
OHAL Komisyonuna: Nuriye artık çok zayıfladı, incelemeyi öne alın
- 09:35 12 Ekim 2017
- Siyaset
ANKARA - Nuriye Gülmen'i götürüldüğü hastanenin mahkum koğuşunda ziyaret eden CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, Nuriye'nin gün ışığı dahi görmediğini, çok zayıfladığını ve ağır tecrit altında olduğunu kaydetti. OHAL Komisyonuna durumun bir an önce incelenmesi için çağrı yapan Şenal, "Talepleri esas olarak göreve iade edilmesidir. Bunun bir an önce sağlanması gerekiyor" dedi.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işlerinden edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın açlık grevi eylemi 218’inci gününe girdi. Zorla tutuldukları Sincan Cezaevi Kampüs Hastanesinden, duruşmaya iki gün kala 26 Eylül’de yine iradesi dışında Ankara Numune Hastanesi yoğun bakım servisine kaldırılan Nuriye, bu kez 9 Ekim gecesi Numune Hastanesi'nin mahkum koğuşuna götürüldü.
Nuriye'yi mahkum koğuşunda ziyaret eden avukatı Aytül Kaplan ve CHP Milletvekili Şenal Sarıhan bilgilendirmede bulundu.
Ağır tecrit altında, gün ışığı göremiyor
CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, Nuriye'nin bilincinin açık olduğunu ancak çok fazla zayıfladığını söyledi. Nuriye'nin görüşte kendilerine tekrar cezaevine dönmek istediğini ve muhakkak refakatçi istediğini aktaran Şenal, "Daha önceki yoğun bakımda da şimdi alındığı koğuşta da ağır bir tecrit içinde olduğunu, gün ışığını dahi görmediğini ifade etti. Semih ile Nuriye arasında bir ayırım yapamıyorum. Koşulları tamamen aynı ancak beden ve güç olarak Nuriye daha farklı. Zaten açlık grevine zayıf olarak başladığı için bu durum Nuriye'de biraz daha vahamet arz ediyor" dedi.
'Komisyon dosyaları bir an önce incelemeli’
OHAL Komisyonunun Nuriye ve Semih'in durumlarını bir an önce inceleyip görevlerine iade etmesi gerektiğini vurgulayan Şenal, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sağlık durumu gerekçe gösterilerek daha önce getirilmedi mahkemeye. Şimdi önümüzdeki mahkemede tekrar getirilmeme ihtimali var. Bu durum hem savunma hakkı hem özgürlük hakkını ihlal ediyor. Mahkemeye hangi koşulda olursa olsun getirilmesi gerekiyor. Ancak benim için mahkemeden daha da acil olan görevlerine iade edilmelidir. Çünkü açlık grevlerini göreve iade edilme talebi ile sürdürüyorlar, tahliye talebiyle değil. Talepleri esas olarak göreve iade edilmesidir. Bunun bir an önce sağlanması gerekiyor."
Koridorda, sandalye üzerinde görüş
Nuriye Gülmen'in avukatı Aytül Kaplan ise, en son ziyaretinde Nuriye'nin odasına girmesine izin verilmediğini belirterek, " Kapısından bakmama bile izin vermediler. Koridorda sandalyede görüştük. Özel bir görüşme yeri yokmuş. Koridorda belli bir noktadan sonra gidemeyeceğimi söylediler. Nuriye'yi tekerlekli sandalyeye oturturken kapısı açıktı, gördüm. İçeri baktığımda oda gece gibi karanlıktı. Odada başka yataklar var ama Nuriye tek tutuluyordu" dedi.
Nuriye öfkeleniyor
Nuriye'nin gün ışığı görmediğini ve bu duruma çok öfkelendiğini aktaran Aytül, "Nuriye, 'Ben sabahtan bu yana refakatçi bekliyorum' dedi. Başhekime refakatçi konusunu konuşmak için gittik. 'Yeni bir refakatçiye ihtiyaç var diye yazı veririz' dedi; ancak ‘buna gerek olmadığını bu yönde raporun üç ay önce verildiğini ve şu an durumunun daha da ağırlaştığını’ söyledik" şeklinde konuştu.
'Refakatçiye ihtiyaç yoktur'
Daha önce kampus hastanesinde Nuriye'nin refakatçisi olan kardeşi Beyza Gülmen'in refakat talebi için önce Başhekim'e sonra savcılığa gittiğini söyleyen Aytül, “Başhekim dilekçeyi almamış, 'Savcılığa verin' demiş. Savcılığa gittik. Hem AİHM'in hem Numune'nin refakatçi kararını ekledik. Savcı cezaevine gitmiş, bekledik gelmedi. Savcı, katibe telefonla bilgi vermiş, Numune Hastanesinin yeni bir raporu olduğunu ve bu raporda 'refakatçiye ihtiyaç yoktur' dendiğini söylemiş. Daha yazıyı görmedik. Muhtemelen bugün alacağız" diye konuştu.
‘Doktorlar ‘emir eri’ gibi davranıyor’
Doktorların birer emir eri gibi davrandıklarını kaydeden Aytül, şöyle konuştu: "Nuriye Kampus Hastanesine geri dönmek istemişti. Yoğun bakımda kalmak istemedi. Çünkü burada avukat ve aile görüşü beş dakika ile sınırlı. Hafta sonu da görüştürmüyorlardı. Daha önce kaldığı yoğun bakımın kapısı yoktu, odada sadece bir perde çekiliydi. Nuriye, sürekli içeri biri girer tedirginliği ile tuvalet ve giyinme ihtiyacını tedirginlikle karşılaşıyordu.
‘Her götürüldüğü yer eskisinden kötü’
Her götürüldüğü yer eskisinden daha kötü. Kampus hastanesindeki hapishaneden kötüydü. Yoğun bakım, kampus hastanesinden kötüydü. Şimdiki yer yoğun bakımdan da kötü. Nuriye dün itibarıyla refakatçi gelir diye umuyordu. Tabii bu onun için bir hayal kırıklığı olacak. Bu sorunu aşmaya çalışacağız. AİHM'e tekrar bildireceğiz. Bütün hukuk yollarını deneyeceğiz."