
Gazi Katliamı'nın 30'uncu yıldönümünde anma
- 18:17 12 Mart 2025
- Güncel
İSTANBUL- Gazi Katliamı'nın 30'uncu yıldönümü dolayısıyla yapılan anmada, Alevilere yönelik hak ihlalleri ve adaletsizliğin devam ettiği belirtilerek, "Aleviler barışta ve demokratik uluslaşmada sorumluluk almalı, özgür, eşit yurttaşlar olmalıdır" denildi.
İstanbul’un Sultangazi ilçesine bağlı Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995'te 22 kişinin katledildiği, yüzlerce kişinin yaralandığı katliamın 30'uncu yıldönümünde yüzlerce yurttaş Gazi Eğitim ve Kültür Vakfı (Cemevi) önünde bir araya geldi. 12 Mart Platformu'nun çağrısıyla yapılan anmaya Gazi ve Ümraniye katliamlarında hayatlarını kaybedenlerin yakınları, siyasi parti temsilcileri katıldı. "Gazi'de düşene, dövüşüne bin selam. Gazi ve Ümraniye şehitleri ölümsüzdür" pankartının açıldığı anmada sık sık, "Gazi şehitleri ölümsüzdür", " Gazi'de düşene dövüşene bin selam" ve "Aleviler yalnız değildir" sloganları atıldı.
Anma, katliamda katledilenler anısına yapılan anıtın açılışı ile başladı.
Anıt açılışının ardından konuşan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşbaşkanı Kadriye Doğan, katledilenleri anarak, Türkiye'de toplumsal barışın sağlanması konusunda Alevilere ciddi bir rol düştüğünü vurguladı. Kadriye Doğan, Türkiye toplumunun büyük bir kesiminin Alevilerden oluştuğunun belirterek, "Tüm halkların ve inançların bir arada özgür, eşit yurttaşlık temelinde yaşayabileceğimiz günler uzak değildir. Yeter ki bizler de bu konuda sorumluluk alalım. Aleviler barışta ve demokratik uluslaşmada sorumluluk almalı, özgür, eşit yurttaşlar olmalıdır" dedi.
'Kerbela'dan bugüne kadar çok acı yaşandı'
Ardından konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Kerbela'dan bugüne kadar çok acı yaşadıklarını ifade ederek, "Biz bu acıları niye yaşıyoruz? Bir pirimiz, bir kurum temsilcimiz bugüne kadar bir katliam için fetva vermedi. Ama bugün dahi, her gün sosyal medyalarda, kimliğimize, inancımıza, dilimize karşı çok kindar söylemler söyleniyor. Onun için açılan anıtın huzurunda hepimizin sorumluluğu var. Buradan söz veriyoruz. Bu ülkede Ortadoğu'da bütün halkların kendi kimlikleriyle, dilleriyle, inançlarıyla özgür bir şekilde yaşadığı günleri elbette getireceğiz" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Gazi Cemevi önündeki kitle katliamın yaşandığı eski postane önüne yürüdü.
'Katillerin amacı halkı birbirine kırdırmak suretiyle Alevi-Sünni çatışması yaratmaktı'
Konuşmaların ardından basın açıklamasını katliamda katledilen Mehmet Gündüz'ün kızı Sinem Gündüz okudu. Sinem Gündüz, "Sevgili dostlar bundan tam 30 yıl önce; 12 Mart 1995'te Mesut Efe'ye ait ticari taksiyi gasp eden katiller mahallemizde, dört kahvehaneyi ve bir pastaneyi kurşun yağmuruna tuttular. Bu esnada Doğu kahvehanesinde bulunan Halil Kaya Dedemiz hayatını kaybederken, 5'i ağır 25 canımız yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Aracı gasp edilen Mesut Efe boğazı kesilerek ve sonra da aracı yakılarak öldürüldü. Gazi halkı için bu tür saldırılar yeni değildi. Baskı, terör hiçbir zaman eksik olmamıştı. Gazi halkı alışıktı böyle saldırılara, ama alışık olmak kanıksamak anlamına gelmiyordu, tam tersine öfkeyi kabartıyordu, kabaran bu öfke ile halk bir anda sokakları doldurdu. Eli kanlı katillerin amacı halkı birbirine kırdırmak suretiyle Alevi-Sünni çatışması yaratmaktı. Gazi halkı provokasyon yapanların hedefini biliyordu. Amaç Gazi'de devrimci muhalefeti sindirmek ve tüm demokrat halka gözdağı vermekti. Saldırı Alevisi ve Sünnisi ile yoksul halkımızaydı. Katillerin yakalanmasını ve cezalandırılması isteyen Gazi halkına bu kez de halkın canı ve malını korumakta görevli olması gereken devlet güçleri tarafından, dünya basının gözü önünde, hedef göstererek, otomatik silahlarla ateş edilmiştir. Bulunduğumuz ve karanfillerimizi bıraktığımız bu yerde, onlarca kişinin ölümü, yüzlerce kişinin yaralanmasına neden oldu" dedi.
'Hak ihlalleri ve adaletsizlik her yönü ile devan ediyor'
Katliamdan sorumlu kişilerin cezalandırılmadığını vurgulayan Sinem Gündüz, "Hakkında dava açılan polislerden Adem Albayrak'a 4 kişiyi öldürmekten 3,5 yıl, Mehmet Gündoğdu ya da 2 kişiyi öldürmekten 1 yıl 8 ay ceza verildi. Değerli Dostlar, günlerce süren olaylardan sadece iki polis sorumlu tutuldu. Gazi'de yaşanan bu katliamdan dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Mentese, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Hanife Avcı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayrı Kozakçıoğlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir sorumludur. Geçmişten bugüne Koçgiri'de, Dersim'de, Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta, 19 Aralık Hapishanelerinde, Gezi'de, Cizre'de, Suruç'ta, Roboski'de ve Ankara Garı'nda aynı zihniyet tarafından Türkiye halklarına zulüm reva görülmüştür. Alevilere yönelik hak ihlalleri ve adaletsizlik her yönü ile devan ediyor. En son Madımak Katliamı davasında hükümlü olan katiller Anayasa Mahkemesinin aldığı bir karar gerekçe gösterilerek serbest bırakılmıştır. Biz yakanları da, aklayanları da affetmeyeceğiz." diye belirtti.
Açıklamanın ardından kitle mezarlığa doğru yürüdü. Mezarlıkta da aynı basın açıklamasının okunmasının ardından anmaya son verildi.