Özgür Basın’da yeni bir soluk: Jin

  • 09:03 14 Mart 2023
  • Kültür Sanat
 
Rozerin Gültekin 
 
İSTANBUL - Yeni Yaşam Kadın Eki’nin yenilenerek haftalık olarak “Jin” adıyla yayınına devam etmesine ilişkin değerlendirme yapan gazetenin editörü Hicran Urun, bu güne kadar Ortadoğu’dan Şili’ye dünyanın birçok yerindeki kadınlara mikrofon uzattıklarını belirterek bundan sonra da inandıkları değerler temelinde emek vermeyi sürdüreceklerini vurguladı. Hicran, neden “Jin” dediklerini de “Jin eşittir kadın mücadelesi demek” sözleri ile ifade etti. 
 
Özgür basın geleneğinden gelen Kürt kadın gazeteciler yıllardır katledilmelere, baskılara, tutuklamalara karşı kadın bakış açısıyla gerçekleri yazmak ve halk arşivi oluşturmak için çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu çalışmalardan bir olan ve 15 günde bir yayımlanan, 53 sayısı okuyucularla buluşan Yeni Yaşam gazetesinin Kadın Eki,  5 Mart itibariyle “Jin” adı ile  haftalık olarak okuyucuları ile buluşmaya başladı.  Haftalık olarak dijital ortamda yayına devam eden Jin’e ilişkin Yeni Yaşam gazetesi Editörü Hicran Urun değerlendirme yaptı. 
 
Özgür basın geleneği sürdürülüyor…
 
Yeni Yaşam Kadın Eki’nin özgür basın tarihi için yeni bir çalışma olmadığını belirten Hicran, Gurbetelli Ersözlerden bugüne dayanan bir kadın mücadelesi ve kadınların sesini duyurmak için özgür basının alanlar oluşturduğunu söyledi. Hicran, “Daha önce Özgür Gündem gazetesinde Binevş vardı ayrı kadın dergisi olarak. Bu geleneği sürdürmek ve sürece cevap olmak adına Yeni Yaşam Kadın Eki olarak yola çıktık. Tüm dünyada kadın hareketi bu kadar konuşulurken, ciddi bir güç iken özgün olarak sesini yansıtacağı kadın basın alanına ihtiyaç vardı. Yola çıktığımızda olumlu geri dönüşler aldık bu bizi çok mutlu eden bir şeydi” dedi.
 
‘Kadın mücadele tarihi açısından bir arşiv’
 
Yola çıktıkları dönemde Türkiye’de baskının arttığını, kadın haklarının gasp edildiğini ve buna karşı da kadınların alanlarda sesini yükselttiğini hatırlatan Hicran, direnen kadınların sesini yansıtacak bir yayımcılığa olan ihtiyacın her geçen gün büyüdüğünü ifade etti. Hicran, şöyle devam etti: “Yola çıkarken sadece Türkiye ve Kürdistan ile sınırlı değil tüm dünya kadınlarının sesini duyuracak ve çaba gösterecek bir mecraya ihtiyaç olduğunu düşündük. Ortadoğu kapağı da yaptık, Şilili kadınların da, Rojava’daki kadınların da sesine ses katmaya çalıştık, Arjantinli kadınlara da mikrofon uzattık. Bu kadın mücadele tarihi açısından bir arşiv oluşturdu. Geriye dönüp baktığımızda her kesimin sesini bulabileceğimiz dolu dolu 53 sayı oldu.”
 
‘Erkeklere mikrofon uzatmak zorunda değiliz’
 
Bütün alanlarda erkeklerin sesini rahat bir şekilde duyurabildiğini bir engelle karşılaşmadığını ve bir konuya dair görüş alınmak istendiğinde akla ilk erkek isimlerinin gelmesine karşı kadın basıncılığının önem taşıdığına dikkat çeken Hicran,  “Ankara siyasetini, Ortadoğu politikalarını, ekonomiyi  kadınlarla konuştuk. Bu başlıkların hepsinin kadına değen bir yanı var. Bu alanlara kadın çerçevesiyle bakmak çok önemli. Bu anlamda bir portföy oluşturduk. Kadınlara ne kadar mikrofon uzatırsanız kadını görünür kılıyorsunuz. Mikrofonu sadece erkeğe uzatmak zorunda değilsiniz kadınlar da var demenin bir yolu” sözleri ile kadın yayımcılığının toplum üzerindeki etkisini dile getirdi.
 
‘Jin eşittir kadın mücadelesi’
 
Kürt kadın hareketinin dünyada ivme kazandığının altını çizen Hicran, bu mücadelenin büyüdüğünü İran’da “Jin jiyan azadi” sloganı ile büyüyen direnişin, Rojava’da kadınların DAİŞ’e karşı verdiği mücadelede, Türkiye ve Kurdistan kentlerinde Kürt kadınlarının faşizme karşı verdiği mücadelede görüldüğünü belirtti. Hicran, “ Jin jiyan azadî sloganını tüm dünya konuşuyor. Biz de bu slogandan yola çıkarak ‘jin’ adıyla yola devam etme kararı verdik. Diğer yandan Kürt halkının mücadele tarihinde Kürt kadınları önemli bir yere sahip. Mücadele tarihinde kadını bu kadar ön plana koymuş bir halkın direnişini yansıtıyoruz. bu açıdan ‘Jin’ ismi bizim için önemli. Kadın demek bizde sadece biyolojik olarak var olan bir şey değil. Jin eşittir kadın mücadelesi demek. Henüz 2’inci sayımızı yayınladık. Kadın eki olarak adlandırdığınız zaman çok dergi fikriyatı oluşmuyor ama şu anda Jin dergisi dediğimiz zaman web dergi formatı daha oturdu” diyerek değiştirici ve dönüştürücü güce sahip olan kadının sesini duyurmaya devam edeceklerini dile getirdi.
 
‘İnandığımız değerlere emek vermeye devam edeceğiz’
 
Kürt kadınlara ve Kürt basınında yer alan kadınlar olarak devletin baskı uygulamasına ve hedef göstermesine karşı mücadele etmeye devam ettiklerini vurgulayan Hicran,  “Siteniz kapatılabilir, yayınlarınız engellenebilir, sansüre uğrayabilirsiniz. Bunlar ilk defa karşılaştığımız şeyler değil. Bunlarla baş etme gücü var Kürt kadınlarında. Yeniyi örmeyi öğrendik. Baskı var ama aldığımız mirastan ve tecrübelerimizden biliyoruz ki bunlar bizi yıldıracak şeyler değil. İnandığımız değerlere emek vermeye devam edeceğiz.”