ANKARA - 15 Şubat uluslararası komployu protesto eden  8 kadın tutsağa 1 ay boyunca telefonla haberleşme yasağı getirilirken 1 kadın tutsağa ise ziyaretçi yasağı getirilerek, iletişim hakları engellendi.

 

Aralarında Kürt Siyasetçi Leyla Güven’in olduğu Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde kalan 10 kadın tutsak 15 Şubat 2025’te Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komployu proteste etmişti.  Cezaevinde yapılan protestoda kadın tutsaklar, zılgıtlar, sloganlarla komploya karşı direniş göstermişti. 

 

Cezaevindeki tutsak Zelal Bilgin, , Melike Göksu, Saadet Akın, Selver Yıldırım, Özlem Demir, Leyla Güven, Rihan Kavak Özbek, Zeliha Ustabaş, Sevim Ekin hakkında disiplin soruşturması başlatılmış, tutsaklar karara itiraz dilekçelerini sunmuştu. 

 

‘Devlet Sayın Öcalan’ı muhatap almaktadır’

 

Disiplin soruşturmasına itiraz eden Leyla Güven savunmasında şunları belirtti:  “Bizim için 15 Şubat demek sayın Öcalan’ın uluslararası bir komplo ile Türkiye’ye teslim edildiği anlamına gelmektedir, 1999 yılından bugüne kadar bir Kürt kadını olarak 15 Şubat gününü kınıyor ve kabul etmiyorum, ben dışarıdayken bunun hakkında panellere ve seminerlere katılıp konuşmalar yapmaktaydım, ben cezaevinde bulunduğum süre içinde de her 15 Şubat’ı eylemlerim ile sayın Öcalan'a yapılmış¸ bir komplo değil, bütün Türk ve Kürt halkına yapılmış¸ bir komplo olarak görmekteyim, bugün de Türkiye Devleti sayın Öcalan ile görüşmeler yapmaktadır, sayın Öcalan'ı muhatap almaktadır, asıl muhatap alınan kişinin sayın Öcalan olduğu söylenmektedir öyle değil mi? 

 

‘Mahkemelerde süreçte üzerine düşeni yapsın’

 

Burada da şu ortaya çıkmaktadır ki biz duruşumuz ile sözlerimiz ile ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkmaktadır, biz hiçbir zaman ve durumda Türkiye Devletine bir düşmanlık beslemedik, biz Kürtler olarak bugüne kadar kendi dilimizi ve kültürümüzü yaşamak istedik ve özgür olmak istedik, Türkiye halkı ile yaşamak istedik, bu barış sürecinin teminatı da sayın Öcalan’dır, ondan dolayı da 15 Şubat komplosunu protesto ettim, yaptım ise ben yaptım dedim, geri durmadım, bundan dolayı da cezaevindeyim ve ceza aldım, 35 yıldır ben siyasetin içindeyim, bugüne kadar ne yaptım ve söyledim ise her zaman yaptıklarımı kabul ederek arkasında durdum, mahkemeler karşısında da ben yaptım ve söyledim dedim, kendi düşüncelerimi ve fikirlerimi kamuoyu ile paylaştığımdan dolayı 40 yıla yakın ceza aldım, bunlar sadece düşüncelerimi ifade etmekten dolayıdır, şimdi de şuanda da mahkemeden affedilmeyi talep etmiyorum, affedilecek bir şey yapmadım, gerçeklerin ortaya çıkmasını talep etmekteyim, bu dönemde en büyük ihtiyacımız budur, bu dönemde bu süreç¸ içerisinde mahkemelerin de üzerine düşeni yapıp rollerini yerine getirmesi gerekmektedir, sayın Bahçeli gerçekten de büyük bir risk üstlenmiş¸ durumdadır, ama şuan da Sincan Cezaevi yönetimi bu sürece aykırı adımlar atmaktadır, bu da tabii ki onların kendi düşünceleridir, kendi istekleridir, biz buna da karışamayız.” 

 

Telefon yasağı

 

Tutsakların itiraz dilekçeleri mahkeme tarafından reddedilerek, "Bir ay süreyle haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama (telefon yasağı) disiplin cezası ile cezalandırılmasına…” kararı verildi. 

 

Kadın tutsağa ziyaretçi yasağı

 

Daha önce benzer bir eylem nedeni ile hakkında disiplin soruşturması açılan ve ceza alan Sevim Ekin’e ise 1 ay boyunca görüş yasağı getirildi.