sözlü olarak iletti'
 
Rezan konuşmasına şu şekilde devam etti: “Sayın Aktaş’ın tahliye edilme zorunluluğu nedeniyle 28 ve 29 Nisan tarihlerinde avukatları olarak Sayın Aktaş’ı karşılamak ya da tahliyesine engel bir hal varsa bunu öğrenerek gereken itirazları yapmak için girişimlerimiz oldu. Ne yazık ki gözlem kurulu kararıyla tahliyesinin 1 yıl ertelendiği bilgisini İmralı Cezaevi İdaresinden sözlü olarak edindik. Bu karar açıkça yasaya ve hukuka aykırı olup Sayın Aktaş’ın özgürlüğünün gaspı anlamına gelmektedir. Sonradan yasalara getirilen aleyhe düzenlemelerle bu kararın alınması meşru değildir. Diğer taraftan talep etmemize rağmen 1 yıl erteleme kararı tarafımıza verilmemiştir. Gerek talep dilekçelerimiz gerekse de avukatları olarak vermeye yetkili olduğumuz itiraz dilekçelerimiz, ilgili merciler tarafından alınmamış, işleme dahi konmayarak görev suçu işlenmiştir.
 
Sürecin avukatsız yürütülmesi azami düzeyde şüpheleri haklı kılacak nitelikte
 
Sayın Aktaş’ın tahliyesinin engellenmesi, bu konuda başvuru kabul edilmemesi, bilgi paylaşılmaması, 38 aydır haber alamama koşullarında tutulan müvekkillerimizin durumunu daha da hassas kılmaktadır. Avukat ve aile ziyaretlerinin engellenmesinden öte, İmralı’nın farklı şahsiyet ve kurum ziyaretleri dahil olmak üzere denetim mekanizmalarının ziyaretine kapalı tutulması, yakın akrabaların vefatı, ağır hastalık ve doğal afet gibi durumlarda dahi temasa izin verilmemesi, müvekkillere ilişkin bilgi taleplerinin yanıtsız bırakılması, CPT raporunun açıklanmasına onay verilmemesi ve BM İnsan Hakları Komitesi’nin tedbir talebine geçen süreye rağmen uyulmaması ve bütün bunlarla beraber nihayetinde Sayın Aktaş’ın şartlı tahliye süresi dolmasına rağmen serbest bırakılmaması, bu sürecin avukatsız yürütülmesi azami düzeyde şüpheleri haklı kılacak nitelikte gelişmelerdir. 
 
Şikayet ve suç duyuruları cevapsız bırakılmakta
 
Müvekkillerimiz ilerleyen yaşlarına rağmen çok uzun süredir, sağlıkları bakımından yıpratıcı olan ağır cezaevi koşullarında tutuluyorlar.  Kronik sağlık sorunlarının yanı sıra gerek yaşa bağlı gerekse de uzun süredir tutuldukları ağır cezaevi koşulları nedeniyle bir dizi sağlık sorunlarına sahip olmaları kaçınılmazdır. Müvekkillerimizin maruz kaldıkları muamelenin işkence ve insanlık dışı olduğu iddiasına rağmen hükümlülerin infaz koşullarını gözetlemek ve dışarıyla ilişkilerini sağlamakla yükümlü olan İnfaz Hakimlikleri incommunicado tutulma haline gerekçe oluşturan yasak kararlarını doğrudan veren merci pozisyonundadırlar. Ancak sorumlular hakkında yapılan şikayet ve suç duyuruları cevapsız bırakılmakta, herhangi bir soruşturma yürütülmemektedir.
 
İmralı kapıları özgürlük yönünde açılmalıdır
 
Evrensel hukuk normları ve insanlık değerleri gereğince işkenceye karşı geliştirilecek her girişim aynı zamanda ülkenin demokrasiye ve insan haklarına duyarlı kılınması için de yüksek değer içermektedir. Bu nedenle kendini sorumlu hisseden herkesten hassasiyet beklediğimiz gibi yetkililerin bir an evvel yasal sorumluluklarının gereğini yerine getirmelerini ve işkence durumuna derhal son vermelerini bekliyoruz. İmralı kapıları özgürlük yönünde açılmalıdır. Bu kapsamda;  30 yıllık infaz sürecini bitirmesine rağmen özgürlüğünden alıkonan Sayın Aktaş’ın zaman kaybedilmeksizin serbest bırakılması ve İmralı’da tutulan müvekkillerimizin maruz kaldıkları 38 aylık alıkonma koşullarına derhal son verilerek; aile ve avukatları ile görüşmelerinin sağlanması yönündeki beklentilerimizi hak ve hukuktan, demokrasiden, insani vicdan ve değerlerden yana olan herkesin ilgisine sunarız.”