
Gazeteciler: Gurbetelli’nin açtığı alanda nefes alabiliyoruz
- 09:05 7 Ekim 2025
- Güncel
Neslihan Kardaş
WAN - Gurbetelli Ersöz’ün yaşamını yitirişinin yıldönümü olan 7 Ekim Kürt Kadın Gazeteciler Günü’nün önemine dikkat çeken gazeteciler, “Gurbetelli gibi yaşamını yitiren pek çok kadın gazetecinin açtığı alanda biz nefes alabiliyoruz. Gurbetelli Ersöz, bize ilham oluyor. Özgür basın gerçeği ve hakikati anlatmaktır” dedi.
Gurbetelli Ersöz, 1965’te Elazığ’da dünyaya geldi. Çukurova Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünü bitiren Gurbetelli Ersöz ardından akademik kariyerine başladı. 1990’lı yılların yoğun baskı ve sansür ortamında Özgür Gündem gazetesinde Yazı İşleri Müdürlüğü yapan Gurbetelli Ersöz, üstlendiği bu rolle Türkiye ve Kürdistan’daki ilk kadın Yazı İşleri Müdürü olarak tarihe geçti. Kadınların kalemiyle hakikati görünür kılmasının öncülerinden biri olan Gurbetelli Ersöz, devlet baskısı ve soruşturmalarla karşı karşıya kaldı. Tutuklanıp, cezaevinde kaldıktan sonra gazetecilik yapması engellenen Gurbetelli Ersöz, mücadelesini başka bir alanda sürdürme kararı alarak, 1997’de Özgürlük Hareketine katıldı. Aynı yılın 7 Ekim’inde Dêrsim’de çıkan bir çatışmada yaşamını yitiren Gurbetelli Ersöz, hem bilim dünyasında hem basın alanında hem de kadın özgürlük mücadelesinde silinmez izler bıraktı.
Gurbetelli’nin yaşamını yitirmesinin ardından ise kadın gazeteciler onun bıraktığı mirasla özgür basında mücadelelerini sürdürüyor. Gurbetelli Ersöz’ün yaşamını yitirdiği 7 Ekim tarihi ise Kürt Kadın Gazeteciler Günü olarak ilan edildi. Kadın gazeteciler, yaşadıkları tüm zorluklara ve engellemelere rağmen Gurbetellİ Ersöz’ün kadın gazeteciliğinde yaktığı mumun ışığında çalışmalarını sürdürüyor.
Kürt kadın gazeteciler, Gurbetelli Ersöz’ün bıraktığı kadın gazetecilik mirasına dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Bir mirasın bize bu alanda yer açtığını fark ediyoruz’
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) Wan Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Ceylan Şahinli, toplumsal alanda bile yer alamayan, varlığı kabul edilmeyen kadının, bilgiyi alan, paylaşan, söz kuran bir yerde olmasının kendisi için çok değerli olduğunu söyledi. Kadın gazetecilerin, bu alanda sadece gazeteciliğin zorluğuyla, devletin baskısıyla değil, aynı zamanda feodal, erkek-devlet zihniyeti ile de karşı karşıya kaldığını ifade eden Ceylan Şahinli, “21’inci yüzyıldayız ve bir kadın yüzyılından bahsediliyor. Her yerde bir kadın mücadelesi yükseliyor ama bu atmosferde bile hala bu alanda kendimize çok zor yer bulabiliyoruz. Bu yer bulmada ise aslında bir mirasın bize bu alanda yer açtığını, bir mirasın üzerinde olduğumuzu fark ediyoruz. Gurbetelli Ersöz de bu mirasın öncülerinden biri. Pek çok kadın gibi 90’lardaki devlet şiddeti ile yüz yüze kalmıştı. Erkek devlet şiddeti, toplumun içerisindeki feodal yapı ve eril zihniyeti aşıp bugüne, bizim için bir miras bıraktı. Alanda çalıştığımız, nefes aldığımız sürece bunu hissederek, hareket ediyoruz. Gurbetelli gibi yaşamını yitiren pek çok kadın gazetecinin açtığı alanda biz nefes alabiliyoruz” dedi.
‘Kadının kalemi farklı bir gözün de var olduğunun göstergesi’
Varlık olarak bile tanınmayan kadın gazetecilerin şimdi hem özneyi kadın olarak bellediklerini hem de sözü kendilerinin kurduğunu belirten Ceylan Şahinli, “Kadının zihniyeti, kadının kalemi farklı bir gözün de var olduğunun göstergesi. Bu yüzden, kadının kalemi, kadının dili, kadının söz kurması çok önemli. Biz Kürt kadın gazeteciler olarak, toplumsal alanda herhangi bir söz kurmak istediğimizde devletin baskı mekanizmaları ile karşı karşıya kalıyoruz. Devletin kendi algı mekanizmalarıyla gerçekliği, hakikati çarpıtması ya da üzerini örtmesi başlı başına büyük bir sorun. Yaşanılanların bir de kadın gerçekliği ile buluşması bize iki ezilmiş kimliği veriyor” şeklinde konuştu.
‘Onların canlarını vererek açtığı alanda nefes alıyoruz’
Beş senedir muhabirlik yaptığını dile getiren Ceylan Şahinli, “Nefes aldığım her alanda bir mücadelenin biliciyle çalıştım. Çünkü insanlar sırf bize bir miras bırakabilmek için bu yolda şehit düşüyor, canını veriyor. Buna yakın tarihte yaşanan bir örneği verebiliriz. Rojava’ya dönük saldırılar başlamıştı, iki haftalık bir süre boyunca iktidar ve iktidara yakın medya organları Tişrîn Barajı’nın düşürüldüğünü, işgal edildiğini haberleştiriyordu. Biz Cihan Bilgin oraya gittiğinde aslında Tişrîn Barajı’nın düşmediğini öğrendik. Cihan oraya giderken de bu haberleri yaparken de hedef olacağını çok iyi biliyordu. Müthiş bir cesaret, dirayet iradeyle oraya gitti ve haber yaptı. Bizler de hakikati ondan öğrendik. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk yönetimi içerisinde yaşayan milyonlarca insan var. Kürt halkının gözleri oradaydı. Cihan’ın haberleri orada yaşayan halk için moral oldu. İktidar ise kendi haberlerinin boşa düşürülüşünü kabullenmedi. Bunun sonucunda da Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ı hedef alarak, katlettiler. Onlar sadece bu haberi yapmak için kendi canlarını verdiler. Yani onların canlarını vererek açtığı alanda nefes alıyoruz. Gittiğimiz her yerde bunu hissediyor ve bunun bilinciyle hareket etmeye çalışıyoruz. Aslında onların irade mirasını devraldık. Bizler de haberlerimizle, gittiğimiz her yerde ve attığımız her adımda bunun sürdürücüsü olacağız. Özgür Basın benim için kadın mücadelesi ile eklemlenmiş bir alan. Özgür basın benim için sadece bir çalışma alanı değil, bir yaşam tarzı” sözlerine yer verdi.
‘Birilerinin başardığını bilmek bize de cesaret veriyor’
Van Bölge Haber muhabiri Büşra Tekin de Gurbetelli Ersöz’ün, ilk Kürt kadın Genel Yayın Yönetmeni olduğunu hatırlatarak, “Bu açıdan baktığımızda ilkler her zaman dikkat çekici olmuştur. Biz kadın gazeteciler açısından da bu çok önemli. Toplumda bazen gideceğimiz yolu şaşırıyorken, birilerinin başardığını bilmek bize de cesaret veriyor. Bu noktada bize ilham da oluyor. Bizler sadece gazeteci olduğumuz için değil, kadın olduğumuz için de hayata 1-0 geride başlıyoruz. Her meslekte kadınlar arka planda bırakılıyorlar. Bu durum erilleşen toplumun beraberinde getirdiği bir şey. Bu yapıyı kırmak da bizim eylem ve faaliyetlerimize bağlı. Zaten gazetecilik demek insanın içinde eylem ruhunun olması demek. Bir yerde bir haksızlık görüyorsak buna karşı ses çıkarmak gerekiyor. Bunu kadın kimliği ve gazetecilik kimliği ile bağdaştırdığımızda ise 2-0 gerideyiz demek oluyor ama bu noktada ısrarla bu yolda yürümek hem topluma hem de kadın gazetecilere örnek oluyor” şeklinde kaydetti.
‘Özgür basın için her gün bir şey yapıyorsak bu bizim için değerlidir’
Basının, insanlığın ilk tarihinden bu yana her zaman çok önemli bir yerde olduğunun altını çizen Büşra Tekin, “Geçmişten, günümüze bu kadar önemli olan bir alanın önüne setler kurulduğunu görüyoruz. İlk tarihlerden beri basın, insanlara bir şeyleri haber verdiği için hedef alınıyor. Benim için de özgür basın bu setlerin, duvarların örülmediği, en azından gazeteciler olarak bir haber yaparken, ‘ben bunu olduğu gibi, tarafsız yapacağım’ dediğimiz bir yerdir. Geçmişten bu yana maalesef önümüze setler konmaya devam ediliyor. Bunları aşmak için bir savaş veriyoruz. Gerçek anlamda özgür olan bir basını ne zaman elde ederiz bilmiyorum ama bazen sonuçtan çok, verilen mücadele daha önemlidir. Yani özgür basın için her gün bir şey yapıyorsak bu bizim için değerlidir” sözlerini kullandı.
‘Gubetelli bizlere ilham oldu’
Van Bölge Haber muhabiri Edanur Kuş ise Gurbetelli Ersöz’ün kadın gazetecilere, cesareti, direnişi ve korkmamayı miras bıraktığına işaret ederek, “Onun çalıştığı dönemlerde çok fazla baskı vardı ve o dönemde kendisi önemli roller üstlendi. Bu yönüyle bize ilham oldu ve bizim içimize o ilhamı miras bıraktı” dedi.
‘Özgür basın gerçeği, hakikati anlatmaktır’
Sahada yaşadıkları sorunlara değinen Edanur Kuş, “Bir habere gittiğimiz zaman çok fazla erkek gazeteci var ve bizi arka plana atmaya çalışıyorlar. Bu durumları sadece kadın olduğumuz için yaşıyoruz. Bu durumla sadece sahada değil çalıştığımız kurumlarda da yaşıyoruz. Çünkü patron, çalışan ilişkisi oluyor. Sahaya çıktığımızda yaşadığımız en büyük zorluk ise tacize uğrayabiliyoruz, şiddete maruz kalabiliyoruz. Baktığımızda öldürülen birçok kadın gazeteci var ve sadece gazetecilik yaptıkları için öldürüldüler. Özgür basın gerçeği ve hakikati anlatmaktır” ifadelerini kullandı.