İSTANBUL - Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü kapsamında, şiddete dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması düzenleyen İTO ve SES üyeleri, sağlık alanında şiddetin AKP iktidarının sağlık politikalarının sonucu arttığına dikkat çekerek “Sağlıkta şiddet sona erene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi. 

 

İstanbul Tabip Odası (İTO) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şubeleri,  17 Nisan Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çapa yerleşkesi önünde basın açıklaması düzenledi.  Sağlık çalışanları tarafından, “Bu şiddet sona ersin” pankartının açıldığı açıklamada, şiddet sonucu yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının fotoğrafları ve karanfiller taşınarak, “Sağlıkta şiddet sona ersin” ve “Sağlıkta dönüşüm sona ersin” sloganları atıldı.

 

Açıklama, görevi başında iken hasta yakınları tarafından katledilen sağlık çalışanlarının anısına bir dakikalık saygı duruşunun ardından başladı. Açıklamada ilk olarak söz alan İTO Genel Sekreteri Ertuğrul Oruç, sağlık çalışanlarına dönüş şiddetin giderek artmasının AKP iktidarının "Sağlıkta Dönüşüm" programıyla doğrudan bağlantılı olduğunu vurgulayarak, "Sağlıkta şiddet olgusu ‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin uygulamaya konulduğu 2003 yılından bu yana devam edegeldi. Bu açıdan 2003 yılı sözel ve fiziki şiddetin tavan yaptığı dönem olmakla birlikte sağlıkta şiddet bu sistemin bir sorunu ve sonucu olduğu da ortaya çıkmakta. Şuana dek onlarca sağlık çalışanını yitirmiş bulunmaktayız ancak sağlıkta şiddet dalgası bugün hala devam etmekte ve önümüzdeki süreçte karşılaşacağımızı öngörebiliyoruz" dedi.

 

Bir günde 50’den fazla şiddet başvurusu!

 

Ardından İTO ve SES adına hazırlanan ortak basın metnini okuyan Ayşen Yavru, Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü’nün Türk Tabipler Birliği (TTB) tarafından 2012 yılında Dîlok’ta görevi başında katledilen Dr. Ersin Arslan’ın ardından ilan edildiğini anımsatarak, “Son 20 senede sağlık kurumlarında ve çalışma ortamlarımızda karşılaştığımız şiddet, korkunç boyutlara ulaşarak biz hekimlerin ve sağlık çalışanlarının en yakıcı sorunu haline gelmiştir. 2023 yılında kamuoyuna yansıyan Beyaz Kod verilerinden günde ortalama 50’den fazla sağlıkta şiddet başvurusu yapıldığını biliyoruz. Üstelik yaptığımız çalışmalarımızda da gördüğümüz, sağlıkta şiddet olaylarının yarıdan fazlasında Beyaz Kod bildirimi yapılmadığıdır. Sağlık çalışanları olarak bizler neredeyse her gün sözel şiddete maruz kalıyoruz ve bu Beyaz Kod kayıtlarına girmemektedir” diye ifade etti. 

 

‘Bu sistem sağlık hizmetini niteliksizleştiriyor’

 

Sağlık çalışanları olarak sağlıkta şiddetin önlenmesi konusundaki tüm uyarılara rağmen Sağlık Bakanlığı’nın herhangi bir adım atmadığına dikkati çeken Ayşen, “Sağlık Bakanlığı’nın, Dr. Ersin Arslan’ın ölümünden sonra olduğu gibi, yeterli olmayan yasal düzenlemelerle yetinmesinin nedeninin sistemi korumaya yönelik olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı. Ayşen, ayrıca 2003 yılında uygulamaya konulan “Sağlıkta Dönüşüm Programı’na işaret ederek,  Bu uygulamayla birlikte hastaların müşteri olarak görüldüğü, biz sağlık çalışanlarının ise gittikçe değersizleştirildiğimiz bir sistemde çalışmaktayız. Ancak bireyci, sermaye odaklı ve ölümcül bir rekabeti önümüze koyan sağlık sistemi sadece şiddet üretmiyor. Bu sistemde sağlık hizmetleri de niteliksizleşiyor ve sonucunda toplumun sağlığının daha da geriye gidiyor” sözlerine yer verdi.

 

Mücadele vurgusu!

 

Sağlık alanında nitelikli hizmet sağlanabilmesi için sağlık sisteminin eşitlikçi, toplumun sağlığını önceleyecek şekilde yeniden inşasının zorunlu olduğunun altını çizen Ayşe , sözlerini  şöyle noktaladı: “Toplumsal alanda büyüyen şiddet iklimi ve bizi birbirimize düşman ederek kazanç sağlamaya çalışan zihniyetin varlığında sağlık alanında şiddetin de var olacağını biliyoruz. Dolayısıyla şiddetle her alanda mücadele etmekten başka bir şansımızın olmadığı açıktır. Ancak, mücadele, dayanışma ve örgütlenmeyle şiddetsiz bir yaşamı hep birlikte kurabiliriz. (…) Sağlıkta şiddet sona erene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz!”

 

Açıklama, sağlıkta şiddet sona ersin” sloganlarıyla son buldu.