
Dêrsim Tertelesi 88’inci yılında: Devlet suçlarıyla yüzleşmiyor
- 09:07 4 Mayıs 2025
- Güncel
DÊRSİM- Dêrsim Tertelesi, 88’inci yılını geride bırakırken devlet, işlediği suçlarla yüzleşmemekteki ısrarını sürdürüyor. Binlerce insanın yaşamını yitirdiği katliamın izleri ise hâlâ Dêrsim’de hissediliyor.
Dêrsim’de, 4 Mayıs 1937-38 yılları arasında Türkiye’nin Bakanlar Kurulu kararıyla “Tunceli Tenkil Harekâtı” adı altında başlatılan ve binlerce insanın hayatını kaybettiği Dêrsim Tertelesi’nin üzerinden 88 yıl geçti. Devlet, aradan geçen zamana rağmen işlediği insanlık suçu ile hâlâ yüzleşmedi. Dêrsim’de Kürt Aleviler, tüm dil ve inançlarla birlikte özgür bir yaşam sürdürmekteydi. Bu toplumsal yapı, dönem dönem iktidarları rahatsız etti. Dêrsim’e yönelik saldırılar, 1937 yılından önce tüm aşiretlerin silahlarını devlete teslim etmelerinin istenmesiyle başladı. Ancak aşiretler bu talebi kabul etmedi. 1937 yılına gelindiğinde, kent adeta bir izdiham alanına döndü.
Tarihler 4 Mayıs’ı gösterdiğinde, Bakanlar Kurulu kararıyla yaklaşık 70 bin Dêrsimli katledildi. Bu katliama, başlattıkları isyanla karşı çıkmak isteyen Seyit Rıza, 16 yaşındaki oğlu Huseynik ve arkadaşları idam edilerek katledildi.
Sürgünler ve Dêrsim’in kayıp kızları
Soykırım sadece katliamla sınırlı kalmadı. Resmi verilere göre 11 bin 818 kişi batıya sürgüne gönderildi ancak yerel kaynaklar yıllarca bunun iddia edilen rakamdan daha fazlası olduğunda ısrar etti. Burada aynı zamanda katledilen ailelerin çocukları da birçok zorluğa maruz kaldı. İddia edilenlere göre birçok kız çocuğuna askerler tarafından el konularak başkalarına evlatlık verildi. Bazı çocuklar Sıdıka Avar tarafından “medenileştirilmek” üzere Yatılı İlköğretim Bölge Okullarına (YİBO) gönderildi. Yerel halk burada alınıp evlatlık verilen çocuklar için “Dêrsim’in kayıp kızları” dedi. Aileler uzun zaman kız çocuklarının akıbetinin peşinden koştular, çoğu bunu göremeden hayatını kaybetti. Bu konuyla ilgili belgeseller yapıldı ve tanıklarla görüşülerek gerçekler aydınlatılsa da hiçbir zaman gerekli adımlar atılmadı.
Dêrsim Tertelesi ve kadınlar
Yaşamın her alanında olduğu gibi, Dêrsim’de yaşanan soykırım öncesi kadınlar ayrıca hedef alındı. Siyasetçiler birçok yazılarında ve röportajlarında “makul” kadın imgesine uymayan, baş kaldıran Dêrsim kadını üzerine “tasvirler” yapacak gazete yazıları ve raporların katliamların hazırlığı olduğunu belirtti. Soykırımın ardından kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere hiç bilmedikleri tanımadıkları insanların yanına gönderildi. Bazı kadınlar tanımadığı ve rızası olmadığı erkeklerle evlendirildi.
Soykırım aydınlatıldı, adalet sağlanmadı
Birleşmiş Milletlerin 1948 yılında kabul ettiği Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi çerçevesinde Dêrsim’de yaşananların Soykırım Suçunu oluşturduğu doğrulanmasına rağmen yapılan soykırımla henüz bir yüzleşme gerçekleştirilmedi.
Tertelenin etkisi devam ediyor
Dêrsim katliamının üzerinden 88 yıl geçti ancak katliamın izi hala duruyor. Burada yaşayan halkın sürgüne zorlanmasıyla kentte yerli halkın sayısı çok az. Bununla beraber anadilin yok olma tehlikesi her geçen gün şiddetini arttırmakta. Dêrsim’de artık öğrenciler, dışarıdan gelen halk ve devletin “güvenlik” amaçlı yerleştirmiş olduğu emniyet güçleri dolduruyor.
HES’lerle insansızlaştırma politikası
Tertelenin etkisi yalnızca dil, inanç ve yerleşim yerine yapılan saldırılar ile sınırlı kalmadı. Özellikle son yıllarda burada HES’lerle, maden ocakları ile doğa katlediliyor, tahrip ediliyor ve bu Dêrsim’in daha da insansızlşamasına yol açıyor.