'Nüfus hizmetleri yasa tasarısı kadın mücadelesini kırmak içindir’
- 09:25 10 Ekim 2017
- Siyaset
DİYARBAKIR - Meclis İçişleri Komisyonu'nda kabul edilen yasa tasarısını değerlendiren DBP Eş Genel Başkan Yardımcı Seher Tümer, bu tür yasaların Meclis'e taşınıp kabul edilmesinin kadın mücadelesini kırma amaçlı olduğunu söyledi.
Meclis İçişleri Komisyonundan alt komisyona gönderilen ve müftülere nikah yetkisi verilmesini içermesiyle de bilinen 'Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı', HDP ve CHP’li muhalefetin itirazlarına AKP'li üyelerin oylarıyla ilk 6 maddede değişiklik yapılmadan oylanarak kabul edildi.
Müftülere nikâh yetkisi veren yasa tasarısının Meclis İçişleri Komisyonu'nda kabul edilmesine karşı kadınlar tepki göstererek eylem yaptı. Meclise taşınan yasaları ve son müftülük yasasını değerlendiren DBP Eş Genel Başkan Yardımcı Seher Tümer, “Kadın için yapılıyor denilse de sadece bir aldatmacadır. Bu zihniyet karşısında kadın özgürlük mücadelemizi yürüteceğiz” dedi.
‘Meclis iki partili halde’
Kadına dönük algının zihniyet ile alakalı olduğunu söyleyen Seher, nikâhın müftünün ve imamın kıymasını Meclis eliyle zihniyetin yasalaştırıldığına değindi. Seher, daha önce çocuk evliliklerinin önünü açan bir takım çocuk yasaları yürütüldüğünü de hatırlatarak, "“Hatta yaşı 14’e indiren bir yasa vardı. Kadınların direnişi ile bu geri püskürtülmüştü. Bu yasanın Meclis'e taşınması aslında kadın mücadelesini kırmak içindir. Dört parti Meclis'te görünse de aslında iki partili bir Meclis'e inmiş durumda. Kadına dönük yasalara baktığımızda iki partinin birleşip yasaları kolaylıkla geçirdiğini görüyoruz. Kadına, Kürt halkına, ötekileştirilenlere dönük yasalar Meclis gündemine geldiğinde dört partiliden iki partili Meclis haline geliyor” dedi.
‘Bu yasalar zemin bulmayacaktır’
Yasaların OHAL süreci ile bilerek denk getirildiğine dikkat çeken Seher, bu tür durumlardan faydalanmaya çalışıldığını söyledi. Seher, “Hangi yasa geçirilirse geçirilsin bir özgürlük mücadelesi ile karşı karşıya kalındığında bunun hiçbir gerekçesi yok. Örneğin boşanmaların zorlaştırılması sürecini açarsak; bir kişi zihnen boşanmışsa zaten yasalar üzerinde bunun varlığının çokta bir anlamı yok. Kadın özgürlük mücadelesi devam ettiği sürece bu tür yasalar zeminini bulmayacaktır. Dini, müftüyü, imamı ön plana çıkararak toplumun hassas olduğu noktalardan vurmak istiyorlar. Bunun karşısında durduğunuzda size din karşıtı etiketi yapıştırabiliyor. Fakat kimse kimsenin inancına karışmıyor hatta bir o kadar saygı duyuluyor. Din devletin işlerine alet ediliyor” şeklinde konuştu.
Bu yasalarla kadınların düşünülmediğini söyleyen Seher, “Kadın gerçekten düşünülseydi onlarca kadın kurumu, DBP’li belediyelerin onlarca sığınma ve kadın merkezleri ve bağımsız kadın dernekleri kapatılmazdı. Bu kurumlar kadınlar için ciddi çalışma ve destek sağlıyordu. Kadın için yapılıyor denilse de sadece bir aldatmacadır. Bu zihniyet karşısında kadın özgürlük mücadelemizi yürüteceğiz” dedi.