Öğrenciler ajanlık dayatmalarını protesto etti
- 19:17 20 Nisan 2024
- Güncel
İZMİR - Özgür Üniversite Hareketi, gençlere yönelik artan baskı, gözaltı, tutuklamalar ve tehditlere karşı basın açıklaması gerçekleştirerek durumu protesto etti.
Özgür Üniversite Hareketi, geçtiğimiz günlerde kendilerini MİT olarak tanıtan kişilerin Fatmanur Güçlü isimli öğrenciye ajanlık dayatması yaparak tehdit etmeleri üzerine basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Gözaltılar tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz! Yaşasın örgütlü mücadelemiz” yazılı pankart taşınırken sık sık, “Bu abluka dağıtılacak”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz” ve “Seda’ya Sibel’e özgürlük” sloganları atıldı.
‘Devletin ilk faşist müdahalesi değil’
Basın metni okunmadan önce Özgürlükçü Gençlik üyesi Helin Randa, Fatmanur Güçlü’ye yapılanların devletin ilk faşist müdahalesi olmadığını dile getirdi. Helin, Wan protestolarında da Sedanur Uğur ve Sibel Örkmez’in hukuksuzca tutuklandıklarını söyleyerek Sedanur ve Sibel’in siyasi koğuş talebinin yok sayıldığını ve hala adli koğuşta tutulduklarını belirtti. Kendilerinin sokakta Sedanur ve Sibel’in de cezaevinde mücadele ettiğini ifade eden Helin, “Bu devletin yaptıklarını çok iyi biliyoruz, çok iyi görüyoruz. Benzer bir olayı yakın zamanda Ankara’da gördük. Bir yoldaşımızı TEM Şube kaçırdı. Benzer söylemlerle arkadaşımızı yıldırmaya çalıştı. Bugün de buradayız, aynı sebepten dolayı toplandık. Biliyoruz ki bizi de mücadelemizi de bitiremeyecekler. Biliyoruz ki mücadelemizle Wan’da kazandık, sonrasında da yoldaşımız Muhammet Orhan’ı aldık. Şimdi de hem bu ajanlaştırma çalışmalarını bitireceğiz hem de Seda’yı, Sibel’i, Umut’u büyün mücadele arkadaşlarımız alacağız. Biz kazanacağız” şeklinde konuştu.
‘Baskılarınız bizi yıldıramayacak’
Ardından söz alan Sosyalist Kadın Hareketi’nden Sibel Yaşar ise kendilerini MİT olarak tanıtan kişilerin arkadaşlarını tehdit etmesinin, saray rejimi tarafından gerçekleştirilen ilk saldırı olmadığını söyledi. Sibel, “Bunlar tarihte ne zaman direnen bir kadın varsa ne zaman direnen bir öğrenci varsa yükselen devrimci hareketin önünü kesmek için yapılan saldırılardır. Bugün de bu saldırının kendisi ortağımıza yönelik yapılmıştır. Mücadelemizin önünü kesmek için yaşamın her alanından saldırıyorlar ve nefes alacak bir alan bırakmıyorlar. Sizlerin saldırılarına boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Baskılarınız bizi yıldıramayacak” dedi.
'Fatmanur Güçlü kendilerini MİT olarak tanıtan kişilerce tehdit edildi'
Konuşmaların ardından basın metni okundu. Basın metnini Özgür Üniversite Hareketi’nden Oğuzcan Gülyaşar okudu. Oğuzcan, Özgür Üniversite Hareketi’nden Fatmanur Güçlü’nün 17 Nisan Çarşamba günü evinin önünde bekleyen ve kendilerini MİT mensubu olarak tanıtan 5 kişi tarafından tehdide ve tacize maruz kaldığını söyledi. Kendilerini MİT mensubu olarak tanıtan kişilerin Fatmanur’un kişisel hayatı ve ailesi ile ilgili sorular sorduğunu paylaşan Oğuzcan, Fatmanur’a ‘Listemizde varsın 4 aydır senin üzerine çalışıyoruz 1 aydır da buluşmaya çalışıyoruz’ denilerek ajanlaştırma dayatması yapıldığını belirtti. Fatmanur’un konuşmak istemediğini ve bunun üzerine kişilerin ‘Çok zor durumdasın biliyoruz, böyle gidersen senin de ailenin de başına kötü şeyler gelir, biz polisler gibi değiliz, sana yardım etmek istiyoruz yoksa kardeşine de yazık edersin’ diyerek ailesi ile tehdit edildiğini ifade etti.
‘Bu sistemi ve uyguladıkları politikaları tanıyoruz’
Bu sistemi ve uygulanan politikaları tanıdıklarını vurgulayan Oğuzcan, “İnsan kaçırmaktan, faili meçhullere, sokak ortasında işkence yapmaktan, baskı politikaları ile ajanlaştırma çalışmalarına saldırının her türlüsünün kaynağını tanıyoruz. Saray Rejimi’ni ayakta tutmak isteyenler yükselen öğrenci ve kadın hareketinden iki arkadaşımız olan Seda ve Sibel i hiçbir gerekçe olmadan tutukladı, arkadaşlarımız can güvenlikleri olmamasına rağmen adli koğuşta tutulmaya devam ediliyor ve tehditlere maruz kalıyorlar” dedi.
‘Fatmanur’un başına gelecek her şeyden emniyet ve valilik sorumludur’
Bu saldırılardan korkmadıklarını belirten Oğuzcan, “Biz, 97’de ajanlık dayatmasını kabul etmediği için fakültesinde öldürülen Ali Serkan Eroğlu’nun yoldaşlarıyız. Biz bu saldırılardan korkmuyoruz çünkü bu saldırıların devletin kendi korkusunun yansıması olduğunu görüyoruz. Arkadaşımız Fatmanur Güçlü’nün başına gelecek her şeyden İzmir Emniyeti, valilik ve bu devleti yönetenler sorumludur” diye konuştu.
Açıklama sloganlarla sona erdi.