Kobanê Üniversitesi Yeni Suriye’yi konuştu

  • 20:00 15 Ocak 2025
  • Güncel
HABER MERKEZİ- Kobanê Üniversitesi’nin “Sessizlik İçinde Kobanê ve Rojava Direnişinin Sesi” konulu çalıştayında, demokratik ulus paradigması temelleri üzerinde kurulan Özerk Yönetim’in yeni Suriye’nin her tarafında çözüm modeli olarak benimsenmesi gerektiği belirtildi.
 
Kobanê Üniversitesi tarafından “Sessizlik İçinde Kobanê ve Rojava Direnişinin Sesi” konulu çalıştay düzenlendi. Fırat Kantonu'ndan çok sayıda öğretmen, öğrenci, akademisyen ve aydının katıldığı çalıştayda, Suriye'deki gelişmeler, Türkiye’nin saldırıları, Kürtlerin birliği ve savaşın eğitime etkisinin yanı sıra genel eğitim sorunları ele alındı.
 
Zoom üzerinden çalıştaya katılarak Suriye'deki son durumu değerlendiren Halk Savunma Birlikleri (YPG) Sözcüsü Nûrî Mehmûd, "İşgalci Türk devletinin ve çetelerinin bölgeye yönelik saldırıları devam ediyor. Ancak savaşçıların işgale karşı güçlü direnişleri de sürüyor. Baas rejiminin yıkılmasının ardından Heyet Tehrîr El Şam (HTŞ) yönetimi vahşi yöntemlerle halklara saldırdı. Gerçekten de Rojava Devrimi başladığında halklar, devrimci halk savaşı ruhuyla direndi. İşte o halklar bugün de devrimci halk savaşı ruhuyla mücadele edip savaşçıların yanında yer alıyor” dedi.
 
Baas rejiminin yıkılmasıyla birlikte Heyet Tehrîr El Şam'ın (HTŞ) Suriye'nin yeni rejimi haline geldiğini ve savaş gündemini sürdürdüğüne işaret eden Nûrî Mehmûd, “İşgalci Türk devleti, bu yeni Suriye sürecinde Kuzey ve Doğu Suriye halklarının yani Kürt, Arap ve Süryani halklarının statü sahibi olmamaları için özellikle Tişrîn Barajı ve Qereqozax bölgeleri başta olmak üzere saldırılarına aralıksız devam  ediyor” bilgisini verdi.
 
‘Kürtlerin birliği stratejik zorunluluktur’
 
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) üyesi Leyla Şemsedîn Ehmed, "Bu süreçte özellikle Kürtlerin birliği üzerinde duruluyor. Ulusal Kongrenin yapılması çağrısı da yapıldı. Çünkü halkın ve bölgenin buna her şeyden çok ihtiyacı var. Bu temelde siyasi çelişkilere rağmen Kürtlerin birliği stratejik bir zorunluluktur. Bu birlik ile dünya ülkelerinin önüne daha da güçlenerek çıkabilirler ve güçlü bir tutum ortaya koyabilirler" diye konuştu.
 
‘Kobanê sembol haline geldi’
 
Kobanê Üniversitesi Eşbaşkanı Şervan Muslim ise, savaşların eğitim üzerindeki olumsuz etkilerinin  herkesin malumu olduğunu belirterek, Rojava’da özellikle Fırat bölgesindeki kurumların etkilendiğini söyledi.
Erbil Üniversitesi Profesörü Thomas Schmidinger de, "Kobanê, Avrupa siyasetinde ve kamuoyunda gündemin üst sıralarında yer alıyor. Şu anda Kobanê'nin özgürleştirilmesinin 10'uncu yılını yaşıyoruz. DAİŞ ve Türk devletinin saldırılarından kaynaklanan durumu, Kobanê’nin DAİŞ saldırılarında nasıl bir sembol haline geldiği ve DAİŞ'in yenilgiye uğratılmasında nasıl bir rol oynadığı değerlendirildi” dedi.
 
Daha sonra çalıştayın sonuç bildirgesi okundu:
 
“*Yeni Suriye’de yerel bir sistem ve tüm bileşenlerin haklarını koruyan bir adalet anlayışının olması gerekiyor.
 
*Demokratik ulus paradigması temelleri üzerinde kurulan Özerk Yönetim, yeni Suriye’nin her tarafında çözüm modeli olarak benimsenmeli.
 
*Demokratik Suriye’nin kadın özgürlüğü temelinde inşa edilmesi gerekiyor. Ayrıca yeni Suriye’de kadınların yaşamın her alanında (yönetim, anayasa, meşru savunma vb.” temel unsur olarak yer alması gerekiyor.
 
*Demokratik Özerk sistemle dinci, ırkçı ve cinsiyetçi sorunlara karşı mücadele edilmeli.
 
*Demokratik Kürt ulusal birliği için hızlıca pratik görüşmeler ve girişimlere başlanmalıdır. Kürdistan ulusal kongresinin kurulması için belirleyici adımların atılması gerekiyor.
*Kürt halkının da diğer halklar gibi haklarına sahip olabilmesi için Suriye’nin yeni anayasasında hakları teminat altına alınmalı.
 
*Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerindeki eğitimin durumu istatistik ve verilerle kamuoyuna açıklanmalı.
 
*Düşmanın, halka yaptıklarını, çocukların ve öğrencilerin eğitim haklarından mahrum kalmasına neden olan eylemleri paylaşılmalı. Belgeler yoluyla uluslararası kamuoyuna açıklanmalı.
 
*Kuzey ve Doğu Suriye halklarının değerlerini savunan Demokratik Suriye Güçleri (QSD), tüm Suriye’yi savunacak bir proje olmalı.
 
*QSD öncülüğünde yürütülen Tişrîn Barajı ve Qerekozak Köprüsü direnişi, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının özgürlük ışığı olacak.
 
*Devrimci halk savaşının örgütlenmesi meşru savunma ve özgür toplumun sağlanması zihniyetiyle mümkündür.”